1. HABERLER

  2. GÜNCEL

  3. Trafik sorununu çözmek istiyorlar
Trafik sorununu çözmek istiyorlar

Trafik sorununu çözmek istiyorlar

Kar amaçlı bir kuruluş olmadıklarının altını çizen Şehir Hatları Genel Müdürü Süleyman Genç’in tek hedefi, daha fazla İstanbulluyu denize çekmek.

A+A-

Kar amaçlı bir kuruluş olmadıklarının altını çizen Şehir Hatları Genel Müdürü Süleyman Genç’in tek hedefi, daha fazla İstanbulluyu denize çekmek.
500 ve üzeri yolcu kapasiteli her hat talebini gündeme alırız

Şehir Hatları Genel Müdürü Süleyman Genç, “Kabataş’tan Beşiktaş’a 45 dakikada gidemediğini söyleyenler var. Ama, bizim kiraladığımız motorlarla 5 dakika sürüyor. Herkesin bildiğinin aksine Şehir Hatları’nın yoğunluğun en üst seviyede olduğu pik saatlerde de seferleri var. Ama, kimse tarifeye bakmıyor” diyor. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemiz’ diye başlayan klişe sözcüğün hiçbir anlamı olmadığı Boğaz’da kıyıya paralel hatlarda vapur seferleri başlatılmasıyla bir kez daha ortaya çıktı. Yeni konulan ve yıllardır var olan hatlarla birlikte Boğaz’daki yolcu sayısını ancak günde 4.500 seviyelerine çıkarabildiklerini söyleyen Şehir Hatları Genel Müdürü Süleyman Genç, pes etmemekte kararlı. Yıllardır kurumun bünyesinde idarecilik yaptıktan sonra, dümendeki yerini alan Genç, “500 ve üzeri yolcu kapasiteli her hattı açar, sayılarını da artırırız” diyor, ama denize ne kadar uzak olduğumuzu bildiği için de ekliyor: “Ama, tarih henüz yazmamış.”
Dikkatinizi çekti mi bilinmez ama Boğaz hattındaki deniz taşıtı sayısı bir süredir oldukça arttı. Nedeni, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin çok mantıklı bir gerekçeyle karayolundaki trafik yükünü biraz olsun rahatlatabilme çabaları… Ama, üzülerek de olsa pek başarılı olmadığını itiraf etmek zorundayız. Çünkü, gözlemlerime göre koskoca vapurun bazı iskelelerden ‘hiç’ yolcu almadan hareket ettiğine bizzat şahit oldum. Fındıklı’daki işyerimin penceresinden bakarken hemen önümde adım adım giden trafiği ve başımı kaldırdığımda da denizde kuğu gibi süzülen ama bomboş giden vapuru görünce kahroluyorum. Bunun nedenlerini sorduğumuz 160 yıldır İstanbulluya denizi sevdirmeye çalışan kurumun şimdiki kaptanı Süleyman Genç, bizi şöyle yanıtladı:
“Yıllardır var olan hatlarla birlikte Boğaz’daki yolcu sayımız günlük 4.500. Yani, biz 4.500 kişiyi mi ikna edebildik bu zamana kadar. Doğru bir taşıma yöntemi olduğuna inanıyoruz. Daha fazla yolcuyu bu hat için kandırmamız lazım. Bugün yaptığımız paralel hatlara bir 5 bin kişi daha çekebileceğimizi düşünsek, bunu ‘korkunç’ bir rakam olarak yorumlarız. Halbuki, 10 bin kişi bile yeterli değil. Kabataş’tan Beşiktaş’a 45 dakikada gidemediğini söyleyenler var. Ama, bizim kiraladığımız motorlarla 5 dakika sürüyor. Herkesin bildiğinin aksine Şehir Hatları’nın yoğunluğun en üst seviyede olduğu pik saatlerde de seferleri var. Ama, kimse tarifeye bakmıyor. Toplu Ulaşım Müdürlüğümüz Büyükşehir sınırları içerisinde, kara, deniz, minibüs, raylı, ne varsa bunları entegre etmek, organize etmek ve de birbirleriyle ilişkilendirmeye çalışıyor. Boğazda yapılması gereken de, belirli toplanma merkezlerini otobüslerle, diğer raylı sistemlerle entegre etmek. Böyle olursa, sayısal olarak otobüsler de azalacağı gibi entegrasyon da sağlanmış olur. Çünkü, boğaz yolcusu trafiğin rahatladığı noktada vapurdan iniyor. Bu da genelde Ortaköy’e denk geliyor. Şu anda boğazla ilgili çalışmayı yapıyoruz. Yeni kurulmuş bir şirket olduğumuz halde. En kısa zamanda önerilerimizle beraber, bir ön rapor hazırlanacak.”
Hız, önemli bir faktör
Özellikle hassas bir su olan Boğaz’ın stratejik konumundan doğan farklılıkları olduğunu kaydeden Süleyman Genç, “Bizim için de sınırlar var. Sınırsızlık içinde olan bir alanda değiliz. Kurallar size diyor ki ‘10 milden fazla hız yapmayın.’ Cross geçişlerinizi, transit geçişlere dikey yapın. Yani, sancak seyri kullanın. Hafif çapraz geçişli alanları olan, zigzaglı gelen bir boğaz var. ‘Bosphorus Street’ diyorlar, ne streeti, burada dümdüz bir alan bulmanız mümkün değil. Ulaşımımızın kısa ve hızlı olmasını istiyoruz. ‘Denizden trafiği çözerim’ demek çok zor. Çünkü, bütün akademik çalışmalar göstermiştir ki, denizden alsanız alsanız yüzde 10 alırsınız. Bunda özellikle Boğaz’daki seyir hızının payı büyük. Kara seyir hızıyla eşleştirildiğinde, 7-10 kilometre hıza denk gelir. Yani, karadaki sıkışıklıkta yaşanan trafik seyrine dahi ulaşamıyorsunuz. Büyükşehir Belediye Başkanımızın da dediği gibi metropollerde 20 km ortalama hızı kabul etmek zorundayız. Bunun kabulü zor da olsa gerçek. Denizde ideal olan karşılıklı geçişlerdir. Entegre bir alandan alacaksınız, çok uzun olmayan bir geçişle başka bir entegrasyon alanına transfer edeceksiniz. İşin püf noktası budur. Biz usulsüzlükler için de değil de, usuller ve anlatımları içerisinde bir şeylerin yapılmasını istiyoruz. Yeni iskele alanı ihsası için çalışmalar yapıyoruz. Anadolu yakasında yol boyunca denizi göremiyorsunuz. Doğal olarak yeni iskele yeri bulmak da imkansız gibi bir şey” açıklamasını yaptı.
Yeni hat tekliflerini tartışırız
Marmara Denizi, İstanbul’un birçok noktasına uzanan bir su yolu. Yeni önerilecek hatlar konusunda görüşlerini sorduğumuz Şehir Hatları Genel Müdürü bizi şöyle yanıtladı:
“Deniz ulaşımında en önemli handikaplardan biri yine hız faktörüdür. Örneğin, günden güne büyüyen ve nüfusu artan Beylikdüzü’nü ele alalım. Beylikdüzü’den normal gemiyle Kabataş’a 4 saatte gelirsiniz. Böyle bir hat için hızlı araç gerekir. Hızın da bedeli yüksektir. Zamanında bizden, Silivri açıklarında istanbul’a bağlantılı deniz otobüsü seferi istendi ve bu gerçekleştirildi. İsteyenlerin hepsi deniz otobüsüne bindiler. Deniz otobüsü ortalama 25 mile ulaşabilen hızlı bir araç. İlk seferinde doldu tabi. O zamanki İDO yöneticilerimiz karadan geldiler. 45 dakikada Yenikapı’ya ulaştılar. Fakat deniz otobüsü hala gelecek. ‘Bu yol bitmiyor’ şikayetleri gelmeye başladı. Evet yol bitmez. Çünkü denizdeki seyrin hızı, karadaki seyrin hızıyla karşılaştırılamaz. 250 yolcu kapasitesine ulaşacağımızı bilsek, böyle bir işletme zeminine oturttuğumuz her hat, sonsuza kadar bizim taşıma hatlarımız arasına girer. Gemi boyutuna çıkardığımızda, 500 ve üzeri yolcu kapasiteli her hattı açar, sayılarını da artırırız. Ama, tarih henüz yazmamış.”
Mevcut yolcunun 3 katını taşıyacak kapasitemiz var
Denizden yapılan toplu taşımalarda hedefin yüzde 100 olamayacağının altını çizen Süleyman Genç, “Yüzde 50 gibi bir hedefi yakaladığımız zaman çok mutlu oluruz. Ama neredeyiz, belki yüzde 10, belki yüzde 30 civarında. Yani hattına göre farklılıklar gösteriyor. Aslında yüzde 100’e göre değerlendirdiğiniz zaman, kapasitemiz taşıdığımız yolcunun iki üç katını taşır. En yoğun olan Kadıköy-Karaköy-Eminönü hattı için de bunu söyleyebilirim. Biz denize her çektiğimiz kişiyi kâr amaçlı taşımıyoruz. Hatta yüzde 30’unu sübvanse olarak taşıyoruz. Ama karasal zemin diyebileceğimiz bu büyük metropole 16 katrilyon yatırıldığı halde trafiğini henüz çözülememiş. Trafiğin çözümünün deniz ile çok daha ucuza mal olacağını düşünüyorum. Asfalt yenilemiyoruz, ray döşemiyoruz, bakım yapmıyoruz. 5 tane yeni gemi yaptık. 3 tane de Haliç hatlı gemimiz devreye girdi. Toplam 8 gemi. Yolcu potansiyelini yakalarsak, yeni gemiler de yaparız. Bu bizim boynumuzun borcu olur” diye konuştu.
Kara&Deniz Gazetesi


Bu haber toplam 758 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.