O tarihte İzmit dışında lise olmadığından, başta Gölcük ile Karamürsel İlçesi olmak üzere diğer sahil şeridindeki yerleşim birimlerindeki gençler, daha çok vapur yolculuğu ile İzmit'teki liseye gidiyorlardı. 1 Mart 1958 cumartesi günü o takihte öğle saatlerine kadar yapılan öğrenim ardından bu ilçelerde oturan öğrenci ile yolcular, saat 13.00 sıralarında vapura bindi. Yıllarca İstanbul Boğazı'nda hizmet eden ve oldukça eski olan 'Üsküdar' vapuru, çoğu lise öğrencisi 600 yolcusuyla hareket etti. Ancak kaptan Mehmet Aşçı yönetimindeki 'Üsküdar Vapuru', iskeleden ayrıldıktan 5 dakika sonra bugünkü Derince Petrol Ofisi Tesisleri açıklarına geldiğinde aniden çıkan fırtınaya yakalandı. Şiddetli dalgalara yakalanan vapur ikiye ayrıldıktan sonra battı.
Faciada İzmit Körfezi'nin buz gibi sularına kapılan çoğu öğrenci olan yolcuların yardımına Donanma Komutanlığı'na bağlı savaş gemileri ile bir denizaltı yetişti. Birçok kişi denizden toplandı. O gün hava çok soğuk olduğundan birçok kişi donarak, bir bölümü de boğularak olmak üzere resmi kayıtlara göre 387 kişi hayatını kaybetti.
ÖNCE KAPTAN SUÇLU İLAN EDİLMİŞTİ
O tarihte önce Kaptan Mehmet Aşçı'nın gemi batmadan önce can yeleğini giyip vapuru terk ettiği iddiaları ortaya atılmıştı. Ancak birkaç gün sonra denize ağ atılarak yapılan ceset arama çalışmalarında kaptan Mehmet Aşçı'nın cesedi ağlara takılarak su yüzüne çıkarılmış, kaptanın gemisini terketmediği anlaşılmıştı. Kaptan Aşçı'nın cesedi ise o kargaşada bilinmeyen bir yere gömüşlmüştü.
MEZARI BULUNAMADI
Kaptan Mehmet Aşçı'nın 82 yaşındaki kızı Sevim Çanşal ve Almanya'da yaşayan torunu 53 yaşındaki Nesrin Bilen o dönem cenaze sırasında çekilen bir fotoğraftan yola çıkarak mezarının Gölcük Örcün Köyü'nde olduğunu öne sürdü. Geçen yıl Gölcük 1'inci Asliye Hukuk Mahkemesi'ne yapılan başvuru ardından mezarlıkta keşif yapıldı, sonra mezar açılarak kemik örnekleri alındı.
Ancak Adli Tıp Kurumu'ndan yeni gelen inceleme raporlarına göre, bu mezar yerinden çıkan kemiklerin DNA'sının kızı Sevim Çanşal'ın DNA örneği ile benzeşmediği bildirildi. Raporda şöyle denildi:
"Mehmet Aşçı'ya ait olduğu ileri sürülen, üzerleri ibaresiz kavanozdan alınan insana ait iki adet farklı kemik örneğinin tekrarlanan izolasyon çalışmaları sonucunda DNA profili tesbit edilemediğinden, Sevim Çanşalı'ya ait DNA profili ile mukayese edilemedi."
f5haber.com