Türkiye'deki Göllerin Yüzde 60'ı Kuraklık Nedeniyle Kurudu
Kuraklık yüzünden ülke genelindeki nehirlerin neredeyse tamamında suyun akış hızı yüzde 70’lere varan oranda düştü. Göllerin ise yüzde 60’ı kurudu.
Küresel iklim değişikliği ve sıcaklık artışları beraberinde kuraklık ve nehirlerin akış hızını da olumsuz etkiliyor. Yapılan çalışmalarda Ceyhan Havzası’ndaki su kaynakları dışında ülke genelindeki nehirlerin tamamında akım hızının yüzde 20 ile yüzde 70 arasında düştüğü saptandı. Susurluk, Malatya Arapgir, Gümüşhane Kelkit, Bingöl Karlıova, Muğla Milas ile Kahramanmaraş Çağlayancerit Havzası’ndaki nehirler en kötü durumdaki kaynaklar arasında yer alıyor.
Türkiye’deki ortalama hava sıcaklıklarının 2030 sonrasında 3 derece artabileceğini, yağış klimatolojisinde ise olumsuz değişimlerin olacağını belirten uzmanlara göre en büyük sorunlardan birinin de akarsu yataklarında yaşanan ciddi kirlilik. Son dönemde hazırlanan tüm araştırmalarda Ergene, Büyük Menderes, Sakarya, Kızılırmak başta olmak üzere tüm su kaynakları belli oranlarda kirlendiği belirtiliyor. Çiftçiler ise geçmişte 20 metre derinden yeraltı suyu çekerken, günümüzde 200 metreden su çekmek zorunda kaldıklarını söylüyorlar.
SU GÖÇLERİ
Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız, gelecekte ülkeler arasında yaşanacak su savaşlarına dikkat çekerken, “CIA danışmanı Peter Schwartz ve Global Businiess Shwartz ve Randall, açlık, tarımsal üretim çöküşleri, yoksulluk ve hastalık gibi uzun vadeli olguların yanı sıra aniden gelişen her türlü yıkıcı iklim olaylarının bugüne kadar görülmemiş nüfus hareketleri yaratacağını öngörüyorlar.
2012 yılında 32 milyonu aşkın kişi sel, kasırga ve deprem gibi iklim felaketleri yüzünden yaşadıkları yerlerden göç etmek zorunda kaldı. Göçlerin yüzde 98’i iklim değişimine bağlı nedenlerle meydana geldi. 2050 yılına kadar 200 milyon kişinin yeni bir göçmen statüsü ile bir başka ülkede yaşayacağı görülüyor” değerlendirmesini yaptı.
KAÇAK KUYULAR
Türkiye özelinde çok ciddi bir su krizi yaşandığını da sözlerine ekleyen Yıldız, tespit ve uyarılarını şöyle aktarıyor: “Ülkemizin yeraltı suyu işletme rezervi yıllık 17.8 milyar metreküp olmak üzere ülkemizin tüketilebilir yerüstü ve yeraltı su potansiyeli yıllık toplamı 111.8 milyar metreküptür. Yeraltı suyu birçok şehrin, sulama sistemlerinin ve sanayi tesisinin su ihtiyacını karşılayan doğal su kaynağıdır. Toplam kuyu sayısının 353 bin 933 adet olduğu açıklandı. Yeraltı sularımızın büyük bir tehdit ve tehlike altında. Resmi belgeli kuyu sayısı 400 bine yaklaşmış vaziyette. Bu sayıdan daha fazla kaçak kuyu olduğunu biliyoruz.”
TÜRKİYE’DEKİ GÖLLERİN YÜZDE 60’I KURUDU
Türkiye’nin gölleri hem küresel iklim değişikliğinin olumsuz etkileri, hem de kirlilik nedeniyle adeta can çekişiyor. Bu durum “Göller ve Sulak Alanlar Eylem Planı 2017-2023” raporunda da açıkça yeralırken, Van, Tuz, Manyas, Mogan, Sapanca göllerindeki tahribata dikkat çekiliyor. Burdur Gölü’nün 40 yıl içerisinde 230 km²’den, 90 km²’ye düştüğü belirtilen raporda; “300’e yakın irili ufaklı gölün yüzde 60’ı kurudu. Türkiye’nin bir zamanlar beşinci büyük tatlı su gölü olan Akşehir Gölü tamamen kurumuş, kış aylarında su birikintisi haline gelmiştir.
Beyşehir gölü 26 metreden 6 metreye, Eğirdir gölü 14 metreden 5 metreye düşmüştür. Avlan, Seyfe, Sazlığı Kulu, Sarıgöl, Yarışlı, Kurugöl, Kırkpınar, Acıgöl, Uyuz, Suğla, Meke, Güvenç, Sasam, Kocagöl, Karagöl, Hotamış Sazlığı ve Küçük göl de ise su seviyeleri çok azalmıştır” deniliyor.
İSRAF GIDAYLA SU ÇÖPE
Öte yandan Türkiye’de çöpe giden gıda ürünleri üzerinden, israf edilen su miktarına yönelik yapılan araştırmalarda ise her yıl israf edilen 26 milyon ton gıda miktarı nedeniyle aynı zamanda 26.6 milyar metreküp suyun israf edildiği, belirtiliyor. Bu miktar Keban Barajı’nın aktif depolama hacminden fazla olduğuna dikkat çekiliyor.
‘Çöpe Giden Ekmek ve Gıdanın Su Ayak İzin Ön Raporu’nda, tarım sektörü içinde kullanılan suyun yüzde 38’inin tahıl üretimine harcandığı vurgulanıyor.
MARMARA GÖLÜ NASIL BİTİRİLDİ?
Doç.Dr.Cem Polat Çetinkaya (Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Bilimleri Hidrolik Hidroloji ve Su Kaynakları Programı Öğretim Görevlisi): “Özellikle akarsular ve göllerde artan nüfus ile gelen arıtılmamış kanalizasyon suları ve tabii bunların getirdiği deterjan kimyasal gibi atıklar, aşırı gübre kullanımı ile tarımsal kaynaklı dönen suların katkısı, haliyle iyi denetlenmeyen endüstriyel işletmelerin atık suları birçok nehrimizde suyun kalitesinin kötü yada çok kötü olmasına neden oluyor.
Bu kalitedeki su ile mecburen yapılan sulamaların, özellikle gıda üretimindeki etkisini, toprak kirliliğini siz düşünün. Küçük bir örnek: Gediz Havzasında planlanan Gördes barajı daha yapılmadan, yaptığımız modelleme çalışmalarında, Marmara Gölü’nün kuruma tehlikesi ile karşı karşıya kalacağını 2006 yılında öngörmüştük. Baraj tamamlandı, su tutmaya başladı.
Sonuç olarak Gördes bölgesinde öngörülen sulamalar yapılacak, İzmir’e yılda 60-80 milyon metreküp içme suyu temin edilecekti ama aynı havzada bulunan Marmara gölü tam anlamıyla can çekişiyor. Balıkçılık öldü, gölden su temin eden çiftçiler su bulamaz oldu.”
TEKNELER KARAYA OTURDU
Muş’ta Alparslan-1 Barajı'nın su seviyesi kuraklık nedeniyle düşünce tekneler karaya oturdu. Çekilme nedeniyle baraj suyunun altındaki Erentepe ve Gülçimen köylerindeki bazı evlerin kalıntıları ile bir mezarlık da gün yüzüne çıktı.
Varto ve Bulanık ilçeleri arasında 2002 yılında hizmete alınan Alparslan-1 Barajı'nın suları kuraklık nedeniyle çekildi. Daha önce, 114 kilometrekarelik baraj gölünün altında kalan Erentepe ve Gülçimen köylerindeki bazı evlerin katıltıları ortaya çıktı. Suyun çekilmesiyle birlikte vatandaşlar, mezarlığa giderek yakınları için dua etti. Gölde yaşanan çekilme sonrası balıkçı tekneleri de karaya oturdu. Çekilen alandaki toprakta da yarılmalar oluştuğu görüldü.
Baraj sularının ilk zamanlarda köy yolunun kıyısına kadar ulaştığını bu nedenle yeni bir yol yapıldığını anlatan köylülerden Mehmet Çiçek, "Şu an baktığımız zaman o sulardan hiçbir eser kalmadığını görüyoruz. Son 10 yıldır ilk defa baraj gölünü bu şekilde görüyorum. Kuraklık gerçekten memleketin her tarafında etkili olduğu gibi, şu anda da bizim bölgemizde, yaşadığımız coğrafyada da bunu hissedebiliyoruz, görebiliyoruz" dedi.
Barajın çekilmesiyle birlikte su altındaki evlerin ortaya çıktığını ifade eden Çiçek, "Baraj suları altında kalan köyler, evler, mezarlıklar gün yüzüne çıktı. Biz de bunu fırsat bilerek hem köylerimizi geziyor hem de mezarlıktaki yakınlarımıza dualar ediyoruz" diye konuştu.
Vira Haber
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.