"Tersanelere destek verilmedi"
Türk denizcilik sektörünün bir felaketin eşiğinde olduğunun altını çizen TOBB Denizcilik Meclis Başkanı Erol Yücel uyardı.
Türk denizcilik sektörünün bir felaketin eşiğinde olduğunun altını çizen TOBB Denizcilik Meclis Başkanı Erol Yücel uyardı.
Özellikle gemi inşa sanayinin bir felaketin eşiğinde olduğunu belirten Yücel, “Bana göre şu anda global denizcilik krizi başlamış vaziyette. İnsanların bunu görmesi lazım, bir facia yaşanıyor. Hükümet, artık denizcilik sektörü ile ilgili bir karar vermeli” dedi.
Kriz sürecinde çok ciddi hasar gördük, özellikle gemi inşa sanayinde neler kaybettiğimizi bana göre kimse daha öngöremiyor” diyen TOBB Meclis Başkanı Erol Yücel, 2008 yılında yaşanan krizin Türkiye’den kaynaklanmayan global ekonomik kriz olduğunu ve bütün sektörleri vurduğunu belirterek şunları söyledi:
“Denizcilik sektörü krizde en büyük yarayı aldı. Ama şu anda denizcilik sektörü çok ciddi bir krizin içinde ve bunun kim ne kadar farkında bilmiyorum. Geçen hafta 180 bin tonluk henüz daha 1 yaşında olmayan bir geminin günlük bağlantısı 3504 bin dolardı. Böyle bir geminin günlük sabit masrafı ise 7 bin dolardır. 180 bin tonluk geminin üretim maliyetine bakarsak, son yıllarda 55 milyon dolara inşa ettirilen gemiler var. Ama büyük çoğunluğu 80- 90 milyon dolara inşa edildi. 80-90 milyon dolara mal olmuş bir capesize’ın finansman ve geri ödemelerine bakın. Şu anda bir felaket yaşanıyor.”
Global Denizcilik krizi
Rakamlarla bu felaketin sebebini anlatan Erol Yücel, 2008 krizi yaşandığında birçok kişinin 10 gemi siparişi varsa 5’ini iptal ettiğine, üstelik kalan gemilerin bir kısmı içinde ertelemeye gidildiğine dikkat çekti. Ertelemelerin önünün açık olduğunu ve bugünlere gelindiğini vurgulayan Yücel, şu anda hem 2011’in kendi siparişlerinin olduğunu, hem de 2008’deki ertelenen gemilerin inşasının yapılacağını dile getirdi.
Erol Yücel, şöyle devam etti:
“Dünyada ekonomide olumlu gelişmeler olmasına rağmen tonaj fazlalığı nedeniyle denizciliği kriz vurmuş vaziyette. Dünyada 1152 tane capesize gemi var. 2011’in 40. gününde 27 tane daha gemi gelmiş. Senenin sonuna kadar 277 tane daha gemi piyasaya girecek. 27 tane zaten gelmişti. Toplam 304 gemi demektir bu. Mevcut filonun yüzde 20’si kadar yeni capesize gemi geliyor. Oysa taşınacak yükler artmıyor. Bu senenin toparlanması hiçbir şekilde mümkün değil. Bu durum Panamax, Supramax’lar için de geçerli. Bütün bunlara baktığımızda 2008’in sonundaki kriz şöyle isimlendirildi “global ekonomik kriz.” Bana göre şu anda global denizcilik krizi başlamış vaziyette. İnsanların bunu görmesi lazım, bir facia yaşanıyor.”
Hükümet tersanelere destek vermedi
Uzak Doğu tersanelerinin az çok sipariş almaya devam ettiğini söyleyen Erol Yücel, Türk tersanelerinin ise her geçen gün felakete gittiğini söyledi. Yücel, “Türk tersaneleri kalite yakaladı, şimdi o kaliteyi kaybediyoruz. İyi ustalar ve kaynakçılar başka sektörlere kayıyor” diyerek bundan duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Yan sanayinin gelişmesinin üretimdeki yerli malzemenin yüzdesini artırdığını belirten Erol Yücel, “Sözün özü tersanelere hükümet destek vermedi” dedi.
Geçmişte tersanelerin diğer ülkelerde olmayan bir modeli benimseyerek, açığa gemi yaptıklarını söyleyen Erol Yücel şöyle devam etti: Tersanelerin günahı kontratsız gemi yapmalarıdır. En fazla üretimi de kimyasal tanker üstüne yaptılar. Kimyasal tanker piyasasında bugün bir bozukluk varsa, Türkiye’de hesapsız kitapsız inşa edilmiş tankerlerin büyük katkısı olduğunu düşünüyorum.
Hazine Müsteşar Yardımcısı Feridun Bilgin’e çok sık gittiklerini belirten Yücel, her seferinde aynı cevabı aldıklarını belirtti. “Biz Türkiye olarak ciddi bir ülkeyiz, imza attığımız anlaşmalara sadığız, bağlıyız, dolayısıyla bizim AB ile anlaşmalarımız var. AB’de gemi inşa sanayine teşvik yok. Dolayısıyla biz de gemi inşa sanayini teşvik edemeyiz” dediklerini dile getiren Erol Yücel, bugün devlet politikası olarak tersaneler konusunda frene basılmasının temel nedeninin bu olduğunu vurguladı.
Neden tersane yatırımları teşvik edildi?
Bu konuda bir çalışma yaptığını anlatan Erol Yücel şunları söyledi:
“AB’de 80’den fazla teşvik var tersanelere. Hatta tersanelerin kapatılmasına da teşvik var. Ben diyorum ki ey bizi yönetenler, diyorsunuz ki AB’de teşvik yok. Peki, neden tersane yatırımını teşvik ettiniz? Siz vatandaşı yanlış yola teşvik ettiniz. Ayrıca Teşvik Kanunu’nda da değişiklik yapıldı. Birinci, ikinci, üçüncü, dördüncü bölge olarak bölgelere ayırdınız. Tersaneleri de birinci bölgeye aldınız. Bir müddet sonra bizim girişimlerimiz sonucunda birden ikiye aldınız. Madem bunu yapabiliyordunuz, neden dördüncü bölgeye koymadınız tersaneleri.”
Türk tersaneleri ile Çin’deki bir tersaneyi karşılaştırdığımızda, bizim yüzde 40 daha pahalı olduğumuzu belirten Erol Yücel, kalite ve işçilik açısından ayrıca Avrupa’ya yakın olmamız nedeniyle Türkiye’nin avantajlı olduğunu söyledi.
Devletin yönlendirici olup tersaneleri birden ya da ikiden dörde aktarması halinde tersanelere yüzde 18’lik bir avantaj sağlanacağını vurgulayan Yücel şunları kaydetti:
“Tersanelere bu kadar bir teşvik sağlansa tersanelerimiz Çin ile rekabet edebilir. AB bugün tersane kapatmaya teşvik veriyor. O zaman gelin Allah rızası için siz de kapatmaya teşvik verin. Tuzla’da bugün teklif etsen 49 tersane varsa, belki 20’si kapatmayı kabul edecek. Sen büyümek isteyenlere de aynı yerleri satarak koyduğun parayı çıkart. Küçük tersaneler olacağına, 20 tane adam gibi büyük tersane olsun.”
Parasal yardım istemiyoruz
Hükümetten parasal bir yardım istemediklerinin altını çizen Erol Yücel, hükümetin rakiplerimizle rekabet edebilir hale gelmemizi sağlamasının yeterli olacağını vurguladı. Yücel, “Eğer Çin’de 700 dolarlık sacı gemi inşa sanayine devlet 300 dolara veriyorsa, kimse onlarla rekabet edemez” diyen Erol Yücel, “AB yaptığı anlaşmalara sadık kalsa, benim bugün AB’ye vizesiz girmem lazım. Ben hala sorguluyorum niye tersanelere hükümet sırtını döndü? Bunun cevabını bulamıyorum” dedi. Bankaları suçlamadığını, çünkü bankaların belirli faiz ve vadelerle elde ettikleri parayı sattıklarını söyleyen Erol Yücel, bankaların sistemin temelini oluşturduğunu savundu. “Bunun devlet bazında çözülmesi lazım” diye konuşan Yücel şunları söyledi: “Devlet bankaları neden vardır? Devlet bankaları, devlet adına belirlenen sektörleri, devletin kaynakları ile desteklemek için vardır. İlk başta başbakanın önerisi çok doğruydu. Bir devlet bankası olan Ziraat Bankası işin içine girdi. Ama aniden Ziraat Bankası vücut çalımıyla kendini sistemin dışına attı. Burada param batar mı, batmaz mı diye düşünmeyeceksin. O ikinci hesap. Önce bu sektörü ayakta tutacaksın. Başbakan hükümete, iktidara hakim, yürekli, kararlı bir insan. Ben hala böyle bir insanın başbakan olduğu bir ülkede gemi inşa sanayine neden destek olunmadı ve kaderine terk edildi? Bunu anlayabilmiş değilim.”
Öncelikle devletin oturup “denizcilik sektörü Türkiye için ne ifade ediyor?” sorusunu sorması ve hükümetin denizcilikle ilgili bir karar vermesi lazım diyen Yücel, “Pervanenin durmaması lazım. Denizcilik sektöründe pervane durduğu zaman herkes kaybeder. Tıkanıklıklar neredeyse bu tıkanıklıkların giderilmesi lazım. Bu da hükümet olmadan olacak iş değil. Hükümetin bu konuda ciddi bir karar vermesi lazım” şeklinde konuştu.
Hakkı Şen - Kara&Deniz Gazetesi
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.