Yunan bankasına Kilise ortak

İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş'nin özelleştirme işlemini Yunanistan Ortodoks Kilisesi'nin hakim ortağı olduğu firma gerçekleştirecek.

İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş'nin özelleştirme işlemini Yunanistan Ortodoks Kilisesi'nin hakim ortağı olduğu firma gerçekleştirecek

İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş'nin özelleştirme işlemini Yunanistan Ortodoks Kilisesi'nin hakim ortağı olduğu firma gerçekleştirecek. Belediye Meclis üyesi CHP'li Soylan, "Kilisenin işe karışması endişe vericidir" dedi

Dünyanın en büyük deniz taşımacılık şirketlerinden biri olan İstanbul Deniz Otobüsleri A.Ş.'nin (İDO) özelleştirilmesinde son aşamaya gelindi. Özelleştirme işlemlerini İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından görevlendirilen Finans Yatırım-ARUP yürütüyor. Şirkete, 150 bin doların yanısıra satıştan prim de verilecek. Finansbank Yatırım Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Saruhan Doğan, "ARUP işin denizcilik tarafı, biz de finansal kısmı ile ilgileniyoruz" açıklamasını yapmıştı. ARUP, uluslararası faaliyet gösteren bir İngiliz şirketi. Özelleştirmeyle yetkili olan Finans Yatırım ise Türkiye'de kurulmuş menkul değerler işi yapan bir anonim şirket. Bu şirketiin 5 ortağından biri hakim ortağı Yunanistan Milli Bankası (NBG) olan Finansbank. Diğerleri ise doğrudan Yunan kuruluşları.

Yüzde 99'u Yunan
Finansbank'ın ortakları arasında bulunun Yunanistan Milli Bankası'nın en önemli ortaklarından biri ise Yunanistan Ortodoks Kilisesi. Finans Yatırım'ın bir Türk denetim firması tarafından hazırlanan denetim raporunda konu şöyle tespit edilmiş: Ana hissedar, şirketin hisselerinin yüzde 99.60'ını elinde bulunduran Finansbankası A.Ş. olup şirketin nihai hissedarı ise National Bank of Greece S.A.'dır (NBG). National Bank of Greece (NBG) ise Yunanistan Milli Bankasıdır. Bu bankanın ortaklarından biri de Yunanistan Ortodoks Kilisesi'dir. Banka Yönetim Kurulu'nda bu kiliseyi temsilen Yanya Metropoliti Theoklitos görev yapmaktadır.

Rehber Peder Theoklitos
Peder Theoklitos'un nihai patronu olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin İDO'yu satacak şirkete rehberlik etmesinden endişe duyan CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Bülent Soylan, bu konuyla ilgili bir Genel Görüşme Önergesi sundu. Büyükşehir Belediye Meclisi'nin13 Aralık 2010 Pazartesi günkü birleşiminde söz alan Soylan, CHP Grubunun 111 üyesinin imzasıyla verdiği ve İDO satışındaki usulsüzlüklere ilişkin genel görüşme önergesin okunmasını istedi. AKP'li İBB Meclis Başkanvekili Ahmet Selamet tarafından uzun olduğu gerekçesi ile okutulmadı ve kendisi tarafından özetlendi.

AKP'liler 5 dakika konuşturmadı
Buna itiraz eden CHP İBB Meclis Üyesi Bülent Soylan önergenin tamamının okunmasını istedi ve konunun yaklaşık 5 milyar dolarlık bir satış ile ilgili olduğunu, bunun için tamamı 35 dakika sürecek bir konuşmaya neden izin vermediklerini çok iyi anladığını söyledi. Meclis Başkanvekili önergenin sadece giriş kısmını okuduktan sonra görüşme açtı ve CHP'li Soylan'a sadece 5 dakika konuşma süresi verdi. Yapılan oylamada genel görüşme önergesinin reddine AKP'lilerin oy çoğunluğu ile karar verildi.

İDO'nun özelleştirilmesi için Finans Yatırımı 150 bin doların yanı sıra satıştan da prim verilecek.

Yabancıya kabotaj engeli
Bülent Soylan, İDO özelleştirildiğinde yılda 400 milyon lira ciro yapan bir şirketin satılacağını belirterek şunları söyledi: "Bu şirket karlı. Bu yıl 71 milyon lira net kar bekleniyor. Gelir oranı yüzde 17.5. Varlıkları önemli. Alan şirket, 25 deniz otobüsü, 10 hızlı feribot, 17 araba vapuru, 34 iskelenin sahibi olacak. Bu deniz altyapısı üzerinde 19 hatta 31 noktaya ulaşım yapılıyor. Kabotaj Kanunu gereği yabancıların hâkim ortak olarak giremedikleri iç sulardaki taşımacılıkta, alıcı şirket önemli bir imtiyazı da satın almış olacak. Muhtemelen ihale şartnamesinde aynı hatlarda başka bir şirketin taşıma yapması ile ilgili kısıtlar, kayıtlar olabilecek."

Soylan, önergesinde; İDO'nun satışında Lozon Antlaşması'na, 19 Nisan 1926 tarihli Kabotaj Kanunu'na, Anayasa'nın 172. maddesine, 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu'na ve Özelleştirme ile ilgili 4046 Sayılı Kanun'un 37/a bendine aykırı davranılarak suç işlendiğine işaret etti. Kabotaj Kanunu'nun; Türkiye karasularının tamamında yük ve insan taşımacılığı ve ticaret yapmayı sadece Türk tebaasından olanlara izin verdiğininin altını çizerek şöyle dedi:

Yunanlı ne derse o yapılıyor
"Bu düzenlemelere ve Türkiye Cumhuriyetinin önemli kanunlarından olan Kabotaj Kanunu'ndaki açık iradeye rağmen İDO'nun yerli-yabancı alıcı farkı gözetmeden satışa çıkarılması, bu satışta iyi bir fiyat verdikten sonra, örneğin bir Yunan firmasına bile pazarlanmaya çalışılması gayretini ya da gafletini anlamak mümkün değil. Ama böyle bir satış yapılsa bile, yargıdan geri döneceği açıktır." Soylan, Finans Yatırım adlı Yunan firmasının Genel Müdür Yardımcısı Saruhan Doğan'ın 5 Aralık 2010 Dünya Gazetesi ve daha bir çok yayın organında yayınlanan şu
ifadelerine yer verdi:

Paksoy'un açıklaması
"20'den fazla talipli şirketle görüştük. Yerliler yabancılar, fonlar, staratejik yatırımcılar. Biz şirketi satışa çıkardık. Kabotaj Kanunu alıcının sorunu. O artık bir konsorsiyum bularak gereğini yapacaktır. 2011'in Kasım ayı sonu gibi ihale ilanına çıkmayı ve yatırımcıları davet etmeyi planlıyoruz." İDO Genel Müdürü Ahmet Paksoy da, danışman kuruluş ile Mayıs ayından bu yana çalıştıklarını, danışmanın belediye meclisine sunum yaptığını belirterek "İç Hatlar'ın ayrılması ve İDO'nun blok satışı onların tavsiyesiydi" açıklamasında bulundu.

Yunan kılavuzluğu kabul edilemez
"Peder Theoklitos'un nihai patron olarak İBB'nin İDO'yu satışına kılavuzluk eden şirketi yönlendirmesi, acaba bu, 'globalleşen'dünya'da sakınca yaratan bir durum mudur? Böyle bir durumdan endişelenmek gerekir mi?" sorusunu soran Soylan, "Bu özelleştirme şehir içi deniz ulaşımı gibi bir kamu hizmetini ticaret konusu yapamaz. İstanbul'un deniz ulaşımı konusunun kılavuzluğu Yunan kilisesinin uzantısı bir kuruma, üstüne para da verilerek teslim edilemez. Bu durum, İstanbul'da yaşayanların çıkarlarına da Türkiye Cumhuriyeti'nin Lozan'da elde ettiği kabotaj hakkına da aykırıdır. Bu süreç hileli bir ihale ile başlatılmıştır ve nerede biteceği belli değildir. Bu durum, gemi ve iskelelerin İBB'ye tahsis amacına aykırıdır. Anayasamız devlet tekelini özel sektör tekeline dönüştürmeyi kabul etmemektedir.

Yeniçağ

GÜNCEL Haberleri

Ege ve Akdeniz'de Balıkçılığı İzleme Çalışmaları Muğla'da Devam Ediyor
Bodrum-Kaş Arası Denizlerde Fırtına Uyarısı
Türkiye’nin En Büyük Balıkçı Barınağının Yüzde 70'i Tamamlandı
Deprem Bölgesinde Görevini Tamamlayan Yaşam Gemisi Yalova'da Bakıma Alındı
Ege Denizi İçin "Sarı" Uyarı