1. HABERLER

  2. DENİZ KÜLTÜRÜ

  3. Tarihi deniz fenerinde dört kuşaktır görev yapıyorlar
Tarihi deniz fenerinde dört kuşaktır görev yapıyorlar

Tarihi deniz fenerinde dört kuşaktır görev yapıyorlar

Kocaeli'nin Darıca ilçesinde yaşayan Ahmet Gül, 124 yıl önce büyük dedesi tarafından yapılan Yelkenkaya Deniz Feneri'nde, dördüncü kuşak olarak çalışıyor

A+A-

Kocaeli'nin Darıca ilçesinde yaşayan Ahmet Gül, 124 yıllık Yelkenkaya Deniz Feneri'ndeki "dede mirası" görevini dördüncü kuşak olarak sürdürüyor.

Marmara Denizi'nden gece geçen gemilere, ışık açarak yol gösteren 55 yaşındaki Ahmet Gül, 87 yaşındaki annesi Sacide, eşi Arzu ve oğlu Yiğitcan ile "124 yıllık bir tarihe" sahip çıkıyor.

Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğüne bağlı fenerde çalışan Ahmet Gül, 1997 yılından bu yana fenerde, dördüncü kuşak olarak görev yaptığını belirtti.

Görevi annesi Sacide'den aldığını, annesinin emekliliğinin ardından aynı geleneğin devam ettirilmesi amacıyla göreve talip olduğunu kaydeden Gül, 1895 yılında büyük dedesi "Cideli Ahmet" tarafından yapılan binada, "son fenerci" olarak kuruma hizmet verdiğini akardı.

Fenere, temelli olarak 1974 yılında yerleştiklerini anlatan Gül, "Burası bizim köyümüzdü. Hep gider gelirdik. Hafta sonları, yaz tatillerinde fenerde kalırdık. Burayı çok özlerdik. Anneannemiz, dedemiz buradaydı. Bizim için burası bir köydü. Acılarımızı da mutluluklarımızı da burada yaşadık. Dedemi, anneannemi, babamı burada kaybettik. Buranın sevdalısı olduk." dedi.

"Annemin döneminde fener tamamen kurmalıydı"

Deniz fenerlerinin işletilmesinde, geçmiş yıllara göre çok büyük teknoloji farkı bulunduğunu vurgulayan Ahmet Gül, şunları söyledi:

"O dönemlerde dedemin döneminde, gaz yağı kullanılırdı. Bunlar çok zahmetli işlerdi. Annemin döneminde de fener tamamen kurmalıydı. 1,5 saatte bir çıkıp kuruluyordu. Sabaha kadar nöbet tutuyorduk. Benim dönemimde ise çok güzel bir teknoloji yakalamış, 7-24 deniz aşırı sinyal verip konum belirlemekte, aynı zamanda geçen gemilerin konumlarını da alabilmekte, kendi yanış sönüşlerini ayarlayabilmekte, arızayı görebilmekte. 'Madem bu kadar teknoloji var siz ne yapıyorsunuz' diyebilirsiniz. Ben de burada o feneri sadece yakıp söndürmekte değil, aynı zamanda gece oluşabilecek arızalara 5 dakika içerisinde müdahale ediyorum. Elektrik kesintisi olur, lambası söner. Bu tür durumlarda 5 dakika içerisinde müdahale ediyorum gerektiği zaman ikinci bir fenerimiz var onu hemen devreye alıyorum."

"Buranın tarihini yaşatmanın gururunu yaşıyorum"

Gül, büyük dedesi Cideli Ahmet'in Sarayburnu Feneri'nin inşaat işlerinde de çalıştığını, dedesinin iyi bir kalfa ve marangoz olduğunu kaydetti.

Marmara Depremi'nde hasar gören binanın onarıldığını belirten Gül, "Ben son kuşak olarak geride kalan son üç kuşağın, burada vermiş olduğu emeklerini ve buranın tarihini yaşatmanın gururunu yaşıyorum. Benden sonra da oğlum Yiğitcan bu göreve layık görülürse gurur verici olur. Geçmişimize sahip çıktığımız kadar tarihimize de sahip çıktık. Biz buranın tarihini hep yaşattık." ifadesini kullandı.

Dedesinin uzun boylu ve güçlü bir insan olduğunu anlatan Gül, "Fener bakımı yaptığı sırada beni de yanına alırdı. Bana bilyeleri temizletirdi. Bizim billur dediğimiz, ışığı kuvvetlendiren fener yatağı 180 kilogram ağırlığında. Dedem camdan cama kalas uzatırdı, onu kaldırır camın kenarındaki kalasın üzerine koyardı. Çok acayip büyük birşey bu. Ben hep şaşardım. Ben göreve başladığımda, fener yatağını 8 parçaya ayırarak temizleyebiliyorduk. Benim 4 saatimi alıyor, dedem ise bunu 1 saatte temizliyordu. Dedemde öyle bir güç vardı. En büyük anım budur." diye konuştu.

Gül, 2010 yılında yaşanan gemi kazasında, teknesiyle 3-4 kişiyi kurtardığını ancak 1 kişinin hayatını kaybettiğini, 3 gün sonra cesedi bulduklarını belirtti.

Fenerde 24 saat görev yaptıklarını, eşi ve çocuğunun da yardımda bulunduğunu aktaran Gül, fenerde göreve başlamadan önce farklı işlerde de çalıştığını söyledi.

Asıl mesleğinin fenercilik olduğunu ifade eden Gül, şunları anlattı:

"Ana mesleğim, dededen gelen fenercilik, fener bakıcılığı. Çok kutsal bir meslek. Gerçekten bizim fenerlerin karakterleri vardır. Her fenerin karakteri birbirine uymaz. Bu, gemiciler için çok önemli. Kimisi 3 saniyede tek çakar ya da 5 saniye ara verir, 2-3 sefer peş peşe çakar. Hiçbirinin ışıkları birbirine uymaz, renkleri farklıdır. Bu bir karakterdir. Biz de asıl duruşlarımızı, karakterlerimizi bu fenerlerden alıyoruz. Fenercilerde yanlış olmaz. Kurtarıcıyız, bakıcıyız, gönüllüyüz, hizmetkarız."

Gül, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğüne verdikleri destekten dolayı teşekkür etti.

"Burada bir tarih yaşıyor. Dışarıdan gelen birisi burada yapamaz"

Anne Sacide Gül de dedesi "Cideli Ahmet"in burada evlendiğini, çocuk sahibi olduğunu kaydetti.

Gül, babasının da bu fenerde dünyaya geldiğini vurgulayarak, dedesinin ardından babasının feneri çalıştırdığını belirtti.

Babasının vefat ettiğini, hastalık sürecinin uzun sürdüğünü, bu süreçte fenerle kendisinin ilgilendiğini dile getiren Gül, şöyle konuştu:

"Babam vefat edince eşim Darıca'ya gitti, hemen telgraf çekti Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğüne. 'Ahmet vefat etti. Fener hala faal durumda. Kızı fenere bakmaktadır' şeklinde telgraf gönderdik. Ertesi gün bize başsağlığı telgrafı geldi. Babamı defnettikten birkaç gün sonra idareden yetkililer geldi. Başsağlığı dilediler, gittiler. Bir süre sonra anneme bir telgraf geldi. 'Kızınızı alın işletmeye gelin' demişler. Sonra annemle gittik. Bana 'Fenerde çalışmaya sen devam edeceksin, bu camianın içinden biri olsun.' dediler ve sonra fenerci olarak işe başladım. 1974 yılında başladım, 1997 yılında emekli oldum. Burada bir tarih yaşıyor. Dışarıdan gelen birisi burada yapamaz. Bunun içinde yaşayan bunu sürdürebilir. Dışarıdan gelen muhakkak bir taraftan açık verir." diye konuştu.

Ahmet Gül'ün eşi Arzu Gül de 1987'den beri fenerde bulunduklarını, deniz kenarında yaşadıkları için mutlu olduklarını belirtti.

Sosyal hayat açısından bazı zorlukları olduğunu ama bunlarla baş etmeyi öğrendiklerini dile getiren Gül, eşine hayatın her alanında yardımcı olmaya çalıştığını anlattı.

Gül, kayınvalidesi Sacide Gül'ün çok fedakar biri olduğunu, onunla yaşamanın büyük bir tecrübe ve ayrıcalık sağladığını ifade etti.

fener-003.jpg

fener1-003.jpg

fener2-003.jpg

fener3-002.jpg

fener4-001.jpg

fener5-001.jpg

fener6-003.jpg

fener7-003.jpg

fener8-003.jpg

fener9-002.jpg

fener10.jpg

fener11.jpg

fener12.jpg

fener13.jpg

fener14.jpg

fener15.jpg

fener16.jpg

Vira Haber

Bu haber toplam 12457 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.