Van Gölü bir milyonu aşkın insanın katı ve sıvı atığı ile kirletiliyor. Dünyanın en büyük sodalı gölünün çevresinde 8 ilçe ve 136 köy var.

Göl çevresindeki arıtma tesisleri, hızlı nüfus artışı ve değişen teknoloji karşısında yetersiz kaldı. Çevre örgütleri, göl çevresindeki 4 arıtma tesisinin faal olarak çalışmadığını ifade ediyor.

Al Jazeera Türk'e konuşan Van Çevre Derneği Başkanı Ali Kalçık, gölün 'pislik çukuruna dönüştüğünü' söylüyor.

Van merkez arıtma tesisinden göle saniyede 1800 litre atık su akıtıldığını belirten Kalçık, ''Bu atık suların küçük bir kısmı arıtılıyor. Ona da arıtma denilmez. Gelen atık ilk olarak çökertiliyor. Bekletildikten sonra yine göle deşarj ediliyor. Dünyada artık bu sistem kalmadı. İleri derece biyolojik sisteme geçilmelidir'' dedi.

'Hükümet adım atmalı'

Van Büyükşehir Belediyesi'nin bütçesinin gölü kurtarmaya yetmeyeceğini bunun için hükümetin adım atması gerektiğini savunan Kalçık, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Raporlarımız var. Kanalizasyonla günlük 154 bin metre küp Van Gölü'ne pislik akıtılıyor. 154 bin metreküp pislik akıtılan çukurda gölden denizden bahsedilemez. Maalesef hükümetlerin yıllardan beri bununla ilgili hiçbir politikası olmamıştır. Yerel yönetimlerin de bu sorunu çözecek kapasiteleri yoktur. En büyük olumsuzluk resmi kurumlardan geliyor. Devlete ait sosyal tesisler gölün kenarındadır. Bu bana göre vahşettir. Kabul edilemez. Bu güne kadar bu duyarlılığı hassasiyeti gösteren hiçbir hükümet ve yerel yönetim olmamış. Bu olumsuzluğa seyirci kalınıyor. Van belediyesinin yıllık bütçesi 160 milyondur. Bununla ilgili çözüme gidilirse o da lokal olur.''

Ciddi bir yatırımla arıtma ile ilgili sıkıntıların giderilebileceğini ifade eden Kalçık, kirlilik böyle gider, soruna çözüm bulunmazsa Van gölünün yok olacağını vurguladı:

''Devlet kullanımı konusunda kıyı çok işgal ediliyor. Pervasızca davranılıyor. Bugün devletin bir çok resmi kurumu hepsi göl kenarını işgal etmiş ve pisliklerini göle deşarj ediyorlar. Hepimizin sorunudur. Maalesef her gün göz göre göre kirletiliyor. Keşke kanalizasyonlar gölün, çayın derenin kenarında olmasaydı. Muş'un gölü yok. Kanalizasyonu ne yapıyorlar? Açıkçası vahşet yaşanıyor. Tatvan, Erciş, Muradiye ve Van'da arıtma tesisleri var. Ama sağlıklı arıtmıyor. Yani olmasının da önemi yok. Sadece görseldir.''

'Kendimi ihbar ediyorum'

Van Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon Müdürü Mehmet Köseoğlu ise, kirlilikle ilgili gündem oluşturulması gerektiğini vurguluyor. Özköseoğlu, çok yakın zaman da Avrupa Birliği Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (İPA) fonlarından yararlanarak sorunun çözüleceğini söylüyor.

Bu yönde mücadele verdiğini anlatan Köseoğlu, arıtma tam kapasite çalışsa da yeterli gelmediğini itiraf ediyor.

''Kendimi ihbar ediyorum. Bunu çevre örgütleriyle yaptığımız toplantılarda da gündeme getirdik. Orada da aynı cümleleri sarf ettim. Bizim arıtmamız çalışıyor. Evet tam kapasite çalışmıyoruz. Biz halen arıtılmadan göle, üçte bir su gönderiyoruz. Cidden kaygı verici boyutlarda giden bir su yok. Elimizde ciddi bir imkan olsaydı biz bu imkanı değerlendirmeseydik ben vicdan azabı duyardım. Ama size gelen bütçe belli. Ben mücadelemi veriyorum. Bu ihbar vicdanla alakalı bir şey değil. Mücadelemin esasıdır.''

İPA kurtuluş olacak

Van'daki arıtma tesisinin tam kapasite çalıştığını savunan Özköseoğlu, ''Arıtma tesisi 30 yıl öncesine göre yapılmış. 3 üniteden oluşuyor. 2 ay önce üçüncü ünitede devreye girdi. Suyun üçte biri deşarj oluyor. Çevre bakanlığı üzerinden İPA fonlarına başvuru yaptık. Projesini de iller bankasına hazırlattık. Tamamlandı. Master planında hazırlanıyor. Programa alınmış. Yeni tesiste biyolojik ileri arıtma yapılacak. İPA fonu Van gölü için kurtuluş olacaktır. 2013 yılında protokol imzalandı. İhale süreci bir yıl kadar sürecek. Burada sadece arıtma yapılmayacak. Kanalizasyon hatları da yenilecek'' diye konuştu.

virahaber.com