Ultrasonik Ses Frekansıyla Müsilaj Mücadelesi
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Deniz Teknolojileri Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğretim Üyesi Dr. Halit Kuşku'nun müsilaj ile en kısa sürede ve ekonomik şekilde mücadele edilmesi için yaptığı bilimsel çalışma, uluslararası hakemli dergide yayımlandı.
Müsilaj, Çanakkale ve İstanbul boğazlarında özellikle geçen yıl yoğun olarak görülmüş; deniz ekosistemlerini tehdit eden bu durum, doğal hayatı ve Turizm potansiyelini olumsuz etkilemişti. Bu yıl müsilajın yeniden ortaya çıkmasından endişe edilirken, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi'nde müsilaj ile mücadelede yöntem geliştirildi.
Dr. Halit Kuşku, müsilaja en kısa sürede ve ekonomik şekilde nasıl müdahale edilebileceği konusunda 1,5 yıl süren bilimsel çalışma yürüttü. Yazdığı, 'Sonikasyonun Maruz Kalma Süresinin Müsilajın Fiziksel Dağılımı Üzerindeki Etkileri: Bir Ön Çalışma' (Effects of Exposure Time of Sonication on Physical Dispersal of Mucilage: A Preliminary Study) adlı makale ise uluslararası hakemli dergide bilimsel çalışma olarak nisanda yayımlandı.
'Kimyasal yapısı bozulmadan ayrışmaya uğradı'
Çanakkale Boğazı'ndan toplanan müsilaj örneklerine laboratuvar ortamında ultrasonik ses frekansları verdiklerini söyleyen Dr. Halit Kuşku, ultrasonik titreşim (sonikasyon) tarafından üretilen 40 kHz frekansın, kolloidal yapı üzerinde zamana bağlı yıkıcı etki gösterdiğini belirtti.
60 dakikalık 40 kHz frekanslı ultrasonik dalganın deniz yüzeyindeki müsilaj birikiminin, yüzde 50 oranında dağılmasında etkili olabileceğini kaydeden Kuşku, "Müsilaj; Marmara Denizi, İstanbul ve Çanakkale boğazları ile Kuzey Ege'de görüldü. Biz Çanakkale Boğazı’ndan almış olduğumuz örnekleri laboratuvarlarımızda inceleyerek, onlara ultrasonik ses frekansları ilettik. 60 dakika, 30 dakika, 15 dakikalık iletimler neticesinde müsilaj ayrıştı. 60 dakika neticesinde yaklaşık yüzde 50 oranında fiziksel ayrışmaya uğradı ve o yoğunluk özelliğini kaybettiği gözlemlendi. 40 kHz ultrasonik dalgalar neticesinde müsilaj fiziksel olarak kimyasal yapısı bozulmadan ayrışmaya uğradı. Ağır tutucu özelliğini ve o yüzeyde kaplayıcı özelliğini kısmen de olsa kaybetti" diye konuştu.
Bu uygulamanın acil eylem planı olarak değerlendirilmesini de öneren Dr. Kuşku, "Önceki dönemlerde müsilaja kıyıdan müdahale edilmiş ve kıyıda yoğunluk oluşturan müsilaj tabakası toplanarak farklı bir noktaya transfer edilmiştir. Biz bu transferi gerçekleştirmeden, çok yüksek maliyetlerin içine girmeden daha önce uygulanmamış bir yöntemi öneriyoruz” dedi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.