1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. Yeni Bir Dil Oluşturabiliriz
Yeni Bir Dil Oluşturabiliriz

Yeni Bir Dil Oluşturabiliriz

Denizcilik sektöründe ulusal ve uluslararası projelerde gemi içi sabit mobilyada Türkiye’nin lider üreticisi olan Cita Design’nin Baş Tasarımcısı Burak Aykan ile firmanın hedeflerini, yeni projelerini ve hayallerini konuştuk.

A+A-

Öncelikle bize Cita Design’dan bahsedebilir misiniz?

Denizcilik sektöründe yenilikçi, alışılagelmişin dışında iç mekan tasarımları yapmak için yola çıktık. Çita Marin’nin 25 yıllık deneyimiyle beraber bu birikimi kullanarak dizayn yapmaya başladık. Firmanın geçmiş deneyimi genel olarak üretim üzerine idi. Zamanla büyüyen projelerin çeşitliliği ile beraber tasarım ihtiyaçları doğmaya başladı. Firmanın bu konuda özelleşerek müşterilerine daha iyi bir deneyim sunması için tasarım bölümü ayırdık ve tamamen kullanıcı odaklı yeni deneyimler sunan mekan tasarımları geliştirmek. Misyonumuz dünya çapında gemicilik sektöründe yeni tasarım senaryoları üreten bir ofis olmak. Bu misyonla beraber vizyonumuza destekte bulunacak yeni teknolojiler ve süreçlere hızlıca adapte oluyoruz. Şu an Cita Design’nın geldiği noktada üst segment kruvaziyer, ROPAX gibi gemilere iç mimarlık hizmeti veriyoruz. Üretimle beraber bütçe hesaplarını da kontrol edebildiğimiz için dizayn prosesi daha hassas yönetebiliyoruz. Peki dizayn prosesi nasıl işliyor? İlk önce müşteriyle ön görüşme yapılıyor ve burada müşterinin istekleri anlaşılıyor. Bizim de önceki marin tecrübemizle beraber burada ne yapabiliriz ne gibi yenilikleri uygulayabiliriz gibi konularda proje üzerinde tartışıyoruz. Daha sonra tasarım süreci başlıyor. Bunun için ilham fotoğraflarından, yaptığımız proje örneklerinden görselleri sunmakla başlıyoruz. Buradan müşterinin isteklerini ve gereksinimlerini belirliyoruz. İhtiyaç analizini yaptıktan sonra konsept dizayna başlıyoruz. Ekip içinde bu projede neyi geliştirebiliriz, ileride ne değişebilir gibi senaryolar üzerine beyin fırtınası yapıyoruz. Süreç ilerledikçe ekip arkadaşlarımızın yeteneklerine göre proje bölümlenmeye başlıyor. Öncelikle projenin mühendislik çizimleri bize geliyor. Burada plan üzerinden çalışmaya başlıyoruz. Mekan işlev bölümlemelerini yeniden yapıyoruz. Mühendislik firmasının çizdiği çizimler üzerinden burada ne gibi sorunlar çıkabilir öngörüyoruz. Dizayn olarak bunu simüle ediyoruz. Daha sonra modellemede yavaş yavaş mekân haline getirmeye başlıyoruz. Model çıktıkça artık bir somut yapı oluşmaya başlıyor. Bilgisayar destekli modelleme üzerinden sorunları yeniden ele alıyoruz ve üretime uygun olup olmadığı ile ilgili olarak proje ekibiyle bir araya gelip sorunları tartışıyoruz. Bu aşamada geçildikten sonra artık her şey netleşiyor ve biz final sunumuna geçiyoruz. Final sunumunda da render süreci devreye giriyor. Gerçekçi sonuçlar alabilmek adına uzun süre render hesaplamaları yapıyoruz. Renderlar çıktıkça materyalin kalitesini görmeye başlıyoruz. Tedarikçilerimizden temin ettiğimiz numuneler sayesinde neredeyse birebir malzemeleri bilgisayar ortamına aktarabiliyoruz. Bu ürün gerçekten bu mekanda nasıl duracak kullanıcı amaçladığımız atmosferi yakalayabilecek mi gibi bir çok soruyu ekip içinde soruyoruz. Bu da oturunca, “yapılan tasarımı müşteriye en iyi nasıl sunabiliriz?” aşamasına geçiyoruz. Burada da bizim colorbook dediğimiz müşterinin en son önüne gidecek yani mekana girdiğinde bununla karşılaşacaksınız dediğimiz ürünleri listeleriyle beraber çıkarıyoruz. Son aşamada ise sektörde ilk olduğumuz artırılmış gerçeklik üzerine çalışmalarımızı sunuyoruz.

2-fotograf.jpg

Şu an yaptığınız büyük bir projeniz var mı?

Şu an Türkiye’de bir ilk olan Havila şirketine ait iki kruvazör gemi projesini yürütüyoruz, üretimleri de devam ediyor bu projelerin. Bu projede en önemli dizayn kalemine baktığımızda owner suitleri yapıyoruz. Owner suitlerin dizaynı, uygulaması ve üretimi tamamen bize ait. Havila Grubu’na ait iki tane kruvaziyer kardeş gemisi geliyor. Şuan Tersan Tershane’sinde başlandı, bloglar çıktı. Konsept tasarım sürecini titizlikle yürüttüğümüz bu iki gemi projesini aldığımız için gururluyuz. Türkiye’de ilk defa Passenger Deck yapımı bir Türk firması tarafından hem dizayn, hem de üretim olarak çalışılıyor. Türkiye’deki projelerimiz devam ederken sadece tasarım departmanının üstlendiği Faroe adalarında ropax sınıfı bir projeyi tasarlıyoruz. İç mekan projesinin seyir terasları, sky bar gibi özelleşmiş alanlarının tasarımını yürütüyoruz. Onunla beraber yine feribot projelerimiz ve Sefine Tersanesi’ndeki Basto Fosen’e ait projelerimiz var. Burada 42’nin teslimini yaptık ve hemen arkasından 44 projesine devam ediyoruz. 44'te dizayn aşamasında yenilikler üzerine çalışıyoruz. Özata Tersanesi’nde inşa edilen balıkçı gemilerimiz var. Burada 63, 66 ve 68 projesi yine bize ait ve balıkçılarda da ilk defa çıtayı yükselttik. Baktığınız zaman diğerlerinden farklı olduğunu görürsünüz. Balıkçı gemilerinde yeni bir düzen denemek çok zor... Denizciliğin belli bir yapısı var ve hepsi aynı şekilde evrilmiş. Müşteriler çevresinden gördüğü tasarımları talep ediyor ve risk almak ya da yeni bir şeyler denemek istemiyorlar. Yeniliği sevdirmek ve kabul ettirmek tasarım olarak bizim en keyif aldığımız deneyimlerden birisi. Biz de onların diretmesine boyun eğmeden dizaynda nasıl inovasyon yapabiliriz ne değiştirebiliriz diyerek net tavrımızla yeni bir düzen sunmaya çalışıyoruz. Balıkçılar da şu an bizim için çok önemli. Çünkü çok girilmemiş bir alanda bir şey değiştirmek, tasarım kültürünün yaygınlaştığı bir alanda bir şeyi değiştirmekten çok daha zor ve bence sonucunda da başarı getiren projeler süreci zor olanlar oluyor.

1-fotograf-002.jpg

Covid-19 sürecinde şirket olarak nasıl etkilendiniz?

Dizayn olarak biz etkilenmedik diyebiliriz. Tam tersine artış oldu ve hatta oldukça yoğunlaşmaya başladık. Projelerimiz arttı, balıkçı gemileri başı çekmek üzere yolcu gemileri kaleminde de güzel gelişmeler oldu. Yurtdışından da artık bize dizayn olarak gelmeye başlayan müşteriler oluyor. Önceden marine bölümü bir proje alırdı, dizayn bunun tasarım sürecini yönetirdi. Şimdi dizayn proje alıyor, marine bölümü projelendirmesini yapıyor. Böyle bir değişim olmaya başladı ki, zaten hedefimiz de buydu…

Cita Design olarak yurt dışı fuarlarına ilginiz olduğunu biliyoruz. Sizce fuarlara yeni bir soluk mu gelecek bundan sonra, neler söylemek istersiniz?

Bu sene fuarlara pandemi nedeniyle katılamadık. Miami ve Londra fuarları iptal oldu. Bu arada sanal fuarlar başladı. Fiziksel olarak yerinde bire bir kontak kurmak gibi olmuyor ama bunun da avantajlarını kendi içimizde görür olduk. Baktığımızda sektörü sanal fuarlar sayesinde yakından tanır hale geldik. Çünkü yerinde bire bir herkesle görüşemiyorduk. İnsanları yüz yüze görüşme yapabilmek için zamanı olmuyor. Mesela webinar sayesinde belkide hiç karşılaşmayacağımız insanları tanımış olduk. Artık sanal fuarlara gözlükle katılıyorlar. Bu daha çok otomobil sektöründe yapılmış. Gözlükle giriyorsunuz, bütün fuarı geziyorsunuz. Yine fuar yerleri ve standlar var. Stantlarını firmalar yine tasarlatmış ama bir fark var hepsi sanal.  Girip bütün stantları gezebiliyorsunuz ve orada avatarlar sayesinde birebir görüşme yapılabiliyor. Bence sanal fuarların alt yapısının çok iyi kurulması, düzenlenmesi gelecekteki bütün organizasyonların yapısını değiştirmeye başlayacak.

Biraz da 2021 hedeflerinizden bahsedelim. 2021 hedeflerinizde neler var?

2021 hedeflerine baktığımızda burada asıl hedeflediğimiz şey ilk olarak sektörde bir farklılık yaratmak. Şimdi firmalar aynı dizayn prosesi oluşturuyor, aynı şekilde tasarım süreci yürütüyor. Malzeme ve uygulama kısıtlarının da etkisiyle sonuçlar aşağı yukarı aynı oluyor. Biz burada yeni bir dil oluşturabiliriz. Öncelikle belli tez ve makalelerden yararlanarak yeni bir anlayış oluşturmamız gerekli. Bunun üstünde çalışıyoruz. Burada kendi içinde yeni argümanlarla bunu desteklememiz lazım. 2021’de koronavirüsün kruvaziyer sektöründeki etkisi çok büyük bir sıkıntı olarak görülüyor. Peki, koronavirüsü nasıl avantaja çevirebiliriz? Bunun üstüne belli geliştirmeler yapıp, makaleler yayınlamanız gerekir. Bulaş riskini kamusal mekanlarda nasıl azaltabileceğimiz üzerine sıklıkla bilgi üretilmesi denenmesi gerekiyor. En önemlisi bence burada makale yayınlamak… Çünkü makale yayınladığımızda sektör ne yapabileceği görecek ve yönlenecek. Burada birçok insan buna eğilmeye başladı. Yurtdışındaki firmalar da eğilmeye başladı. Biz de araştırmalar yapıp, bunu geliştirerek sektörde öncü olacağımızı düşünüyoruz. Kruvaziyer neye evrilecek ve biz bunun neresinde olacağız? Kruvaziyer sektörü nereye gidiyor? Çünkü kesinlikle bir şeyler değişti ve değişmeye devam edecek. Biz şu anda akademik olarak Mimar Sinan Üniversitesi'yle de çalışıyoruz. Akademik makaleler yayınlayabilirsek ve bu makale atıf alabilirse bizim için çok iyi olacak; çünkü hem sektörel anlamda biz tanınmış olacağız, hem de sektöre bir katkı sunmuş olacağız.

Özel Haber/Vira Haber

Bu haber toplam 9180 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.