1. YAZARLAR

  2. Osman Öndeş

  3. Türkiye Denizcilik Müzesi Nerede Kurulabilir Haliç’ten İstanbul Boğazı Sahilleri Boyunca Müzeler Beklenen Deniz Ticaret Müzesi
Osman Öndeş

Osman Öndeş

Gazeteci, Yazar
Yazarın Tüm Yazıları >

Türkiye Denizcilik Müzesi Nerede Kurulabilir Haliç’ten İstanbul Boğazı Sahilleri Boyunca Müzeler Beklenen Deniz Ticaret Müzesi

A+A-

Yazan: Osman Öndeş (Araştırma Makalesi)

 

 

Bu çalışmanın amacı; Öncelikle İstanbul’da ticaret denizciliği tarihini kapsayan bir Denizcilik Müzesi ’nin hayata geçirilmesini hedeflemektedir.

Böyle bir denizcilik müzesi nerede açılabilir? Sorumuz budur..

Bu amaçla Haliç’ten başlayarak İstanbul Boğazı Rumeli sahilleri boyunca müzeleri çok kısa bilgilerle naklederek bir hatırlama yapmış olalım.

Haliç’teki Rahmi M.Koç Müzesi                                                                  

1994 yılında ziyarete açılan Rahmi M. Koç Müzesi, Haliç’in kuzey yakasındaki Hasköy semtindedir. Günümüzde yaklaşık 27 bin metrekarelik alana yayılan müze, üç ana bölümden oluşmaktadır. Rahmi M. Koç Müzesi koleksiyonunun bir kısmı da Hasköy Caddesi’ndeki ana girişten Haliç’e uzanan açık alanda ziyaretçilerin ilgisine sunulmaktadır. Klasik otomobiller, Turgut Alp Maçunası,

I&E Greenwald Buhar Makinesi, B-24 Liberator ve diğer uçaklar, Haliç’e demirli durumdaki Fenerbahçe Vapuru ve TCG Uluç Ali Reis Denizaltısı koleksiyonun bu bölümde yer alan parçalarıdır. Kısa süre sonra sergileme alanlarının, Rahmi M. Koç Müzesi koleksiyonuna yeterli gelmemesi nedeniyle Lengerhane’nin (Osmanlı devri denizciliğinde gemiyi sabitlemek için denize atılan zincir ve ucundaki çapaya lenger, bunların yapıldığı yere ise Lengerhane denilmiştir). hemen karşısındaki, harap durumda olan Hasköy Tersanesi satın alınmış ve bu kısmın restorasyonu 2001 yılında tamamlanmıştır. Endüstriyel arkeoloji açısından, en az Lengerhane kadar büyük önem taşıyan tersane, 11 bin metrekarelik bir alana yayılmaktadır. Arsanın üç tarafını büyük bir U biçiminde çevreleyen 14 bina, asıllarına sadık kalınarak restore edilmiştir.

Hasköy Tersanesi, 1861 yılında Şirket-i Hayriye tarafından kendi gemilerinin bakım-onarımı için kurulmuştur.

Bir devre ışık tutan bu yapılar, Kasım 1996’da Rahmi M. Koç Müzecilik Vakfı tarafından satın alındığında ise terk edilmiş durumdaydı. Hasköy Tersanesi’nin Dr. Bülent Bulgurlu başkanlığında yürütülen restorasyonun ardından binaların alan ve yüksekliklerine bağlı olarak müze fonksiyonları belirlenmiştir.

Osmanlılarda gemiyi sabitlemek için denize atılan zincir ve ucundaki çapaya lenger, bunların yapıldığı yere ise lengerhane denilmiştir. Bizans döneminde başka maksatlar için inşa edilmiş bir binanın temelleri üzerine kurulmuş bu Lengerhane’nin geçmişi, Sultan III. Ahmet devrine uzanmaktadır.

Müzenin özel tarihi ise 1991 yılında tarihi Lengerhane binasının Rahmi M. Koç Müzecilik Vakfı tarafından satın alınmasıyla başlamış ve Aralık 1994’de müze ziyarete açılmıştır.

Yaklaşık 2 bin 100 metrekarelik dikdörtgen biçimli arsada tarihi Lengerhane binası, ahşap çatılı küçük bir bina ve taş duvarlar yer alır. Bunların oluşturduğu iç avlunun ve dış mekânın özüne dokunulmadan gerçekleştirilen müze tasarımında, sergilenecek objelerle birlikte binaların dokusunun ziyaretçilere hissettirilmesi amaçlanmıştır. 2016 yılında aile üyelerinin katıldığı bir törenle binaya Mustafa V. Koç ’un ismi verilmiştir.

Denizcilik Müzesi ihtiyacı

Tekrar hatırlayalım; Askerî kavramdaki Deniz Müzeleri “Naval” veya “Maritime Museum”dur. Türkiye’de en büyük Naval/Maritime Museum- Deniz Müzesi, Beşiktaş’tadır. Ayrıca; “İzmit Gemiler Müdürlüğü” müze gemi haline getirilmiş harp gemisi/gemileri içindir. Deniz Kuvvetleri Komutanlarından Oramiral Metin Ataç, İskenderun, Mersin, İzmir ve Çanakkale’de de Deniz Müzeleri tesis ettirmiştir. Son yıllarda ülkemizde emekliye ayrılan bazı harp gemileri farklı noktalarda müze olarak hizmet vermektedir. Bunlar Kocaeli'ndeki Yarhisar Müzesi, Mersin'deki Nusret Mayın Gemisi Müzesi ve İzmir'deki Zübeyde Hanım ve Eğitim Gemisi’ dir. Ayrıca tarihimizde büyük önem taşıyan gemilerin birebir replikaları Ereğli'de Gazi Alemdar Gemi Müzesi’dir ve Samsun'da Bandırma Gemisi’nin replikası Bandırma Gemi Müzesi olarak hizmet vermektedir.

Ticaret kavramında özel deniz ticaretine ait müzeler Maritime /Marine Museum’dur ve dilimizde “Denizcilik Müzesi” olarak anılmalıdır.

Türkiye’de ikinci denizcilik müzesi Feramuz Aşkın ve İlker Meşe ’nin kişisel gayretleriyle kurdukları Tuzla’daki “İlkfer Denizcilik Müzesi”dir.

İzmir’deki Deniz Müzesi’nde Türk Deniz Kuvvetleri'nin yüzen, uçan ve dalış unsurları bulunmaktadır. Türk Donanması’ndan hizmetdışı kalmış TCG Ege Fırkateyni, TCG Piri Reis Denizaltısı, TCG Kasırga Roket Helikopteri ve EU 12 Helikopteri İzmir'deki müzenin objeleridir.

İzmir'in önemli bir özel müzesi ise Arkas Deniz Tarihi Merkezi Müzesi 'dir. Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas'ın 40 yılı aşkın süredir biriktirdiği tüm denizcilik eserleri, bu tarihi binada sergilenmektedir. Bu müzeye çok değerli tablolar ve sair objeler kazandırılmaktadır.

Bodrum'da, Bodrum Deniz Müzesi, Bodrum Kalesi'nin bitişiğindedir. 18 adet Bodrum tarzı tekne maketi ile başlayan bu müzede, şu anda Bodrum guletleri, tekne yapımı, balıkçılık, denizcilik, sünger avcılığı ve deniz canlılarına ilişkin sergiler yer alıyor. Ayrıca Hasan Güleşçi’nin armağan ettiği hayranlık dolu “Deniz Kabukları” koleksiyonu vardır. Emre Kurt’un “Gemi Maketleri Müzesi” çok küçük ölçekli, fakat değerli bir müzedir. Adeta “Kimse görmesin” der gibi kendi dünyasında kalmaktadır.

Kocaeli Gölcük Gemi Müzesi 'nde TCG Gayret ve TCG Hızır Reis, TCG Hızır Reis denizaltısı sergilenmektedir.

Ereğli'deki Gazi Alemdar Gemi Müzesi, Tarsus’taki Nusrat Mayın Gemisi müze kavramında sergilenmektedir.

Haliç’te ikinci ve halen çok küçük ölçekli müze Haliç Kasımpaşa Tersanesi’nde şekillendirilmeye başlayan müze olacaktır.

Haliç’in karşı sahilinde denizlikle ilgili müze yoktur.

Karaköy- Galata’dan sonraki müze- İstanbul Modern Sanat Müzesi

2004 yılından beri beklenen ve en önemli sayılan sanat olayı İstanbul Modern Sanat Müzesi'nin hayat bulması idi. Deniliyordu ki; “Hepimizin rüyasıydı bu, İstanbul Modern Sanat Müzesi ne zaman açılacak? 20 yıllık bir çalışma bu, bir sürü insan katıldı, epey yol alındı, sonra durdu, vs. sonunda İstanbul Modern Sanat Müzesi açıldı. Müze İKSV girişimi ile Eczacıbaşı Grubu şemsiyesi altında yaşam buldu. Koleksiyon da büyük ölçüde Eczacıbaşı koleksiyonu ile İş Bankası koleksiyonu ve Resim Heykel Müzesi koleksiyonundan bir derleme olarak ifade edilmektedir. İstanbul Modern’de seyir terası, kalıcı sergi alanı ve süreli sergi alanı gibi bölümler bulunuyor. Seyir Terası: İstanbul Modern’in seyir terası muhteşem bir İstanbul manzarasına sahip. Kalıcı Sergi Alanı: İstanbul Modern’de sürekli olarak sergilenen eserlerin bulunduğu alan. Süreli Sergi Alanı: İstanbul Modern’de belirli dönemlerde değişen sergilerin yer aldığı bölüm yer almaktadır.

Avrupa’daki denizcilik müzelerine bir örnek

Denizcilik Müzesi konusunda anlatıma devam ederken, Avrupa’da Hollanda’dan bir örnek vereceğim. Hollanda’daki beş deniz müzesi var. Amsterdam’daki en büyük Milli Denizcilik Müzesi - “Nationaal Scheepvaartmuseum”, Dutch East India Şirketine ait 1,100 tonluk, 42 toplu bir kalyon olan “Amsterdam” isimli yük,yolcu gemisinin replikasıyla da etkinlik yaratmakta. 1748 yılında inşaatı tamamlanmış olan Amsterdam ilk seferine 8 Ocak 1749 günü Texel’den hareketle Batavia’ya gitmek üzere başlamıştı. Fakat 26 Ocak 1749 günü İngiliz Kanalı’nda bastıran fırtınaya yenik düşerek battı.

1969 yılında suların çekildiği saatlerde yıllarca, batık satha yakın yerlerden fark edildi.

Batıkların Muhafaza edilmesi Sözleşmesi uyarınca 1974’ten itibaren korumaya alındı ve Kültür ve Tarih Mirası Eserlerin Korunması’nı amaçlayan örgütlerin çalışmalarıyla yüzdürülerek adeta yeniden inşa edilerek Hollanda’nın denizcilik gelenekleri arasındaki yerini aldı. Bu yük gemisi Dutch East India Şirketi’nin Amsterdam’daki tersanesinde 1750 yılında inşa edilmişti. Tekstil, şarap, balast için taş, kâğıt, kalem, boru, kullanım eşyaları, 27 kasa gümüş para yüküyle Doğu Hint adalarında Batavia’ya gidiyordu. Ağır denizlere yenik düşerek battığında omurgası balçık zemine gömüldüğü için 1984 yılına kadar bozulmadan kaldı. 1984-1986 yıllarında devam eden sualtı arkeolojik çalışmaları ve yüzdürme ameliyesi sayesinde tarihi batık, yeniden ülke denizcilik tarihine kazandırıldı. Tamamıyla bilimsel çalışmalarla geminin sosyo- ekonomik ve kültürel geleceğini de inşa ettiler. Muhteşem bir törenle Hollanda Denizcilik Müzesi yanındaki rıhtımda yerini aldı.

Hollanda’daki ikinci denizcilik müzesi olan Fries Scheepvaart Museum- Fries Denizcilik Müzesi, Kuzey Hollanda’nın kanallar bölgesindeki Sneek kentinde yer almakta. Mazisi 1456 yılına kadar uzanan Sneek yerleşimi, günümüzde onaltıncı Frisian şehir olarak tanımlanıyor. Şehirdeki diğer müze, çok ilginç gemi maketleri koleksiyonlarıyla karşımıza çıkan dünyadaki bir diğer müze,

Fries Scheevaart Müzesi olmakta. Müzede halen 10.000’in üzerinde kürekli tekneden, yelkenliden, stimliye, her tip gemi maketi sergilenmekte. Ancak bu maketlerin önemli kısmı cam şişeler içersinde yer almaktalar. Bu müze aynı zamanda denizcilerin veya denizci ailelerin gönderdikleri 50.000’e yakın fotoğraftan oluşan bir arşive sahip bulunmakta.

Groningen’deki üçüncü denizcilik müzesi olan “Het Scheepvaartmuseum” veya “Kuzey Denizcilik Müzesi” nin kurucuları; bu müzenin kurucuları,liman kentindeki denizcilik okulu müdürü H.J.Bartelings, kentin saygın müteşebbislerinden banker ve de NoordWillemskanaal Maatschappij genel müdürü J. Hora Feith ile Denizcilik Klas Kuruluşu enspektörlerinden T.L. Mellema olmuştur. Müze bu dört müteşebbis tarafından 1930 yılında kurulmuştur. Rotterdam’daki dördüncü denizcilik müzesi olan Maritiem Museum, müze gemiler koleksiyonu ile dikkatleri çekmekte. (Kaynak:Osman Öndeş; “Tersanei Âmire Denizcilik Müzesi”, Gisbir, 2016)

Dolmabahçe Sarayı Müzesi ile devam edelim;

Dolmabahçe Sarayı

Dolmabahçe Sarayı, Kabataş'tan Beşiktaş'a uzanan Dolmabahçe Caddesi'yle İstanbul Boğazı arasında, 250.000 m² bir alan üzerinde bulunan Osmanlı sarayıdır. Sultan Abdülmecit tarafından inşa ettirilen sarayın yapımı 1843 yılında başlayıp 1856 yılında bitirilmiştir. Günümüzde ayni zamanda müze olarak kullanılmaktadır.

Beşiktaş Resim ve Heykel Müzesi

İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nin olduğu bina, Dolmabahçe Sarayı’nın dört ana bölümünden sonuncusudur ve 1855 yılında veliaht dairesi olarak inşa edilmiştir.

Yapı, Tanzimat ile birlikte şehzadelerin kapalı hayatının sona ermesinin simgesi niteliğindedir. Bu dairede oturan ilk veliaht, Abdulmecit’in kardeşi Abdülaziz olmuştur.


Bu bina, 1937-2010 yılları arasında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ne bağlı olarak İstanbul Resim ve Heykel Müzesi adıyla hizmet vermiş. 2010-2014 arasında restorasyondan geçirilerek, Milli Saraylar Resim Müzesi olarak tekrar açılmış. İstanbul Resim ve Heykel Müzesi ise Fındıklı’da Antrepo 5’te inşa edilen olan yeni müze binasına taşınmış. Mimar Sinan Üniversitesi’ne bağlı olan Resim Heykel Müzesi burasıyla karıştırılmamalıdır.

 

İstanbul Deniz Müzesi

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait Beşiktaş’taki İstanbul Deniz Müzesi’nin ana fonksiyonunun deniz tarihini gelecek kuşaklara aktarmak olduğu belirtilirken, Deniz Müzesi’nin hemen yanında Mimar Sinan’ın yaptığı Barbaros Hayrettin Paşa Türbesi yer alıyor.

İstanbul Deniz Müzesi, Türkiye'nin denizcilik alanında en büyük müzesidir, içerdiği koleksiyon çeşitliliği açısından dünyanın sayılı müzelerinden biridir. Koleksiyonunda yaklaşık 20.000 adet eser bulunmaktadır. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na bağlı olan İstanbul Deniz Müzesi Türkiye'de kurulan ilk askeri müzedir.

1897 yılında, dönemin Bahriye Nazırı Hasan Hüsnü Paşa'nın emirleri, Miralay (Albay) Hikmet Bey ve Yüzbaşı Süleyman Nutku'nin büyük gayret ve çabaları sonucu Tersane-i Amire'de (Osmanlı Devlet Tersanesi Kasımpaşa, İstanbul'da) küçük bir binada "Müze ve Kütüphane İdaresi" İsmi ile kurulmuştur

Önceleri düzenlemesi yapılmamış, müze deposu olarak sergiye açılmıştır. 1914 yılında Bahriye Nazırı olan Cemal Paşa, denizciliğin tüm kollarında olduğu gibi müzede de reform yapmış ve müdürlüğe Deniz Yüzbaşı Ressam Ali Sami Boyar'ı getirerek, bilimsel anlamda yeniden düzenlenmesine olanak sağlamıştır. Boyar, Türk gemilerinin tam ve yarım modellerinin yapılması için "Gemi model atölyesi" ve mankenlerin yapıldığı Mulaj-manken atölyesi’ni kurarak, müzeciliğin geliştirilmesine ve bugünkü halini almasına temel oluşturmuştur.

II. Dünya Harbi’nin başlamasıyla, eserler korunma amacıyla Anadolu'ya nakledilmiştir. Savaş sonunda 1946 yılında müzenin tekrar İstanbul'a taşınmasına karar verilmiş ve müze o günün koşullarında en uygun yer olan Dolmabahçe Camii Külliyesi'ne taşınmış, yeni müze müdürü Haluk Şehsuvaroğlu idaresinde (Harp.II Güverte Zabit Namzeti Osman Öndeş’in de yardımcısı olarak çalıştığı) iki yıllık düzenlemeden sonra 27 Eylül 1948 yılında ziyarete açılmıştır. 1961 yılında müze Beşiktaş İskele Meydanı'nda Türk Amirali Kaptan-ı Derya Barbaros Hayrettin Paşa'nın anıtı ve türbesi yanında, bugünkü bulunduğu yere taşınmıştır.

Ana sergi binası 3 katlı olup, 1500 m²’ lik alana sahiptir. Binada bulunan 4 büyük salon ve 17 oda sergileme alanı olarak kullanılmış ve salonlara rüzgâr yönlerinin isimleri verilmiştir. Müzede, saltanat kayıkları, bahriyeli kıyafetleri, el yazmaları, gemi modelleri, sancaklar, haritalar ve portolanlar, tablolar, tuğralar ve armalar, kadırgalar, seyir aletleri, gemi baş figürleri ile silahlar sergilenmektedir. Giriş bölümde ise küçük yaş gruplarının eğitici oyun alanı ve hediyelik eşya bölümü vardır. Restorasyonu tamamlanan müze, 4 Ekim 2013 tarihinde tekrar ziyarete açılmıştır.

 

 

İETT Deposu ve Et Balık kurumu deposu yapılan Osmanlı sarayları

İstanbul Deniz Müzesi’nden sonra Beşiktaş’tan Ortaköy’e doğru olan sahillerde müze yoktur ve sadece Osmanlı Devri Sarayları yer almaktadır. Bu saraylar zaman zaman başka amaçlarla kullanılmıştır. Halen de okul veya otel olan saray kısımları mevcuttur.

Cumhuriyet döneminde Çırağan Sarayı’nın Beşiktaş tarafındaki birinci binası önce İlkokul olmuş, sonra da İETT’ye tahsis edilmiştir. Bu binadan önce gelen boşlukta Et Balık Kurumu Soğuk Hava Deposu yapılmıştır. Kıyıdaki eski harem binasına Beşiktaş Kız Lisesi yapılmıştır..

12 Eylül 1980’den sonra İETT Deposu boşaltılmış ve restore edilmiş ve Devlet Konukevi haline getirilmiştir. Çırağan Sarayı’nın 1987 yılında otel olarak kullanılmak amacıyla restorasyonuna başlanmış, 1990 yılında Çırağan Sarayı Oteli , 1992 yılında ise Saray hizmete açılmıştır ve dünya turizminin hizmetine sunulmuş durumdadır.

Çırağan Sarayı'nın harem dairesi olarak kullanılan bugünkü Beşiktaş Anadolu Lisesi binası, gerek planı gerek süslemeleri ile 19. asır mimarimizin en güzel örneklerinden biridir. Orijinal dış cephesi, odaları tavan işlemeleri günümüzde eski şeklini korumaktadır. Binası Çırağan Sarayı'na ek olarak yaptırılmış sonradan harem dairesi olarak kullanılmıştır. Deli olduğu ileri sürülerek padişahlıktan indirilen V. Murat bugünkü Beşiktaş Anadolu Lisesi binasında 28 yıl hapis hayatı yaşamıştır.

1924 yılında halifeliğin kaldırılmasından sonra 20. ilkokul düzenlemeleri yapılmış; 1937 yılına kadar Cumhuriyet'in 21. okulu olarak, Türk Milli Eğitimine hizmet etmiştir. Akaretler'de eski Anafartalar Ortaokulu'nun bulunduğu binada 1937-1938 öğretim yılında, yalnız orta 1. ve 2. sınıfları olan karma bir okul halinde açılan Beşiktaş Lisesi, 1940-1941 öğretim yılında bugünkü binaya yerleşmiş ve Beşiktaş 2. Kız Ortaokulu adını almıştır.

Milli Eğitim Bakanı Tahsin Banguoğlu zamanında Beşiktaş 1. Ortaokulu'nun kaldırılması üzerine erkek öğrencilerin bir kısmı Beşiktaş Lisesi'ne verilmiş ve okul karma liseye dönüştürülmüştür.

1959-1960 öğretim yılında Atatürk Kız Lisesi'nin Deneme Lisesi haline getirilmesi üzerine 'Beşiktaş Kız Lisesi' adını almıştır. 1993-1994 öğretim yılından itibaren tekrar karma liseye dönüştürülmüş ve ismi 'Beşiktaş Lisesi' olmuştur.

1995 yılında okulun tüm bahçe alanı peyzaj düzenlemesi yapılarak, tarihi ağaçlar koruma altına alınmış; ağaç rölövesi yapılmıştır. 1980 yılından sonra doldurulan sahilin, 2001 yılında kıyı tahkimatı yapılmıştır.

2005-2006 Eğitim öğretim yılından itibaren Beşiktaş Lisesi, Anadolu Lisesi statüsüne geçerek, "Beşiktaş Anadolu Lisesi" adını almıştır.

Bu yazı toplam 840 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.