IMEAK Deniz Ticaret Odası Meclis Toplantısı'nda konuşan TOBB Sektör Meclis Başkanı Erol Yücel, 2008 yılından bugüne kadar gemi inşa sanayinin yaşamakta olduğu krize ve teşvik uygulamalarına vurgu yaptı.

Erol Yücel, 2008 yılından bugüne kadar gemi inşa sanayinin yaşamakta olduğu ekonomik krize gerekçe olarak AB’de gemi inşa sanayine teşvik olmaması ve gemi inşa sanayiye teşvik olmaması sebebiyle gemi inşa sanayinin rekabetçiliğini kaybetmesi ve vahim duruma düşmesinin kabul edildiğini belirterek, "Ben bugün aramızda bulunan Milli Savunma Bakanımızı avukatlık yaptığı zamanda ziyaret etmiştim. Bakanımız önce denizcilik müsteşarı oldu. Kısa dönem de olsa ulaştırma bakanlığı yaptı. Sonra turizm bakanlığı, müsteşarlığı yaptı. Bir insan değişir mi? değişmez mi? Benim hayatımda hiçbir zaman çizgisini değiştirmeyen, o müspet kişiliği, konulara hukuçu gözlüğünden bakma özelliğini kaybetmemiş bir insan olarak tanıdım. Bugün denizcilik sektörü olarak da gerçeken çok mutlu olduğumu ifade etmek istiyorum" dedi.

"Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın hükümetteki bir temsilcimiz olduğunu düşünüyoruz. Gelmiş geçmiş ulaştırma bakanları içerisinde en faydalı ve en çalışkan bakanımız" diyerek sözlerine devam eden Yücel sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şimdi aynı kabine içerisinde İsmet Yılmaz gibi bir bakanımızın aynı zamanda meslekten bir bakanımızın bulunması bizlerin gücünü bir kademe artıracaktır. Geçen gün başbakanımız dedi ki, artık Kemal Yardımcı bakan yardımcısı oldu. Sizlerin parlementoyla hükümetle olan ilişkilerinizde etkin görev alacak. Bu duruma çok sevindim. Bugün burada bu kadar yoğun bir katılımın olması da tarihi bir gündür. Bu açıdan da çok sevinçliyim.

"Teşvik uygulaması kaçınılmaz oldu"

Türkiye Cumhuriyeti’nin 2010 yılı sonu itibariyle dış ticaret taşımalarının, deniz yoluyla taşınan dış ticaret yüklerinin toplamı 240 milyon ton civarında. Türkiye bugün kendi Türk bayraklarıyla bu yükünün ancak % 16'sını taşıyabilen ülke konumunda. Bunu Türkiye için çok küçük, çok düşük, çok az görüyoruz ve bunun ciddi bir problem olarak görülerek önleminin alınmasını gerektiğine inanıyorum. Yine tersaneleri hep ihracat olarak düşünüyoruz ama tersanelerimizi Türk armatörünede gemi yapılabilir hale getirmenin formülünü de aramamız lazım.

Gemi inşa maliyet unsurları şöyle baktığımızda; direkt giderler var, sabit giderler var. Gemi inşada şait başa baş maliyet fiyattan küçükse tersane kar elde ediyor. Sağlıklı işletmelerde kontratlarda sıkça görülmeyen zararlar normal kabul ediliyor. Yani tersane en azından kısa bi süre aldığı herhangi bir işte zarar yapıyor ama yine yaşamına devam ediyor. Bu normal kabul ediliyor. Şayet çok sayıda kontratta zarar kabul ediliyorsa tersaneyi açık tutmak için teşvik uygulaması kesinlikle kaçınılmaz oluyor” dedi.

Virahaber