"Türk işçilerinin maliyeti artacak"
Tunus’la başlayarak Mısır ve Libya’yla devam eden ve Ortadoğu’yu etkisi altına alan siyasi krizler, yurtdışındaki Türk müteahhitleri kadar çalışanları da olumsuz etkiledi.
Tunus’la başlayarak Mısır ve Libya’yla devam eden ve Ortadoğu’yu etkisi altına alan siyasi krizler, yurtdışındaki Türk müteahhitleri kadar çalışanları da olumsuz etkiledi. Libya’da iş yapan Kaya Grubu’nun Danışmanlık Birimi Müdürü Özgür Cengiz, önümüzdeki dönemde Türk işçilerinin Ortadoğu’da çalışma maliyetlerinin ciddi ölçüde yükselerek, Türk müteahhitlerinin uluslar arası arenadaki gücünü yitirmesine neden olacağına dikkat çekti. Özgür Cengiz, Türk müteahhitleri ve çalışanlarının yeni rotasını başta Türkmenistan olmak üzere, Arap Yarımadası’na çevirdiğini de belirtti…
Son dönemde Ortadoğu’da yaşanan iç savaşlardan olumsuz etkilenen Türk çalışanlarının toplam sayısı 28.000’e yaklaştı. Bu çerçevede, Ocak 2011’den bu yana en fazla Türk çalışanın bulunduğu Libya’dan yaklaşık 25.000, Libya’yı izleyen Mısır’dan yaklaşık 2.300 ve karışıklıkların ilk patlak verdiği Tunus’dan ise yaklaşık 350 kişinin tahliyesi söz konusu oldu.
Libya’da alışveriş merkezi, üniversite, 5 havaalanı projesinin iş sağlığı ve güvenliği danışmanlık hizmetlerini sürdürürken, iç savaş nedeniyle diğer Türk firmaları gibi Libya’dan tüm çalışanlarını tahliye eden Kaya Grubu Danışmanlık Müdürü Özgür Cengiz, Ortadoğu’daki karışıklıkların Türk işgücünün yurtdışına transferi açısından yeni bir dönem başlattığına dikkat çekti.
Libya’da Türk müteahhitlerinin sürdürdükleri taahhüt faaliyetlerinin bedelinin yaklaşık 15 milyar dolar olduğunu belirten Özgür Cengiz, “Ancak kaybı sadece 15 milyar dolar ile sınırlamak doğru değil. Türkiye’nin yurt dışında inşaat projelerinde çalışan çok önemli bir iş gücü bulunmakta. ABD ve Çin’in ardından yurt dışında inşaat işi yapan üçüncü büyük ülkeyiz. Libya’da yaşananların ardından Türk işgücünün yurt dışına bakış açısı değişmeye başladı. Her ne kadar Libya’da kaos sürecinin sonlanacağı ve Türk müteahhitlerinin tekrar Libya’ya döneceği öngörülse de, Türk işçileri Libya’da çalışma konusunda eskisi gibi istekli olmayacaktır ” dedi.
Türk müteahhitlerinin rekabet gücü azalacak…
Tunus’la başlayıp Mısır ve Libya’ya yayılarak Ortadoğu’yu etkisi altına alan iç savaşların sonucunda, Türk işçilerinin özellikle 2. ve 3. dünya ülkelerinde çalışma konusunda önyargı sahibi olacağına dikkat çeken Kaya Danışmanlık Müdürü Özgür Cengiz, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu önyargılar bu tür ülkelerde istihdam maliyetini artıracak, inşaat firmalarının kâr marjlarını azaltacak ve iş kaybetmelerine neden olabilecektir. Türk işçileri daha önce de Irak, Afganistan ve Afrika’nın gelişmemiş bir çok ülkesinde büyük zorluklar ve olanaksızlıklar ile karşılaşarak yurda geri dönmek zorunda kalmış, ayrıca yakın geçmişte Rusya’dan ekonomik kriz dolayısıyla tahliye olmak durumunda kalmıştır. Son dönemde Libya örneği ile tahliye nedenlerinin arasına iç savaş da katılmıştır. Hayatta kalma mücadelesinin yaşandığı her türlü ortam, Türk işgücünün yurt dışında çalışmaya bakışını değiştirerek, Türk müteahhitlerinin uluslar arası arenadaki gücünü yitirmesine neden olacaktır.”
Yeni rota; Türkmenistan ve Arap ülkeleri…
Kaya Danışmanlık Müdürü Cengiz, en son Libya’dan tahliye olarak Türkiye’ye dönüş yapan beyaz ve mavi yakalı çalışanların Türkiye’deki istihdam durumuyla ilgili olarak şu açıklamada bulundu:
“Mart 2011 başında Türkiye’ye dönen iş gücü bir süre belirsizlik içinde idi. Firmalarından alacaklarını tazmin etme sürecindeydiler. Ancak hem Türkiye’de inşaat sektörünün yavaş yavaş dirilmeye başlaması hem de özellikle Türkmenistan ve Arap yarımadasında süregelen inşaat işleri Libya’dan dönen Türk işçilerinin rotalarını bu ülkelere çevirmesine olanak tanıdı.Tahliye olan 25 bin kişi kısmen çalışmaya başlamıştır ancak tabiî ki sürecin yarattığı işsizlik devam etmektedir, etkisi süregelecektir.”
Daha önce yurt dışında çalışmanın en önemli dezavantajının iş süreksizliği ve işvereninin hak edişlerini alamamasından kaynaklanan ücretlerin geç ödenmesi olduğunu belirten Özgür Cengiz, bugün ise iç savaş ortamına maruz kalarak; hayati tehlike, açlık gibi riskleri yaşamanın en büyük dezavantaj haline geldiğini ifade etti.
Özgür Cengiz, yurtdışı müteahhitlik firmaları ve çalışanlar açısından Ortadoğu ve dünya genelinde önümüzdeki dönem beklentileri konusunda ise şunları söyledi:
“Son 10 yıl uluslar arası inşaat pazarına baktığımızda global sermayenin özellikle kuzeyde güneye göç ettiğini görebiliriz. 2008 sonuna kadar Rusya’da çok büyük bir pazar bulunmakta iken 2008 yılı sonundaki krizden sonra Rusya pazarındaki işler bir anda sonlanmış veya yarım kalmış, global sermaye başta Libya olmak üzere kuzey Afrika, Ortadoğu ve Arap Yarım adasına kaymıştır. Libya’da 2011 yılı başındaki iç karışıklık yurt dışında çalışan işgücünün yeniden farklı ülkelere göç etmesine sebep olmaktadır.
Ortadoğu ülkelerinin Kuzey Afrika’da yaşanan karışıklardan etkilenerek önümüzdeki birkaç yıl içinde yeni yatırım potansiyeline sahip olmayacağını öngörüyorum. Dolayısıyla, başta Türkmenistan olmak üzere Rusya ve Türki Cumhuriyetlerde yeni yatırımların başladığını takip ediyoruz. Bu trendin devamı halinde bu bölgede Türk müteahhitleri önemli işler üslenebilecek, Türk işçisi için yeni bir iş kapısı oluşturabilecektir.”
‘BATI LİDER’İN YANINDA, DOĞU KARŞISINDAYDI…”
Kaya Danışmanlık Müdürü Özgür Cengiz, iç savaşın işaretlerinin alındığı dönemde neler hissederek, nasıl bir yaklaşım sergiledikleri konusundaki izlenimlerini şöyle aktardı:
“Libya’da sürdürdüğümüz İş Sağlığı ve Güvenliği Danışmanlık faaliyetleri kapsamında düzenli olarak proje ziyaretleri düzenliyorduk. Hatta Ocak 2011 ziyaretimizde karışıklıkların en çok yaşanacağı Libya’nın doğu yerleşimleri olan Tobruq ve Beydağ’da proje ziyaretleri gerçekleştirmiş ve en doğuda Mısır sınırından Bingazi’ye kadar son derece güvenli bir karayolu seyahati gerçekleştirmiştik.
Bu dönemde karışıklıklar Libya’nın doğu ve batı komşusu Mısır ve Tunus’da şiddetini git gide artırmış, Libya’da yaşayan çalışanlarımızda bazı tedirginlikler oluşmaya başlamıştı. Ancak Libya’daki iç dengelere baktığımızda Mısır ve Tunus’dan bazı farklılıklar gözümüze çarpıyordu. Libya vatandaşlarının ülkenin petrol varlıkları dolayısıyla geçim sıkıntısı çekmemekte, Mısır ve Tunus’a rağmen daha varlıklı ve refah içinde bir hayat sürmekte olduğunu görüyorduk. Görünüşte Libya’lılar hayatlarından memnundu. Bu gözlem tüm çalışanlarımızın rahat hissetmesini sağlıyordu.
Bir diğer açıdan baktığımızda, Libya’nın doğu yerleşkelerini ilk ziyaretlerimde bir detayı fark etmiş ve bir tedirginlik yaşamıştım. Bir batı şehri olan Trablus havaalanından şehre girişten başlamak üzere tüm caddelerinde Lider’e karşı müthiş sevinç gösterileri, billboardlarda Lider’in devasa fotoğrafları, tıpkı Afrika’nın lideri olduğunu ifade eden görüntüler ile karşılaşmak mümkündü. Buradan batı illerinde Lider’e müthiş bir destek ve bağlılık olduğu anlaşılmaktaydı. Ancak bu manzaraları doğu illerinde görmek mümkün değildi. Bingazi havaalanından inip doğuya doğru seyahat ederseniz Lider’in bir fotoğrafını bile görme, Lider’e yönelik hiçbir sevinç ve bağlılık göstergesi gözlemleme şansınız yoktu. Bunu ilk doğu ziyaretimde bir Libya’lıya sorduğumda doğu illerinin Lideri desteklemediği cevabını almıştım. Trablus’daki havadan çok farklı olan bu havayı soluduğumda yadırgamış ve biraz da tedirgin olmuştum.
Tüm bunlara rağmen Türk çalışanları tarafında bir iç karışıklık beklentisi söz konusu değildi ancak eğer doğu kesimde yaşayanların birlikte hareket ederek yönetime başkaldırması durumunda yaşanacakların Tunus’dan ve Mısırdan çok daha büyük bir çerçevede olacağı görüşleri de hakimdi.”
Virahaber
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.