Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Kanal İstanbul'un ilk köprüsünün temelinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla 26 Haziran'da atılacağını belirterek, "Kanal İstanbul ile ana amacımız, lojistik üs konumuna getireceğimiz ülkemizi, hem bölgesindeki hem de dünyadaki ticaret ve ulaşım yollarında söz sahibi ülke yapmak." dedi.
Türkiye'nin tüm ulaşım modlarında olduğu gibi deniz ulaşım ve taşımacılığında da vaktinde aldığı tedbirlerle kriz dönemini başarıyla yönettiğini dile getiren Karaismailoğlu, "Üretim sistemlerimizdeki kesintisiz çalışmayla tüm ulaşım modlarımızın da desteğiyle Mart 2021'de ülkemizin ihracatı yüzde 42 arttı. Bu oranın tüm zamanların en yüksek rakamı olduğunu vurgulamak isterim." diye konuştu.
Türkiye'de dış ticaret taşımacılığının yüzde 90'ının deniz yoluyla yapıldığını anlatan Karaismailoğlu, gemi trafiğindeki artışın, teknolojik gelişmeler sonucu gemi boyutlarının büyümesi ve özellikle akaryakıt ve benzeri diğer tehlikeli/zehirli maddeleri taşıyan gemi (tanker) geçişlerinin artması, deniz seyir güvenliğine olan ihtiyacı çok daha artırdığını bildirdi.
Karaismailoğlu, 1930'larda İstanbul Boğazı'ndan geçen gemi sayısının yılda sadece 3 bin iken, bugün yılda 43 binden fazla geminin geçiş gerçekleştirdiğine dikkati çekerek, 2050'de bu sayının artarak 78 bine çıkacağını öngördüklerini belirtti. Karaismailoğlu, şöyle konuştu:
"Dünya ticaretinde güçlü bir alternatif lojistik merkez olma hedefimizin öncelikli adımı olan Kanal İstanbul'un da 26 Haziran'da, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla ilk köprüsünün temelini atacağız. Geleceğimizi tasarlayan stratejik bir hamle ve kelimenin tam anlamıyla vizyon projesi olan Kanal İstanbul ile ana amacımız, lojistik üs konumuna getireceğimiz ülkemizi, hem bölgesindeki hem de dünyadaki ticaret ve ulaşım yollarında söz sahibi ülke yapmak. İşte bu kadar net, bu kadar değerli bir hedefe hep birlikte yürüyoruz."
"Merkezin elektronik altyapısını yeniledik"
Karaismailoğlu, yük ve gemi trafiğindeki artışın, deniz seyir emniyetine daha da hassasiyet gösterilmesi gerekliliğini beraberinde getirdiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
"Ana Arama Kurtarma ve Koordinasyon Merkezimizin elektronik altyapısını yeniledik. Daha hızlı ve etkin bir çalışma sistemi oluşturduk. Böylece acil durumlarda tüm operasyonlara hakim olmasını sağladık. Diğer kurum ve kuruluşlarla koordinasyon için çalışma ortamımızı yeniden tasarladık. 7/24 çalışma esasına göre, sadece Türk arama kurtarma bölgesinde değil, dünyanın her noktasında Türk denizciliği ve Türk havacılığına hizmet veriyoruz."
Karaismailoğlu, merkezin, uluslararası tanımlarda yer alan deniz ve hava aracı kazalarında, bakanlıklarla iş birliği halinde çalıştığını vurgulayarak, "Arama kurtarma çalışmalarımızı, Doğu Akdeniz ve Ege Denizi'nde ülkemizin hak ve menfaatlerinin korunmasına yönelik olarak ilan edilen Türkiye Münhasır Ekonomik Bölgesi ve Mavi Vatan doktrinine uygun olarak genişlettik. Deniz ve Hava Araçları Kazalarında Arama Kurtarma Yönetmeliğiyle arama-kurtarma çalışmalarında bürokratik süreçleri en aza indirdik." değerlendirmesinde bulundu.
"Son 10 yılda 19 bin 607 can kurtarıldı"
Bakan Karaismailoğlu, son 10 yılda 13'ü uluslararası sularda olmak üzere 2 bin 330 deniz kazasında 19 bin 607 kişinin kurtarıldığını, 713 tıbbi tahliye vakasının 46'sının 2021 yılında gerçekleştiğini ifade ederek, hava kazalarında son beş yılda 38 olayda 238 kişiyi kurtardıklarını anlattı.
Merkezin, deniz ve hava kazalarının yanı sıra deniz kirliliği konusunda da Ulusal Acil Müdahale Merkezi görevini üstlendiğine dikkati çeken Karaismailoğlu, gemilerdeki kirlilik bildirimleri için ulusal irtibat noktası oluşturulduğunu kaydetti.
Uydu yardımlı arama kurtarma sisteminin 2005'ten itibaren aralıksız devam ettiğine işaret eden Karaismailoğlu, "Sarsat sisteminin gelişmiş nesli olan ve orta irtifadaki navigasyon uydularının kullandığı MEOSAR sisteminin kurulumunu gerçekleştiren Amerika, Kanada, Fransa, İngiltere ve Brezilya ile birlikte dünyadaki ilk 6 ülkeden birisiyiz." diye konuştu.
Uydular yardımıyla çalışan ve hayat kurtarma gibi bir sorumluluğa sahip olan merkezin aynı zamanda İran, Irak, Afganistan, Gürcistan ve Ukrayna'ya kendi yetki sahalarında yapacakları arama kurtarma faaliyetlerinde destek olduğunu vurgulayan Karaismailoğlu, dijitalleşmenin gerek ulaşım modlarında gerekse haberleşmede Türkiye'nin her alanındaki rekabetçi yapısını güçlendireceğinin bilincinde olduklarının altını çizdi.
"Gemi inşa sanayinde dünyayla rekabet eden bir konuma geldik"
Merkezin, dünyanın neresinde olursa olsun denizci ve havacıların yanında olmaya devam ettiğini vurgulayan Karaismailoğlu, şöyle konuştu:
"Dış ticaretimizin geliştirilmesi, ekonomimizin dışa açılarak dünya ekonomisiyle bütünleşmesi ve diğer ekonomik hedeflerimizin gerçekleştirilmesi açısından son derece önemli fonksiyona sahip denizcilik sektörümüz hızla gelişmeye devam ediyor. Deniz yollarımız bu süreçte en önemli reform alanlarımızdan biri oldu. Kıyılarımızı dünya ölçeğinde limanlarımızla, tersanelerimizle kuşattık. Gemi inşa sanayinde dünyayla rekabet eden bir konuma geldik."
Denizcilik zirvesi
Denizcilik, limancılık ve gemi inşa sanayinin Türkiye ekonomisine katkısını artırmak üzere çalışmaların konuşulacağı önemli bir zirveye ev sahipliği yapacaklarını dile getiren Karaismailoğlu, "Ülkemizin stratejik hamlesi Kanal İstanbul'u, Mavi Vatan'ı, denizcilik vizyonumuzu 1-3 Temmuz'da düzenleyeceğimiz Türkiye Denizcilik Zirvesi'nde konuşacağız." dedi.
Karaismailoğlu, yenilenen çehresi ve ileri teknolojik sistemlerle donatılan merkezin, denizlerde tüm denizcilerin her zamankinden daha iyi şartlarda hizmetinde olduğunu ifade etti.
Bakan Karaismailoğlu daha sonra uluslararası sularda sefer yapan Arjantin Necochea Limanı'ndan kalkan Ulusoy-12 isimli geminin kaptanı İbrahim Erhan Yıldırım ile canlı bağlantı kurdu.
Vira Haber