Gemi işletmeciliği alanında faaliyet göstermeye başladığı günden beri yenilikçi bir hizmet anlayışını hedefleyen ve kimyasal tanker işletmeciliği konusunda marka haline gelen Transal Denizcilik’in Yönetim Kurulu Üyesi Ender Keskin ile denizcilik sektöründeki son gelişmeleri, hizmet alanlarını ve gelecek hedeflerini konuştuk.

Öncelikle bizlere Transal Denizcilik’in kuruluş aşamasından, burada neler yaptığınızdan, filonuzdan ve kuruluş amacınızdan bahseder misiniz?

Transal Denizcilik, esas itibarı ile 2005 yılı içerisinde grup şirketlerimizden Alpet firmamıza ait yük hareketlerinde ihtiyaç duyulan lojistik hizmetini sağlamak amacıyla kurulmuştur. Şirketin ana kuruluş amacı grubun kendine ait yüklerini taşımak olarak başlanan yolda 2007 yılı itibarı ile Türk tersanelerine peş peşe vermiş olduğu yeni siparişlerle ve 250 milyon dolarlık bir yatırımla kısa sürede kimyasal tanker piyasasında söz sahibi olmuştur. 2012 yılı itibarı ile satın almış olduğu LPG tankerler ile de kimyasal ve gas tanker segmentinde dünya üzerinde yüksek kalite de işletmenlik yapan bir marka haline gelmiştir. Bugün dünya üzerinde gidilmedik liman, taşınmadık yük bırakmadık.

Altınbaş Holding bir aile şirketi… Sizin köklü ve global bir yapınız var. Transal Denizcilik olarak bu noktada geçmişten günümüze rekabette geri kalmamak için neredesiniz, neler yapıyorsunuz?

Transal Denizcilik öncelikle bir gemi işletme firmasıdır ve öncelikli hedefi yüksek kalite ve verimlilikte gemi sahiplerine en üst seviyede hizmet vermektedir. Bugün itibarı ile kimyasal tanker marketi gibi kapalı bir piyasa içerisinde sizi ön plana çıkaran tek husus güvendir. Bu kapalı piyasa içerisinde sağladığınız güven ve yüksek kalite deniz işletme firmalarını yoğun rekabet içerisinde bir adım öne çıkarmaktadır.

Dijital bir döneme salgınla beraber tamamen geçmiş durumdayız. Transal Denizcilik olarak bu dijitalleşmeden sizler nasıl faydalandınız, özellikle otonom gemiler çok revaçta sizin bu alanda çalışmalarınız var mı?

Otomasyon ve dijitalleşme konusunda yapılan çalışmaları yakından takip etmekteyiz. Aslında bu konuda yapılacak bir Ar-Ge projesinin de bir parçası olmak gerçek gurur verici olurdu. Otonom gemi projesi şu aşamada bizim bulunduğumuz piyasa içerisinde olası gözükmese de teknoloji ve teknoloji uygulamaları her yıl gelişme yapmaya devam etmektedir.

2050 yılında 50 milyardan daha fazla cihazın kendi aralarında doğrudan haberleştiklerinde üstlendikleri akıllı programlar ile yaşam şekillerinde ne kadar önemli değişiklikler yapacağını hayal edebiliyor muyuz? İhtiyaç duyulan birçok eksiklikler yeni nesil akıllı cihazlar ve yazılımlar tarafından tespit edilip sağlanacaktır. İnternet çağı dediğimiz yeni dönemde üretilen cihazlar artık smart networklere bağlanarak günlük ihtiyaçları kendiliğinden karşılayacakları gibi mobil servislere entegrasyonu her daim ulaşılabilir ve yönetilebilir olacaktır. Gelecek tamamı ile teknolojiye hükmedebilen insanların kontrolünde olacaktır.

Günümüzde yakıt konusunda yeni kurallar ve yeni yakıt türleri konuşuluyor. Bu konuda sizin öngörüleriniz neler?

2008 yılının Ekim ayında BIMCO tarafından çalışması başlayan ve uluslararası taşımacılıkta sülfür dioksit salınımını kısıtlamak ve küresel bir kota belirlemek amacıyla Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından kabul edilen regülasyonlar 1 Ocak 2020 tarihinden itibaren tüm maddeleriyle yürürlüğe girmiş durumdadır. Önümüzdeki süreç içerisinde ilave regülasyonlar da gelecektir. Kısa bir süre içerisinde Mevcut gemilerin Enerji verimlilik endeksine de gelecek sınırlamalar ile de CO2 salınımı konusunda da sınırlamalar gelecektir.

Gemi işletme firmaları öncelikle %30-40 oranında daha maliyetli yakıt alımı ile direkt olarak bu uygulamalardan etkilenmiştir. Daha da önemli olarak bugün yakıt tipleri arasındaki geçiş, yakıt ikmal operasyonu, yakıtın treat edilmesi ve bunker tankların hazırlığı konusu operasyonel olarak da oldukça önem kazanır hale gelmiştir. Artık sefer planlamaları ve yakıt ikmal konuları Gemi Operasyon konusu içerisinde 1. derecede önemli konu haline gelmiştir. Hem ofis personeli ve hem de gemi personeline kesintisiz sürekli eğitimlerle bu uygulamalar detaylı olarak tekrar tekrar anlatılmaktadır.

Yapmış olduğumuz kiralama sözleşmelerinde ve kiracı ile ilişkilerimizde zaman zaman yakıt konusunda ciddi sorunlar yaşanmakta ve sorumluluk /yetki paylaşımında da sorunlar oluşmaya başlamıştır.

Gemi işletmeciliği de yapıyorsunuz. Bu alanda müşterilerinize nasıl avantajlar sağlıyorsunuz?

Bizim ilkemiz her zaman bellidir; güvenli ve çevreye duyarlı gemilerle aynı zamanda görevini en titiz şekilde ikame eden insanların bir arada oluşturmuş olduğu sinerji. İşinizi büyük titizlikle yaparsanız ve gemilerinizi de üst seviye performansta tutarsanız başarı kaçınılmaz olacaktır.

Çevre ve sosyal sorumluluk projelerine önem verdiğinizi biliyoruz. Bu konuda yaptığınız çalışmalardan bahseder misiniz?

Şu an kişisel olarak en büyük hedefim Altınbaş Üniversitesi bünyesinde bir denizcilik fakültesi kurarak diğer üniversitelerimiz için öğretim görevlisi yetiştirme konusunda öncü olmak. Bunu hemen hemen her yönetim kurulu toplantısında dile getirmeye çalışıyorum. Aslında Altınbaş ailesi de konuya sıcak da bakıyor. Altınbaş Üniversitesi içerisinde böyle bir fakülte açmamızın özellikle eğitimci kademesinde ülkemizdeki büyük bir açığı kapatacağı da aşikardır.

Eğitim konusuna gelecek olursak şirket politikası olarak siz bu anlamada ne gibi avantajlar sağlıyorsunuz? Stajyer seçiminde neleri dikkate alıyorsunuz ya da geleceğe dönük planlarınız var mı?

Son dönemdeki pandemi süreci sebebi ile kesintiye uğramış olmasına rağmen stajyer politikamız eğitime tam destek şeklindedir. Gemilerimizde maksimum sayı da stajyer öğrenci bulunduruyoruz. Çabalayan, öğrenmeye meraklı, mesleki gelişimini üst düzeyde sağlamak isteyen idealist öğrencilerimiz için kapılarımız her zaman açıktır. Hatta öğrenci kardeşlerimizi ofis içerisinde de düzenli olarak bulundurmaya özen gösteriyoruz. Ofisin havasını soluyan kişi gemide de başarılı olmaktadır.

Özellikle salgın sürecinde deniz ticareti büyük önem kazandı. Türkiye’deki denizcilik sektörünün çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Belki benim için duygusal bir cevap; ancak denizcilik bence bugün itibarı ile Türkiye’de en profesyonel şekilde dünya klasmanında hatta belki de daha ileri noktalarda idame edilmektedir. Denizcilik sektörünün her kademesinde dünya markası haline gelmiş kurumlarımız mevcut. Bugün ülkemizin döviz konusundaki cari açığı hepimizin malumu ve bu cari açığı düşürmek için tek ama tek yol şu aşamada denizcilik sektörüdür. Gemi işletmenlik firmalarının navlun faturaları ihracat kapsamında değerlendirilmeli, döviz akışı Türk bankalarına sağlanmalı ve denizcilik sektörü çok hızlı bir şekilde Eximbank sistemi içerisinde yer alarak Eximbank finans yapısı içerisinde desteklenmelidir. Ülkemiz bu sistemin olumlu etkisini çok hızlı bir şekilde hissedecektir. Değerli büyüğümüzün dediği gibi Denizcilik Türkün Milli ülküsüdür.

Biraz da grup şirketleri içerisinde yer alan enerji alanından bahsedelim. Atak Madeni yağlarda ne durumdasınız, yeni gelişmeler veya yatırım hedefleriniz var mı?

Atak madeni yağlar son dönemde oldukça başarılı işlerin altına imza atmıştır. Tamamen yerli sermaye ve yerli teknoloji ile İzmir’de kurulu olan çok modern tesislerimizde gerçekten üst düzey kalite de madeni yağ üretimi yapılmaktadır. Biz yıllardır filo gemilerimizde tüm yağ ihtiyacımızı Atak Madeni yağ firmamızdan sağlamaktayız. Geçtiğimiz yıl Japonya’nın çok büyük 2 motor üreticisi firması ile yapılan anlaşmalar neticesinde Japonya’ya direkt ihracat kapısını da açmış bulunmaktadır.

Son olarak eklemek istediğiniz, bir temenni ve görüşünüz var mı?

Transal denizcilik olarak bu yıl itibarı ile third party gemi sahiplerine de işletmenlik desteği vermeye başladık. Kısa süre önce MT ATA OCEAN gemisi işletmemize katıldı ve ekibimiz içerisinde güzel bir heyecan yaratmış durumda. Kısa bir süre sonra yine filomuza bir gemi katılımıyla filodaki gemi sayımız 6 ya çıkması planlanmaktadır. Yine İsveç merkezli bir armatörlük firmasının tüm filosunu yönetim işlemlerinin devir alınması konusunda görüşmelerimiz devam etmektedir. Görüşmelerin başarıyla sonuçlanması durumunda ilk defa bir Türk işletme firması Avrupa merkezli bir armatörlük firmasının gemilerini işletecek noktaya gelecektir.

Vira Haber