8. Boğaziçi Enerji Zirvesi'nin ikinci gününde gerçekleştirilen "Petrol Devrinin Sonu" oturumunda Uluslararası Enerji Ajansı (UEA) İcra Direktörü Fatih Birol'un videolu mesajı yayınlandı.
Dünya Enerji Görünümü Raporu'nu açıkladıklarını ve bu raporda iki önemli bulguya ulaştıklarını vurgulayan Birol, şunları kaydetti:
"Doğalgaz herhangi bir zorluk ve kısıtlama görmeden yaygınlaşmaya devam edecek. Uluslararası doğalgaz ticaretinde en büyük payı LNG alacak. Piyasaya, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avusturalya'dan muazzam miktarda sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) gelecek ki bu da küresel doğalgaz piyasalarındaki denklemleri değiştirecek, sözleşmelerden ithalatçı seçeneklerinin artmasına kadar geniş bir yelpazede etkisi olacak. Ayrıca, Asya'dan gelen talep de daha çok artacak. Doğalgaza ek olarak güneş enerjisinde giderek bir büyüme görüyoruz. Güneş elektrik üretiminde en ucuz kaynaklardan biri olarak öne çıkmaya başladı."
Güneş enerjisindeki maliyetlerin son üç yılda yarıya indiğini ve gelecek üç yıl içinde de bir tur daha yarıya ineceğini belirten Birol, "Meksika, Abu Dabi, Türkiye, Çin gibi ülkelerde yaşananlar maliyetlerin düştüğünü gösteriyor. Yeni enerji santrallerinde de güneşin çok yaygın bir şekilde kullanıldığını görüyoruz. Güneş ve LNG geleceği parlak iki enerji kaynağı olarak önümüze çıkıyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Yerli kaynaklar Türkiye'de doğalgaza talebi düşürüyor"
Oxford Enerji Çalışmaları Enstitüsü Araştırma Görevlisi ve Dünya Enerji Konseyi Global Gaz Merkezi Danışmanı Gulmira Rzayeva da talep azalsa da petrolün dünyada en az 30 yıl daha kullanılmaya devam edeceğini söyledi.
Bu noktada ülkelerin tercihlerinin önemine işaret eden Rzayeva, Hazar Denizi'ndeki en büyük petrol sahası için geçerli olan petrol üretim anlaşmasının, 2050'ye kadar devam etmesi için uzatıldığını ve burada 40 milyar dolara yakın yatırım gerçekleştirileceğini anlattı.
Rzayeva, doğalgazda ise durumun biraz daha farklı olduğunu ve Azerbaycan'ın doğalgazda milyar dolarlık projeler gerçekleştirdiğini anımsattı.
Düşük fiyatlara rağmen Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı (TANAP) gibi projelerin finansman bulmasının zor olmadığını belirten Rzayeva, şöyle konuştu:
"Birçok uluslararası banka uzun vadeli kredi vermeyi kabul etti ve proje hatta planlanan tarihten daha önce tamamlanacak şekilde hızlı ilerliyor. Türkiye'nin doğalgaz sektörüne bakarsak, Türkiye'de son zamanlarda çeşitli sebeplerden dolayı doğalgaz talebi azalıyor. Devletin yeni enerji politikası dış kaynaklara bağımlılığı azaltmayı amaçlıyor. Yerli kaynaklara bir destek programı ortaya konuldu ve bu da doğalgaz talebinin üzerinde çok büyük bir etkiye, talebin azalmasına sebep oluyor. Yaptığımız bir araştırmaya göre, Türkiye'nin geçen yıl 47 milyar metreküp olan doğalgaz tüketimi 2030'da sadece 56 milyar metreküpe kadar artacak. Türkiye'nin gaz tedariği de değişiyor, artık boru hatlarından daha farklı ithalat seçenekleri olacak. Türkiye'nin uzun vadeli sözleşmeleri 2020'de bitecek ve yeni sözleşmeler imzalanacak. Tüm bu değişiklikler göz önüne alındığında, gaz tedarikçileri bunlara ayak uydurmak zorunda kalacak."
Vira Haber