1. HABERLER

  2. DENİZ KÜLTÜRÜ

  3. Sualtı biyoçeşitliliği koruma projesi hayata geçiyor
Sualtı biyoçeşitliliği koruma projesi hayata geçiyor

Sualtı biyoçeşitliliği koruma projesi hayata geçiyor

Çanakkale Boğazı denizel canlılarının korunmasını hedefleyen yeni proje başlıyor.

A+A-

Türkiye'nin ilk denizel koruma alanı olan Kaş-Kekova bölgesindeki WWF projesinden sonra bir benzer projede boğaz ekosisteminde gerçekleştiriliyor. Projenin Türk Boğazları Sistemi için ilk çalışma olduğunu ifade eden proje yürütücüsü Dr. Barış Özalp, boğazda yaşam süren ve ortamın canlı zenginliğini arttıran sünger, sert ve gorgon mercan türlerinin çapa hasarından korunmasını ve yaşamsal sürdürülebilirliklerini sağlamayı hedefliyor. 

Çanakkale Savaşlarının 100. yılı anısına düzenlenen Çanakkale Valiliği destekli, Onsekiz Mart Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Fakültesi ile Sahil Güvenlik Grup Komutanlığı ortaklı projede en önemli desteği, bölgede tek gümrük limanı olan Çanakkale Liman İşletmeciliği A.Ş üstlendi. Liman Müdürü Evren Beceren, bilimsel projelere katkı sağladıklarından dolayı mutlu olduklarını, bölgenin denizel canlılarının korunmasının kendileri için de önem arz ettiğini ifade etti. 

Çanakkale Boğazı'nda yaşam süren sert mercan türlerinin ekolojisi ve taksonomisi üzerine doktora tezine sahip olan Özalp'e göre türler bilinçsizce atılan balıkçı çapaları nedeniyle ciddi risk altında. "Boğazda belirli bölgeler canlı yaşamı için kilit rol üstleniyor. Denizde temel barınma ortamı yaratan mercan, sünger ve gorgon topluluklarının korunması birçok canlı için elzem önemde. Çapaların üzerine düşmesi sonucu kırılma ve ezilmelere uğrayan ve devamında da beyazlaşma vb. değişikliklere uğrayıp ölen omurgasız canlıların oluşturduğu doğal ortamı tekrar eski haline getirmek oldukça güç. Dünyada özel ekosistemlere sahip birçok ülke, kıyılarında bu tip koruma çalışmaları yapıyor. Hatta yönetmeliklerle düzenlenen bu faaliyetlerde bazı alanlarda her tekne sınıfı için özel renkte şamandıralar konumlandırılıyor. Denizel koruma alanlarında da bu tip uygulamaları görmek mümkün. Çanakkale Boğazı'nda 2012 yılından beri bilimsel izleme çalışmaları yapılmaktadır. Biyoçeşitliliğin yüksek olduğu bölgelerde yapılan araştırmalarda çapalar nedeniyle kırılan ya da ezilen sert mercanlara ve gorgon fasiyeslerine rastlandı. Sünger habitatlarında da benzer olumsuzluklar kayıt edildi. Diğer denizel omurgasızların yaşamına direk fayda sağlayan bu tür ekosistemlerin yok olmadan korunması için elimizden gelen çabayı sarf etmek zorundayız. Şamandıraların konumlandırıldığı alanlarda özellikle oltayla avcılık yapan tekneli balıkçılardan özel hassasiyet bekliyoruz. Çapa atılmadığında denizel ortam bu derece tahribat görmez. Çapa atmadan bu şamandıralara bağlanarak olta faaliyetlerini sürdürmelerini ve diğer balıkçılara da örnek teşkil etmelerini bekliyoruz" dedi . Konuşmasını devam ettiren Özalp, çalışmalar sonunda projede büyük emekleri olan Emekli SG Albay Hasan TUNAY'a, Çanakkale Liman İşletmesi A.Ş'ne, Çanakkale Belediyesine, Refleks Arama ve Kurtarma Derneği'ne, ADR Türk'e, Gestaş A.Ş'ye ve Çetinkaya İnşaat A.Ş'ye teşekkür etti. 

bio1.jpg

bio2.jpg

virahaber.com

Bu haber toplam 2002 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.