Tüm dünyanın İngilizce konuşmasını sağlayan denizci
(Birinci Elizabeth)
İspanyol gemileri o zamanlar Avrupa’ya o kadar büyük servetler taşımaktadır ki Amerika kıtasından getirilen altınlar bugün trilyon dolarlarla ifade edilmektedir. Amerika’dan akan bu servet yüzünden, Osmanlı gibi devletler devalüasyonlarla karşı karşıya kalırlar. Hiç evlenmediği için ülkesiyle evli kabul edilen, bu yüzden halk arasında adı Bakire Kraliçe(Virgin Queen) olan 1.Elizabeth'in İspanyol gemilerine saldırıları bu zenginliği yavaş yavaş İngiltere’ye taşır.
(Amerika'da yağmalanan altınlarla inşa edilen İspanya'daki Sevilla Katadreli)
Batı Avrupa Şehirleri denizciler sayesinde yükseliyor
İspanyol ve Portekiz gemilerine korsanlık yaparak onların denizcilik bilgilerini kendine taşıyan İngilizler yavaş yavaş tarih sahnesinde görülmeye başlar. Akdeniz’deki Osmanlı ve Venedik şehirleri önemini kaybederken Atlantik kıyısındaki Batı Avrupa şehirleri değerlenir.
Dünya okyanuslarında Hollandalı ve İngiliz denizciler sahneye çıkar. Hollanda sırf denizcilik ticaretinden kazandığı sermaye üzerine kapitalist sistemin temellerini atar ve tarihteki ilk merkez bankasını kurar.
İngiltere İspanyollardan sonra coğrafi keşiflere devam ederek Okyanusya’daki pek çok insan eli değmemiş bölgeye ulaşır. İngiltere İspanyollardan aldığı denizcilik bilgilerini iyice geliştirmiştir. Artık İngiltere yeni çağı, İspanyollar eski çağı temsil etmektedir.
Trafalgar Savaşı
1800’lü yıllara gelindiğinde tarih sahnesine Napolyon çıkmış ve İngilizlerin ilerleyişini bir nebze olsun durdurabilmiştir. İspanyollarla müttefik olan Napolyon İngiltere’yi işgal planları yapmaktadır. Bu amaçla İspanyollarla beraber kurduğu donanma toplamda 33 askeri gemiyle İngiltere’yi işgal etmek için yola çıkar. Fakat İngilizler bu gemilerin İngiltere açıklarına gelmesini beklemeden düşman donanmasını İspanya'nın Cadiz şehri açıklarındaki Trafalgar Burnu yakınlarında yakalar.
İngilizler sayıca Fransız-İspanyol donanmasından çok geridedir. Düşmanın savaşmaya hazır 33 gemisine karşı İngilizler 22 gemiye sahiptir. Fakat Fransızların unuttuğu bir şey vardı, İngiliz donanmasının başında İngilizlerin gözde amirali Horaito Nelson vardır. Ayrıca İngilizler donanması dünyanın bütün denizlerinde savaşmış tecrübeli denizcilerden oluşmaktadır. Nelson Fransızların düşündüğünün aksine alışılagelmiş taktik olan iki grubun birbirine paralel şekilde pozisyon alıp karşılıklı top atmasına karşın, Fransız donanmasına iki parça halinde tam kalbine saldırıp, Fransız donanmasını parçalara ayırmıştır.
İşte o denizci
(Amiral Horaito Nelson)
Bu taktiğe karşı Fransız ve İspanyollar geleneksel taktikten vazgeçmeyince, Nelson’un tam istediği olur ve Fransız donanmasında merkezle kanatlar arasındaki bağ kopar. Tüm gemiler bir tarafa savrulur. Savaş İngiliz donanmasının kesin zaferiyle sonuçlanır.
(Trafalgar Savaşını kazandıran taktik. Nelson'un bu taktiğinden sonra deniz savaşlarında artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.)
Fakat Amiral Nelson Victory gemisinin güvertesindeyken bir keskin nişancı tarafından vurularak ağır yaralanmış, vurulduktan üç saat sonrada Victory gemisinde hayata gözlerini yummuştur. Savaş sonrası İngiltere güneş batmayan imparatorluğunu tam anlamıyla kurmuş ve bütün dünya denizlerinin tartışmasız tek hakimi olmuştur. Bütün dünyadaki sömürge topraklarını genişletmiş ve İngiliz kültürünü en ulaşılmaz adalara kadar yaymıştır.
Bu savaş İngilizler için o kadar önemlidir ki İngilizler Amiral Nelson’a vefasını göstermek için Londra’nın en büyük meydanına bu savaşa ithafen Trafalgar Meydanı adını vermişler ve bu meydana dev bir heykelini dikmişlerdir. Nelson’un Trafalgar Savaşı’nı yönettiği Victory gemisi bugün hâlâ Portsmouth’da sergilenmektedir.
AMİRAL NELSON'UN SAVAŞI YÖNETTİĞİ HMS VİCTORY
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.