Aralık ayının soğuk ve fırtınalı geçen günlerinden birinde Mersin ve Antalya’dan gelen iki ayrı haberle, iki Akdeniz foku yavrusu bulundu.
Mersin Bozyazı’da ve Antalya Kaş’ta sahilde bulunan yavruların yaralı ve öksüz oldukları anlaşıldı. İki yavru fok, Sualtı Araştırmaları Derneği Akdeniz Foku Araştırma Grubu (SAD-AFAG) uzmanları aracılığıyla Foça’daki Akdeniz Foku Rehabilitasyon Merkezi’ne transfer edildi.
Merkeze geldiklerinde Datça’daki Badem gibi insanlarla içli dışlı olmamaları için özel yöntemlerle rehabilite edilen yavru foklar, yaklaşık 15-20 günlüktü. Şiddetli fırtına sebebiyle dalgaların kayalıklara vurması sonucu karın, çene ve yüzgeçlerinde yaralar tespit edildi. Gıdasızlıktan dolayı çok bitkin olmaları ve su kaybı da (dehidrasyon) iki yavrunun hayatta kalma mücadelesini daha da zorlaştıran etkenler arasındaydı.
İlk etapta anne sütünden mahrum kalmış yavruların ağızdan midelerine hortum bırakılarak balık püresiyle beslenmeleri sağlandı. Bu yöntem çok zor olduğu için kaptan emerek püre yemeleri öğretildi. Dünyada ilk defa denenen bu yöntem sayesinde insan temasından uzak beslenmeleri sağlandı. Doğal yaşam ortamlarına bırakılmadan bir ay öncesinde foklar artık canlı balık yakalamayı ve yemeyi öğrenmişlerdi. Günde üçer kilo balık yiyen yavrulara, havuzlarının yanı sıra bir platform üzerine yapılan mağara sayesinde insan gördüklerinde kaçmaları ve sığınmaları sağlandı.
Beş dakika şaşkın baktılar
Yavrular, Rehabilitasyon Merkezi’ne gelmelerinden 3.5 ay sonra tedavi olmuş, kendi kendilerine beslenmeyi ve insanlardan korkmayı öğrenmiş şekilde denize döndüler. Ancak doğal yaşamlarına dönebilecekleri kararı alındıktan sonra uygun yer bulmak çok kolay olmadı. Akdeniz foku, kıyılara bağımlı bir deniz canlısı. Denizlerde avlanır, dolaşır ancak yavrusunu doğurmak, emzirmek, uyumak ve dinlenmek için sadece ıssız kıyıları ve mağaraları kullanır. İyi korunmuş, imara açılmamış kıyılar, bu nadir türün soyunu devam ettirebilmesi için çok önemli.
Gazipaşa-Anamur arası kıyılarda uygun yer bulununca yavru foklar 2 Nisan günü Bozyazı’dan yaklaşık bir saatlik deniz yolculuğuyla insan etkisi olmayan kayalık ve bakir kıyıya ulaştırıldı. Yavruların içinde bulunduğu fermuarlı çantalar açıldığında beş dakika kadar şaşkın bir şekilde etraflarına baktılar, sonra karınlarının üzerinde tırtıl misali ilerleyerek denizin çağrısına cevap verdiler. Denize bırakılmalarına eşlik eden SAD-AFAG, Sahil Güvenlik botu personeli ve Çevre Orman Bakanlığı personeline hiç bakmadan ve insanlara yanaşmadan, önce ayrı ayrı noktalarda denize girdiler. Ancak kıyıda sığ sularda yüzmeye başladıktan 15 dakika sonra birleştiler ve civardaki bir kovuğa girerek ve uzmanların gözlemleri bitene kadar dışarı çıkmadılar.
İyi işaret: Görünmüyorlar
Yavru foklar artık doğalarına kavuştular. Yaklaşık üç hafta geçti ve ortalarda görünmüyorlar. Bu oldukça iyi bir işaret, zira eğer insanlara alışkın davranış biçimi gösterselerdi bugüne kadar bir yerleşim yerinde, kumsalda veya limanda görünürlerdi. Başlarına olumsuz bir durum gelse, ölse veya yaralansalar yine kıyıda bulunurlardı. Başarılı bir rehabilitasyon sürecinden geçen yavru foklar vahşi yaşamlarına kolayca adapte olmuş görünüyor ancak bunu net olarak yine zaman gösterecek.
Nesli tehlike altında olan Akdeniz fokunun dünyada 650, Türkiye’deyse sadece 100 kadar kalmış olması türün hassasiyetini artırıyor. Sadece tür değil deniz ve kıyı ekosistemini bütün olarak korumak gerekiyor. Akdeniz foklarının tükenmesini istemiyorsak kıyıları imara açmaktan, bakir koylara yol indirmekten vazgeçmeliyiz. Sadece kıyıdaki mağaralarda doğum yapan ve yavrularını buralarda büyüten bu canlının son yaşam alanlarını korumak elimizde.
Radikal