"Tamir Bakım Merkezi olabiliriz"
Jotun Boya’nın Murahhas Azası Şükrü Ergün, ekonomik kriz ve Jotun’un hedefleri ile ilgili önemli açıklamalar yaptı.
A+A-
JOTUN Boya Murahhas Azası Şükrü Ergün: “Biz el ele vererek, nice krizler atlattık. Bu sektör bunu da çok rahat aşacaktır. Önemli olan bugüne kadar olduğu gibi dostça, kardeşçe, herkesin birbirine yardımcı olması” dedi.
Eyfel Kulesi, Burj El Arap, Mardan Palace, Çırağan Sarayı, Petronas Kuleleri, Safir, dünyanın en büyük yolcu taşıma gemisi Freedom Of the Seas… İşte Türkiye ve dünyadaki bütün bu önemli projelerin tercih ettiği boya üreticisi olan Jotun Boya’nın Murahhas Azası Şükrü Ergün, ekonomik kriz ve Jotun’un hedefleri ile ilgili önemli açıklamalar yaptı. Ekonomik krizin Türkiye’yi de etkilendiğini vurgulayan Şükrü Ergün, özellikle yeni inşa tersanelerinin haline dikkat çekti.
“Denizcilik, inşaat ve endüstri sektörlerinde hizmet verdiğimiz için bir sektör yavaşladığında, diğer sektör onun yardımına koşuyordu. Ama 2008 sonunda krizde bütün sektörlerde duraksama oldu. Endüstri ve inşaat sektöründeki duraksama, denizdeki kadar olmadı. 2009 yılında 2008 yılına göre yüzde 30 daha düşük ciro yaptık. Krizi avantaj olarak nasıl kullanabileceğimizi düşündük. Yeni inşa durunca, biz de tamir bakım ve havuz boyalarına ağırlık verdik. Rakiplerimiz krizden daha çok etkilendi. Çünkü onların yardımcı sektörlerden gelen ciroları ve iş hacimleri yoktu. Bu zor günlerde denizcilik sektöründeki ciromuz düşse de genel pazar payımızı arttırdık. Bu durum piyasalar düzeldiği zaman bize avantaj olarak geri dönecek. Bu arada kriz çıktığından beri Türkiye’de yapılan yeni inşa gemilerin boyaların içinde de almadığımız proje yok”.
Krizi imece usulüyle aşıyoruz
Böyle dönemlerde sektörel dayanışmanın gerekliliğine dikkat çeken Şükrü Ergün, “Biz müşterilerimizi dostumuz olarak görüyoruz. Zorlukları hep beraber göğüslüyoruz. Krizi imece usulüyle aştık. Borcu olanlardan para istemedik, parası olan dostlarımız vadesi gelmeden borçlarını ödediler. El ele vererek, nice krizler atlattık. Bu sektör bunu da çok rahat aşacaktır. Önemli olan bugüne kadar olduğu gibi dostça, kardeşçe, herkesin birbirine yardımcı olması. Birlik ve beraberlik içinde aşılamayacak hiçbir kriz yok” şeklinde konuştu.
Navlunlarda iyileşme için henüz erken
Ergün, genel ölçekte bu yılın ikinci çeyreğinden sonra hareketlenmelerin olduğunu, ancak bunun reel sektöre henüz yansımadığını belirterek, “Dünya ekonomisinde majör bir problem oluşmazsa ekonomi yolunda gidiyor” dedi.
Denizcilik sektörü için çok umutlu olamadığını vurgulayan Şükrü Ergün bunun nedenlerini şöyle anlattı:
“10 gün önce uzun bir Kore, Çin seyahati yaptım. Oralardaki müşterimizin tersanelerde gemileri var. Kore ve Çin tersanelerinde hala 2014 yılının gemilerinin kontratları bekliyor. Piyasaya çıkacak, yapılmış ve yapılmayı bekleyen binlerce gemi var. Gemi tonajında ciddi bir artış oluşuyor, ama hurdaya giden gemi tonajında böyle bir artış yok. Dolayısıyla tonajdaki arz bu seviyelere geldiği ve dünya ticaretinde onun üstünde bir artış olmadığı müddetçe, navlunlarda bir iyileşmeyi fazla iyimser görüyorum”.
Jotun’un krize çok avantajlı bir şekilde girdiğini, kredi borcu bulunmadığı gibi ciddi nakit birikiminin olduğunu söyleyen Ergün, Jotun’un şu anda eski fabrikalarını yenilediğini, yeni pazar araştırmaları yaparak, buralarda fabrika kurmayı düşündüğünü de belirtti.
Başarının anahtarı farklılaşmadan geçiyor
Türkiye’nin bu süreçte coğrafi konum avantajını kullanarak tamir, bakım-onarım üssü olabileceğini söyleyen Ergün şöyle konuştu:
“Coğrafi konum itibariyle ideal bir tamir, bakım ve onarım bölgesi olma potansiyeline sahibiz. Ama nedense bu konuda ciddi bir çalışma yapılmıyor. Çevremizdeki ülkelerin ciddi filoları var. Avrupa’nın tamir bakım merkezi olabilecek potansiyelimiz varken, arkadaşlarımız yeni inşaya yöneldi. İş hayatında başarının anahtarı farklılaşmadan geçiyor. Herkesle aynı şeyi yaparsanız, herkesle birlikte batarsınız”.
Hedef Türkiye genelinde 300 bayilik
Şükrü Ergün, Jotun’un 2012 hedeflerini ise şöyle özetledi:
“Denizde varolan pazar payımızı korumayı hedefliyoruz. Şu anda yüzde 45 pazar payına sahibiz. Bu oran bizi tatmin ediyor. Sadece hizmet kalitemizi daha da arttırmak istiyoruz. İnşaat sektöründe ise, 300 bayiye çıkıp, marka bilinirliğimizi arttırmayı amaçlıyoruz. 300 bayi demek 300 renk makinesi demek. Bu makineleri ülke çapına yayarak, yaygın hale gelmeyi hedefliyoruz. Türkiye’de yapılan otel, hastane, alışveriş merkezi, büyük konut projeleri, plazalarda pazar lideri olmayı hedefliyoruz. Endüstride de pazar lideriyiz. Pazar payımız yüzde 30 civarında”.
Boya değil, sistem satıyoruz
Tercih edilmelerinin nedenini boyalarının teknik özelliklerine bağlayan Ergün, bu teknolojinin arkasında yatan sebebin, araştırma geliştirme çalışmaları olduğunun altını çizdi. Türkiye’de boya teknolojisi için AR-GE’ye harcanan paranın dünya standartlarında olmadığını söyleyen Şükrü Ergün, Jotun Boya’nın ise cirosunun önemli bir kısmını AR-GE’ye ayırdığını vurguladı. Ergün şunları söyledi: “İskandinavya, Dubai ve Malezya’da araştırma geliştirme laboratuarlarımız var. Bu üç laboratuarda, üç değişik iklime dayanacak boya sistemlerini geliştirebilme çalışmaları yapılıyor. İleri teknoloji boyalarını Türkiye’de bizden başka üreten yok. Bu da teknik olarak tercih edilişimizi açıklıyor. Tabii teknoloji kadar teknik servis de çok önemli. Boya satmakla iş bitmiyor. Biz sistem satıyoruz. Bütün bunlar Jotun’u öne çıkarıyor”.
Haber: Ayşe Olcay-Kara&Deniz Gazetesi
Bu haber toplam 1002 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Haberler
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.