Yusuf Öztürk: Tartışma değil, uzlaşma zamanı!
İMEAK DTO İzmir Şubesi meclis toplantısında konuşan Başkan Yusuf Öztürk " İzmir Körfez’de derin suyolu ve sirkülasyon kanalı taramaları sonucunda İzmir Alsancak Limanı’nın büyüme imkanı artacak" dedi.
İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Haziran ayı meclis toplantısında sektöre ve gündeme dair konular masaya yatırıldı.
Meclis gündeminde Tarihi Kemeraltı Bölgesi’nin dönüşümü ve geliştirilmesi amacıyla kurulan TARKEM, İMEAK DTO meclis üyelerine sunum gerçekleştirdi. İzmir’in tarihi bölgesinde yapılacak dönüşüm ile ilgili TARKEM Yönetim Kurulu Başkanvekili Uğur Yüce sunum yaptı.
Sunumun ardından konuşan İMEAK DTO İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu arasında polemik olan Körfez Projesi ÇED onayı konusunu gündeme getirdi.
Körfez'de ÇED sevinci
Önceki toplantılarda proje onayının bir an önce verilmesi gerektiğini ifade eden Öztürk, ÇED onayı için teşekkür etti. Yusuf Öztürk, “İzmirlilerin 3 yıldır beklediği ‘İzmir Körfezi ve Limanı Rehabilitasyon Projesi’nin ÇED Raporu onaylandı. Bu iki gelişme, dünyanın en eski liman şehirlerinden İzmir’in kaderini belirleyecek önemde. Körfez’de derin suyolu ve sirkülasyon kanalı taramaları sonucunda İzmir Alsancak Limanı’nın büyüme imkanı artacak. Aynı zamanda yüzülebilir körfez hedefine yaklaşmış olacağız. İzmir’in önünü açan bu gelişmelerden dolayı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. Bu vesileyle Başbakanımız Binali Yıldırım’ın İzmir’e ne kadar verdiği değeri bir kez daha yaşadık” şeklinde konuştu.
"Herkes projeye sahip çıkmalı"
Delican ile Kocaoğlu arasında ÇED onayı üzerinden yaşanan tartışmaya gönderme yapan Öztürk, “Şimdi sıra yatırımların bir an önce hayata geçmesini bekliyoruz. Deniz taşımacılığı ve lojistiğin yanı sıra turizm ve ticareti hareketlendirecek bu yatırımlar sayesinde İzmir olarak yeni bir ekonomik büyüme öyküsü yazabiliriz. Bu nedenle herkes görüşünü söylemeli, itirazını ve önerisini yapmalı. Uzlaşma sağlandığında da yine herkes var gücüyle bu projelere sahip çıkmalıdır. Çocuklarımıza bu şehirde iş imkânı yaratmak istiyorsak, tartışmalarla vakit kaybetmemeliyiz” ifadelerini kullandı.
Çandarlı Limanı, sanayi bölgelerine bağlanmalıdır
Dünya taşımacılığı üzerinden Çandarlı Limanı’na gönderme yapan Öztürk, “İnsanı karamsarlığa sevk eden bu tabloya rağmen dünyada rakiplerimiz boş durmuyor. Üretim maliyetini azaltacak ulaşım yatırımları hız kesmeden devam ediyor. Çin, ülkenin merkezinde Pasifik Okyanusu’nu Atlas Okyanusu’na bağlayacak kara ulaşım hattı için devasa yatırımlar gerçekleştiriyor. Kazakistan, Hazar Denizi’nde inşa edeceği liman ile Avrupa ile Asya’yı bağlayacak ulaşım koridoru açmayı planlıyor. Panama Kanalı’nın genişletilmiş kısmı hizmete açıldı. Birleşik Arap Emirlikleri, üretim ve aktarma gücünü Dubai’deki Jebel Ali Serbest Bölgesi liman kompleksinde birleştirmeye çalışıyor. Bu yatırımlar, ülkemize gitmesi gereken istikameti gösteriyor. Kuzey Ege Çandarlı Limanı, İzmir’in aktarma merkezi kabiliyetini ve dış ticaret kapısı olma özelliği artırmak için biçilmiş kaftan. Bu nedenle Çandarlı Limanı, serbest liman mantığıyla tasarlanıp, lojistik merkez ile sanayi bölgelerine bağlanmalıdır” şeklinde konuştu.
"Bu ülkede bir Yelken Federasyonu var!"
Öztürk konuşmasının son bölümünde önceki gün Rio’daki Yaz Olimpiyatları’na uğurlanan Dilara Uralp’e başarılar diledi.
İMEAK DTO İzmir Şubesi’nin desteği ile başarılarına yenilerini ekleyen Dilara’ya Türkiye Yelken Federasyonu’nun destek vermemesine isyan eden Öztürk, “Biz Dilara’ya desteğimizi Rio’ya katılmama ihtimaline rağmen devam ettik. Biz Dilara ünlenmeden sahip çıkmaya başladık. Biz her hangi bir beklenti içinde olmadan bugünlere kadar desteğimizi gösterdik. Ama Dilara Rio’ya gitme hakkı kazandıktan sonra federasyon sahip çıkmaya başladı. Ben bunu kabul etmiyorum. Biz Deniz Ticaret Odası’yız. Yani bu konuda daha gitmemiz gereken çok yolumuz olduğunu düşünüyorum. Bir çocuk başarılı olduktan sonra sponsor olmanın anlamı yok. Sadece Dilara için değil birçok sporcuya sahip çıkılması lazım. Burada bir Türkiye Yelken Federasyonu var. Görevini yapmalı ve görevine sadık olmalı. Sadık olmadıklarını düşünüyorum. Yolu açık rüzgarı kolay olsun” ifadelerini kullandı.
ViraHaber.com
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.