Transbosphor Denizcilik Yönetim Kurulu Başkanı Kapt. Mustafa Can, 2021’de çok sayıda konteyner gemisi inşa edildiğini belirterek, “Büyük mal taşıyan firmalar, karbon ayak izlerini düşürmek ve vergilerden kurtulmak için armatörleri yeni gemi inşa için sıkıştırdılar. Önümüzdeki sene yine toplam filonun yüzde 10’u kadar bir gemi inşası olacak. Eğer eski gemiler hurdaya gitmez, piyasada kalırlarsa bizi çok daha büyük bir navlun krizi bekliyor. Bu sefer tersine navlunun 1000’lere, pandemi öncesi seviyelere gerileme olasılığı var” dedi.
Konteyner firmaları Rusya’dan çekildiler
Konteyner taşımacılığının dünya ticaretinde her zaman ilk işaret olduğunu dile getiren Can, “Yükselişte de düşüşte de önce etkilenenler onlar olur. Peşinden dökmeciler, tankerler ve kosterler gelir” diye konuştu. Konteyner piyasasındaki çöküşte Rusya - Ukrayna savaşının da önemli olduğunun altını çizen Can, büyük konteyner firmalarının Amerika’nın ‘tüm hatlarınızı kapatırız’ tehdidiyle Rusya’dan çekildiğini ve Ukrayna limanlarının da zaten kapalı olmasıyla beraber büyük bir pazarın boşa çıktığını söyledi.
Yavaşlama Türkiye’yi de etkiledi
Küresel konteyner taşımacılığındaki yavaşlamanın Türk limanlarını da etkilediğini dile getiren Can, Denizcilik Genel Müdürlüğü verilerine göre Ekim 2022’da elleçlenen konteyner miktarının yüzde 9.8 azaldığını, transit yükte ise bu oranın yüzde 39 olarak gerçekleştiğini söyledi. Noel öncesi kasım ve aralık aylarının deniz taşımacılığının en yoğun dönemi olduğunu belirten Can, konteyner operatörlerinin bu dönemde dahi talep azalması nedeniyle büyük hayal kırıklığı yaşadığını söyledi. Can, dünyanın en büyük iki konteyner firması MSC ve Maersk’ün yanı sıra Zim’in de seferlerin yarısından fazlasını iptali gündeme aldığını, bu oranın Avrupa'dan Asya'ya olan ticaret hattının yüzde 38'ine karşılık geldiğinin altını çizdi.
Kapt. Mustafa Can şunları söyledi :
Enflasyonu tetikliyor
“Her şeyden önce navlun piyasaları, pandemiden önceki seviyenin hala üzerinde. Pandemi başlangıcında iyice çökmüştü piyasalar. Çok ciddi bir navlun krizi yaşandı. Bu sefer de tam tersi inanılmaz bir yükseliş oldu. Kırklık konteynerlerde Çin - Kuzey Avrupa ortalama 15 - 20 bin dolardaydı. Şu an ise 4 bin 267 dolarda. Dünya küresel navlun da 3 bin doların altına düştü. Gemi yükü getirdi ama limana indiremedi. Üç ay limanda bekledi. Bu fiyatları beş, altı kat artırdı. Bunun da dünyadaki enflasyon artışını dahi tetiklediğini düşünüyorum”
Armatörler resesyon bekliyor
“Küresel navlundaki değişimlerle beraber şu anda bir resesyon tehlikesi var. Özellikle konteyner armatörleri altı ay sürmesini umdukları bir resesyon beklentisi içine girdiler ve ona göre hazırlık yapıyorlar. Gemilerini atıl vaziyette bekletiyorlar. Bu bekleme 2021’le kıyasladığımızda özellik Çin - ABD arasında yüzde 46’ya, Çin - Kuzey Avrupa arasında ise yüzde 33’e ulaştı. Çin’in hala devam eden sıfır covid politikası yüzünden kışın limanlarının kapalı olacağını ve bunun da navlunların çok fazla düşmesini engelleyeceğini düşünüyorum. Ancak fabrikalarda geçen sene üç aylık stok bulundururken şu an bir aya düşürdüler. Demek ki taşıma ihtiyacında inanılmaz bir azalma oldu. Resesyonun bitmesiyle beraber tam anlamıyla bir ralli başlayacak ve tüketiciler bunu satın almaya döndürecek. Resesyonun altı, yedi aydan önce düzeleceğini düşünmüyorum”
Türkiye Çin’in yerine geçebilir
“Şu anda biz yan sanayi olarak çok ileri durumdayız. Bursa’daki otomotiv fabrikalarının tam kapasite çalıştığını biliyoruz. Tekstilde de iyi durumdayız ama buna rağmen enflasyon oranlarının artış göstermesi satın almalarda bir durgunluk bir bekleme yarattı. Çin’de bin 500 dolar olan asgari ücret Türkiye’de 300 dolarlarda. Bu aslında büyük avantaj. İnşallah bu avantajı kullanırız. Maliyetlerde de muhakkak teşvik ve destek olması lazım. Çünkü iki sene önceki elektrik, gaz fiyatları neredeyse üçer kat arttı. İhracat olmazsa dış ticaret açığımız artacak, para bulmamız zorlaşacak ve büyük sıkıntıya gireceğiz. Navlunların inmesinin bize zararı var dedik ama resesyonun da etkisiyle iki kere zararı olacak. Türkiye, Çin’de covid dolayısıyla kapanma başlarsa bu fırsatı iyi kullanmalı ve Avrupa’nın üretim üssü olmak için ciddi adımlar atmalı”