Bu sağlıksız çevreler, hava ve su kirliliği, pasif sigara içiciliği ve hijyen eksikliğinden dolayı ortaya çıkmakta ve öldürücü ishal, sıtma ve zatürreye sebebiyet vermekte. Rapor beş yaşından küçük çocukların daha tam gelişmemiş organlarının ve bağışıklık sistemlerinin, hava ve su kirliliğinden yüksek derecede etkilenmesine yol açtığını belirtiyor.
“Sürdürülebilir Bir Dünyayı Miras Almak: Çocuk Sağlığı ve Çevre Atlası” isimli rapor, çevre kirliliğinin rahimdeki doğmamış bebekleri bile etkileyebileceğine, daha ileriki yaşlarda ise küçük çocukların pasif sigara içiciliğine ve kapalı mekan ve açık havada bulunan kirliliğe maruz kalabileceğine dikkat çekiliyor.
Bu durum çocukların zatürre olma riskini artırıp, tüm yaşamları boyunca astım gibi kronik solunum yolları hastalıklarına sahip olmalarına yol açabiliyor. Rapor özellikle hava kirliliğinin çocukların gelecekte kalp ve damar rahatsızlıkları, felç ve kanser riskini de artırabileceğini belirtiyor.
Bununla beraber eğer çocukların yaşadığı evler temiz suya ve sıhhi bir erişime sahip değilse ya da temiz olmayan kömür ve tezek gibi yakıtların dumanı ile kirleniyorsa bu çocukların ishal ve zatürre olma riski artıyor.
Rapor Türkiye’de de 0 ile 59 aylık tüm bebeklerin %9,5’inin gelişmesinde bozukluklar olduğunu, %10,9’unun ise aşırı kilolu olduğunu belirtiyor. Türkiye’de her ne kadar evlere gelişmiş su altyapısı getirilmiş olsa da, hanelerin %5’inde sıhhı tesisata ulaşım olmadığı gösterilmiş, kömür ve tezek gibi kirli yakıtların hangi oranda kullanıldığı hakkında ise bir veriye ulaşılamamış.
Rapor, çocukların aynı zamanda yiyeceklerden ve etrafındaki ürünlerden de zararlı kimyasallara maruz kaldığını belirtiyor ve yapılması gerekenin tüm hükümetlerin el birliği ile çalışıp, sağlığa etkisi olan riskleri ortadan kaldırmak olduğunu belirtiyor.
Dünya Sağlık Örgütü, su kalitesinin artırılması veya temiz enerji kaynaklarının kullanımının desteklenmesi gibi basit değişiklerinin kamu sağlığına etkisinin çok büyük olacağını savunuyor.
Kaynak: Yesilist