Vals Sörvey Uluslararası Gözetim Şirket Kurucusu Baturalp Alkan: Tüm Liman Operasyonlarını Hissettiriyoruz, Yaşatıyoruz

Kaliteye olan bağlılığı ve çevre konusundaki hassasiyetiyle tanınan Vals Sörvey Uluslararası Gözetim şirket kurucusu Baturalp Alkan, şirketin kuruluş aşamasından, verdiği hizmetler doğrultusundaki gelecek planlarından bahsetti.

Mart 2021 yılında kurulan ve artan kaliteye olan bağlılığı ve çevre konusundaki hassasiyetiyle tanınan Vals Sörvey Uluslararası Gözetim şirket kurucusu Baturalp Alkan, şirketin kuruluş aşamasından, verdiği hizmetler doğrultusundaki gelecek planlarından bahsetti. Sörvey şirketi olarak sektörün gizli kahramanları olduklarını söyleyen Alkan, çalışanlarının iş güvenliğinin onlar için işten daha önemli olduğuna dikkat çekti.

Öncelikle bize Vals Sörvey’in kuruluş aşamasından, verdiğiniz hizmetlerden bahsedebilir misiniz?

Karadenizli bir ailenin çocuğuyum. Denize olan merakım Beykoz Denizcilik Lisesi’nde başladı. Ardından Zonguldak Karaelmas Üniversitesi’nde, sonra Piri Reis Üniversitesi’nde gemi makinaları işletme mühendisliği eğitimi aldım. Her denizci genç birey gibi bizde gemilere çıktık, çalıştık, hizmet verdik. Ben eskiden beri girişim isteği olan sürekli şirketlerle bir araya gelmeyi seven birisiydim. Şans eseri bir gün Kanada’da bir limanda gemiye sörvey arkadaşlar geldi. “Sörvey nedir, ne iş yapar?” ilk kez orada öğrenmiş oldum. Sonra da bu alanla ilgilenmeye, araştırma yapamaya başladım. Gemide 2-3 yıl çalıştıktan sonra Hollanda’da SGS kuruluşunda Gemi makine mühendisi olarak görev yaptım.

Avrupa’da sayısız birçok gemi denetim operasyonu gerçekleştirdikten sonra yurtdışında edindiğim tecrübemi Türkiye’de bir gözetim firmasında yönetici olarak 4 yıl boyunca teknik müdürlük yaptım.

Beraberinde de deniz sörvey ve gözetim hizmetlerini nasıl daha faydalı hale getirebiliriz, biz bu konuda neleri değiştirebiliriz düşüncesi ile Vals Sörvey Uluslararası Gözetim’i kurduk. Firmamızın ismini verirken denizcilik sektöründe gemilere “She” olarak hitap edilmesine ithafen bizlerde Vals Sörvey Uluslararası Gözetim ekibi olarak “gemilerle dans eden bir ekip” olmak istedik ve buradan ilham aldık.

Alanımızda, hem ithalat-ihracat yapan firmalara hem bu firmaların yüklerini taşıyan gemilere hem de onların istedikleri niteliklere göre gemilerin kiraya giriş-çıkış sörveylerini gerçekleştiriyoruz. Armatörler adına gemi alım satım öncesi sörveyleri, daha sonrasında gemilerin bir taraftan diğer tarafa teslimatı sırasında yakıt sörveylerini, geminin ambar kondisyon durumlarını yönetiyoruz. Ayrıca ithalat-ihracat yapan firmalara draft sörvey hizmeti vererek kargo miktar sörveyleri gerçekleştiriyoruz.

Günümüzde yaşanan pandemi krizi ve değişen ekonomik dengeler neticesinde Türkiye bulunduğu hem stratejik konum hem de Asya kıtasına kayan ticari yoğunluk sebebiyle kilit ticaret merkezlerinden bir haline geldi. Bununla birlikte proje kargoları aşırı derecede fazlalaştı. Biz de bu proje kargolarının yüklenmesi ve tahliye edilmesi konusunda sörvey hizmetleri vermeye devam ediyoruz.  

Hizmet verdiğiniz alanlardan en çok ön plana çıkan nedir, konuyu biraz açarak değerlendirebilir misiniz?

Biz gemi sörveyi dendiği zaman hemen hemen her konuda sörvey hizmeti verebilen bir firmayız. Denizcilik sektörünün mutfağından geldiğimizden ötürü bizler için en çok ön plana çıkan şey; hizmet verdiğimiz firmalara her alanda en iyi ve en güvenilir gözetim sörvey hizmetlerini aldıklarını hissettirebilmek.

Biz gemilerde veya limanlarda olan yüklerle ilgili ya da gemiyle ilgili meydana gelme ihtimali olan riskleri; ortaya çıkmadan önce bunları belirleyebilen, ortaya çıktıktan sonra da bu risklerin yönetimini sağlayabilen, birçok çözüm ortağı olan bir firmayız. Kimi zaman ithalat-ihracat firmalarına çözüm ortağı oluyoruz, kimi zaman ise armatör ya da gemi kiralama yapan firmalara çözüm ortağı olarak çalışmaya devam ediyoruz.

Pandemi döneminde denizcilik sektörü oldukça kazançlı geçti diyebilir miyiz? Sizin bu konudaki görüşleriniz ne olur?

Denizcilik sektörü kazançlı bir dönem geçiriyor. Dünya ticaretinin yüzde 80’ine yakın bir bölümü denizcilik üzerinden yapıldığı için özellikle armatör tarafından bakılırsa, çok kazançlı bir dönemdeyiz, hala da öyle olmaya devam ediyor. Biz kendi tarafımızdan ele alırsak; aslında denizcilik sektörü olarak genelde medyada görmüyoruz, ama bu sektörün bazı gizli kahramanları var. Bunlardan biri sörvey firmaları, diğeri de gemi acenteleri.

Kendi tarafımızdan bahsetmek gerekirse; pandemi süreci boyunca dünyanın birçok bölgesine Avrupa, Amerika ve Asya olmak üzere hizmet veren bir firma olduk. Bu süreçte bizi en çok zorlayan şey yurtdışı seyahatlerimiz oldu. Bizim rutinimizde iş emri gelir ve o liman dünyanın hangi noktasında olursa olsun ulaşmak, malı güvence altına almak zorundayız. O yüzden seyahatlerimizde çok zorlandık. Pandemideki kısıtlamalar, bizim gibi ara firmalara birçok maddi problem doğurdu. Armatörler için çok karlı; bizim içinse yoğun ama kar marjımızın biraz da az olduğu bir süreç oldu. Ne çok kazandık ne de az kazandık diyebileceğimiz bir dönem geçirdik.

Hizmet verdiğiniz alanda güvenlik ve çevre faktörü çok önemli bir yere sahip. Bu konudaki yorumlarınız ne olur?

İşimiz risk faktörlerini ortadan kaldırmak. Önce bizim kendi içimizdeki riskleri çok iyi belirleyip, kendimizden emin bir hale gelmemiz lazım ki servis verdiğimiz alanlarda  müşterilerimizi bizimle operasyon yaparken güvende olma hissini hissettirebilelim. Gemi ve limanlar her zaman tehlikeli noktalardır. Bizde, limanlarda ve gemi üzerinde gerekli ekipmanların yeterli şekilde donatılmasını sağlamak konusunda tüm tedbirleri alıyoruz. Çalışanlarımızın iş güvenliği bizim için işten daha önemli. Ayrıca geçirdiğimiz pandemi döneminde yeni sisteme ayak uydurarak çoğu zaman ofis çalışanlarımızla home-office olarak devam ediyoruz ve sahadaki ekibimizin tüm kişisel koruyucu ekipmanlarını en iyi şekilde sağlamak ve denetlemeyi elden bırakmıyoruz. Bizim için en önemli şey çalışanlarımızın sağlığı. Sağlıklı ve mutlu bir ekip bizi başarıya getirir. O yüzden hem sağlık hem iş güvenliği konusu bizim için çok önemli.

Diğer taraftan çevre konusunda dünya olarak birçok şey yapmaya çalışıyoruz. Şimdi gündemimizde yeşil dönüşüm ve Paris İklim Anlaşması var. İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı Tamer Kıran, konuşmalarında sık sık yer veriyor. Bizde bunun için ne yapabileceğimizi, hem sektördeki arkadaşlarımızla hem de buradaki arkadaşlarımızla konuşuyoruz. Kendi aramızda fikirler oluşturmaya çalışıyoruz. Dünyanın geleceğine baktığımız zaman yeşil teknolojileri geliştiren ve benimseyen ülkeler gelecek yıllarda diğer ülkelere göre bir adım önde olacaklar. Bu noktada gemilerde bazı denetimlerimiz oluyor. Özellikle yakıt sörveylerinde yada gemi denetimlerinde emisyon değerleriyle ilgili analizlerde herhangi bir durum olduğu zaman bu konuda tüm sorumluluğumuzu alıp, en titiz şekilde gemi üzerinde tespitlerimizi yapmaya çalışıyoruz. Bununla birlikte yeşil teknolojileri geliştirme konusunda mühendis olarak yaptığım birkaç çalışmam bulunuyor. Onlarla ilgili de sürekli görüşme halinde olduğumuz dernekler ve odalar var. Çevre konusunda ufak tefek çalışmalar yapıyoruz.

Hizmet verirken çalıştığınız insanların kalitesi çok önemli. Bu anlamda yatırımlarınız, eğitim çalışmalarınız var mı?

Öncelikle Vals Sörvey Uluslararası Gözetim ekibi olarak yola çıktığımız ilk günden itibaren amacımız her zaman gelişebilen, bu gelişimle beraber sürdürülebilen bir hizmet anlayışını sağlamak. Bu konuda Türkiye’deki bütün denizcilik lise ve üniversitelerin fakülteleri ve kütüphanelerine gitmiş buradaki denizcilik sohbetlerine katılmış, büyüklerinin tecrübeleri ile okuduklarımı ve daha sonrasında kendi tecrübelerimle birleştirerek her zaman kendimi geliştirmeye açık bir insan olmuşumdur. Şirket içerisinde de çalışanlarımıza belli dönemlerde kendi aramızda eğitimler veriyor ve sürekli diyalog halinde operasyonlarımızı gerçekleştiriyoruz. Eğitimin niteliğini arttırmak için bazen müşterilerimizi şirketimize çağırıyoruz ve onların taleplerine ekipçe kulak veriyor bazen de müşterilerimizin çalışma alanlarına fabrika sahaları, üretim tesisleri gibi gidip bu noktalarda onlara verdiğimiz hizmetler üzerinden limanlarda neler olduğunu, üretim tesisindeki verim noktasında elimizden geleni ham maddeyi limandan sağlarken onlar için yapıyoruz. Eğer ortaya bu risk analizi sonrası oluşabilecek noksanlıklar tespit ettiysek konuyu tekrardan değerlendirip kendi aramızda tartışıyor ve hata payımızı minimize etmeye çalışıyoruz.

Bunun yanı sıra şirket çalışanlarımızın hepsi Türk Loydu’nun verdiği eğitimlere katılarak, Türk Loydu ile beraber birçok eğitim noktasında beraber hareket ediyoruz. Burada aldığımız eğitimleri de limanlarda doğru şekilde uygulayarak, diğer firmalar için farkındalık yaratıp, düzeltmesi gerektiği şeyleri herkesle paylaşıp; limanlarda doğru ve güvenli olmaya dikkat çekmek istiyoruz. Ayrıca bizim işimizin birçoğu yurtdışında olduğu için yavaş yavaş şirketimizde çalışan kişileri de yurtdışında bazı eğitimlere gönderip, onları Türkiye’ye getirip buradaki ekibi de tekrardan alanımızdaki birçok konuda kalibre ediyor ve Avrupa standartlarından asla geri kalmak istemeyen; tam tersine bir Türk firması olarak yurtdışı denetim firmalarına da zaman zaman Türk denizciliğinden edinmiş olduğumuz tecrübeleri paylaşıp onları da eksik oldukları noktalarda besliyoruz ve bundan gurur duyuyoruz. Rekabetin zirve yaptığı bir zamandayız. Bu zaman diliminde hiçbir detayı kaçırmadan tüm regülasyonlara hakim olarak çalışmaya ve müşterilerimizi güvence altında tutmak zorundayız. Özellikle Türkiye konumu açısından kıyı boyları çok uzun olan bir ülke ve bugün küresel olarak ticaretin büyük bir kısmı Asya’ya kayıyor. Ülkenin durumuna göre şimdiden şekil alıp, eğitimlerimizi alıyoruz. Hazırlıklarımızı yapmaya devam ediyoruz.

Türkiye denizcilik sektörünü değerlendirmenizi istesek neler söylersiniz? Öngörüleriniz ne olur?

Ülkemizdeki iş gücü durumu, limanlarımızın uygunluğu gibi durumları göz önüne aldığımız zaman Türkiye tercih edilebilir bir halde. Bu yüzden şu anda limanlarımızda yoğunluk var. Bu yoğunluğu doğru şekilde yönetmeye çalışıyoruz. Herkes kendi payına düşen görevi elinden geldiğince iyi yapmaya çalışıyor. Bunu her yerde gözlemliyoruz. Umarım ülke olarak bu yoğunluğu iyi bir şekilde yönetebiliriz. Dışarıdan gelen talebi kırmadan daha da arttırarak, önümüzdeki dönemlerde çok daha iyi yerlere gelebileceğimize inanıyorum. Ülke olarak kapasitemizin olduğunu düşünüyorum.

Sizce dünya standartlarına ulaşmak için neler yapmamız gerekiyor?

Biz birkaç yıl öncesinde Siyah Bayrağa kadar gerilemişken, şimdi Beyaz Bayrak ülkesiyiz. 2021 yılında 193 gemi Paris MoU tarafından denetlenmiş, bunun içinden sadece bir tanesi tutulmuş. Bu benim hem eğitim hayatımda hem de iş hayatımda duyduğum geldiğimiz en iyi nokta. Demek ki bir şeyler doğru yapılma, planlama yoluna girilmiş. Bende inanıyorum ki; hem bakanlık, hem denizcilik, hem de İMEAK Deniz Ticaret Odası bu sürdürülebilirlik için elinden gelen her şeyi yapıyor. Şirketler de bu küresel durumda denizciliğin ne kadar önemli olduğunu anladı. Hayatın devam etmesi denizcilik sayesinde oldu neredeyse. Onun için şu anda herkes gemilerine, personellerine dört elle sarılmış durumda. Geçmişten bugüne yaptıklarımızı devam ettirebilirsek, yurtdışında olan gelişmeleri ve her türlü regülasyonu takip edebilirsek, çok iyi yerlere gelebileceğimize inanıyorum. Şu anda ilk 10’dayız. Ülkemiz adına çok güzel bir durum… 

Yapmayı hedeflediğiniz yeni planlarınız var mı, yine denizcilik sektörü içerisinde farklı bir alana yönelmeyi düşünür müsünüz? 

Benim birçok arkadaşım gemide kalmayı tercih etti. Onlara da çok saygı duyuyorum. Ben de bu mesleği çok severek yapıyordum. Lise yıllarımda Anadolu Lisesi kazanmama rağmen denizcilik meslek lisesini tercih ettim. Denize aşık birisiyim aslında. Ancak ticari güdülerimde oldukça yüksektir. Evet, kafamda planlarım var ama rekabetçi bir piyasa koşullarında bunları söylemek istemiyorum. Önce kendimizi ilk kuruluş aşamamız olan bu noktada ispat edip, daha sonrasında ülkenin talepleri doğrultusunda elimizden gelen her şeyi yapıp, farklı pozisyonlarda da yer almayı hedefliyoruz.

Sektör içinde rekabet oldukça fazla… Neden sizi tercih etmeliler, farkınız ne?

Bu rekabeti fazlasıyla hissediyoruz. Etrafımızdaki diğer firmalar olsun, herkesin elinden geleni yapmaya çalıştığına inanıyoruz. Sörvey sektöründe hep beraber bir amaç uğruna çalışıyoruz aslında. Ama biz Vals Sörvey Uluslararası Gözetim olarak; rekabeti bir tık daha yukarı taşıyacağımız, insanlara bu işin daha farklı nasıl yapıldığını gösterebileceğimiz şeyler sunuyoruz şu an. Bunlardan da size kısaca bahsetmek gerekirse; biz müşterilerimize gemi operasyonlarımızı ve tüm liman operasyonlarını hissettiriyoruz, yaşatıyoruz. Bugünlerde çok kullandığımız online olmanın nimetlerinden faydalanarak, müşterilerimize kendi ekibimizin kurduğu sistem ile anlık operasyon bilgilendirmesi yapabiliyoruz. Müşterilerimizi operasyon sürecinde koltuklarında rahat ettirmeye çalışıyoruz. Elimizden gelenin maksimumunu yapmak zorunda olduğumuzu biliyoruz. Bu yüzden her zaman müşteri odaklı, onlara göre şekil alabilen ama onların risk faktörlerini detaylı bir şekilde onlara iletilebilen bir ekiple beraber yolumuza devam ediyoruz.

Son olarak nasıl bir mesaj vermek istersiniz?

Bu yıl bizim sektördeki ikinci yılımız olacak. Biz Vals Sörvey Uluslararası Gözetim ailesi olarak özel sektörün dinamizmi ile birlikte sürekliliğine inanıyoruz. Tercih edildikçe, güçleneceğimize ve daha emin adımlarla yolumuza ekipçe devam ederek hizmet vermeyi istiyoruz. Kendimizden de yıllar geçtikçe daha emin olarak, daha sağlam adımlarla yürüyeceğimizden eminiz. Bu adımlar hem ekibimize hem bana yaptığımız işi doğru yaptığımızı, bunu geliştirmek için neler yapmamız gerektiğini bu sene bize gösterdi. Umarım gelecek yıllarda da yolumuza bu şekilde devam ediyor oluruz. Türk denizcilik terbiyesi ile hizmet veren bir gemi denetim firmasının Türk bayrağı ile dünyanın her yerinde uzun yıllar gururla hizmet verebileceğine inancımızım olduğunu söylemek istiyorum.

Vira Haber

GÜNCEL Haberleri

İstanbul'da Lodos Nedeniyle Dalgalar Oluştu, Kimisi Fotoğrafladı Kimisi Kaçtı
Dev Dalgalar Sahilleri Dövüyor
Bu Kış, MSC Sinfonia ile Konforlu Kruvaziyer Seyahati Türkiye’de
Denizcilerden Yıpranma Hakkı İçin Çağrı: "Yıprandığımızı Anlatamıyoruz Çünkü Ölüyoruz"
Türkiye Kıyılarında Sadece 120 Tane Kaldı, Yuvalarında Takipleri Yapılıyor