Yerli ve milli savunma sanayi açısından "heyecan verici" olarak nitelenen SİDA, üstün yetenekleriyle dikkati çekiyor. "Mavi Vatan" olarak adlandırılan alanda Türkiye'nin deniz gücüne büyük katkı vermesi beklenen ULAQ serisinin ilk ürünü olan SİDA, 400 kilometre seyir menzili, saatte 65 kilometre sürati, milli kriptolu haberleşme altyapısı, gündüz ve gece görüş kabiliyeti ile öne çıkıyor.
İki şirketin yaklaşık üç yıldır devam eden araştırma geliştirme (Ar-Ge) faaliyetleri sonunda yapımı tamamlanan ULAQ serisinin ilk ürünü SİDA'nın Antalya'da üretilen prototipi AA ekiplerince görüntülendi.
Gelişmiş kompozit malzemeden üretilen SİDA, karadan karargah komuta merkezinin yanında mobil araçlarla ve uçak gemisi, firkateyn gibi yüzer platformlardan da komuta edilebiliyor. Keşif, suüstü harbi, asimetrik harp, silahlı eskort, kuvvet koruma, stratejik tesis güvenliği, gözetleme ve istihbarat gibi görevlerin icrasında etkin rol alması beklenen SİDA'lar, farklı operasyonel harekat ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde füze sistemlerini de barındırıyor.
Elektronik harp ortamında düşman birliklerinin haberleşme muharebe sistemini karıştırma gibi aksiyon alan SİDA, haberleşme ve istihbarat sistemleri ile de donatılabilecek. SİDA'lar kendisi ile eş veya farklı yapıya sahip diğer SİDA'larla operasyon yapma, İHA, SİHA, TİHA'lar ve insanlı hava araçları ile müşterek harekat kabiliyetlerine de sahip olacak.
AY SONU DENİZE İNDİRİLECEK
Sadece uzaktan kontrol edilen bir insansız deniz aracı olmanın haricinde, yapay zeka ve otonom davranış özellikleriyle üstün ve çağın ilerisinde yeteneklerle donatılan SİDA, bu ayın sonunda denize inecek. SİDA'nın Roketsan güdümlü mermileri ile atış testleri de mart ayında gerçekleştirilecek.
Ares Tersanesi Genel Müdürü Utku Alanç, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uzaktan komutalı ya da otonom olarak hareket edebilen Türkiye'nin ilk milli SİDA'sını üretmenin mutluluğunu yaşadıklarını belirtti.
SİDA'yı yaparken özellikle Ege ve Akdeniz'de görev yapmasını hedeflediklerini anlatan Alanç, "Ege'deki karasuları problemlerinde, çok sıklıkla yaşanan kayalık krizlerinde, bu alanlarda çok daha rahatlıkla görev yapabilecek ve radar imzası denilen düşman kuvvetleri tarafından görülmesi çok düşük olasılıklı olan bir bot. Adaların arkasını adeta bizim için ayrı bir göz olarak gözetleyebilecek, istihbarat toplayabilecek hem de güdümlü mermi angajmanı yapabilecek bir bot." ifadelerini kullandı.
Yaklaşık 3 yıl önce SİDA yapma hayaliyle yola çıktıklarını kaydeden Alanç, şöyle konuştu:
"İlk senesi bizim literatür taraması ve saha taraması ile geçirdiğimiz bir süreç oldu. Dünyada 'kim neler yapmış, neleri geliştiriyor?' onu inceledik. 'Bunun üzerine nasıl çıkabiliriz, milli imkanlarla nasıl yapabiliriz?' diye araştırdık. İnsansız araçlarda özellikle yerli ve millilik çok çok önemli. Bu aslında bir deniz aracından çok silah. Bu silahın uzaktan komuta ile otonom olarak hareket ederken size dönmeyeceğini, sizin istediğiniz angajmanı gerçekleştireceğine mutlaka emin olmanız gerekir. Literatür çalışmasının sonunda prototip tasarladık. Bu noktada milli teknoloji geliştiren firmaları araştırdık. Meteksan savunma karşımıza çıktı. Ar-ge yatırımları ile yakından tanıyoruz. Meteksan savunma ile verimli bir proje yaptık. Komuta kontrol sistemleri, otonom sistemler, yerli yazılımların geliştirilmesi, milli kriptolu haberleşme alt yapısının sağlanması konusunda Meteksan savunmanın büyük payı var."
İnsansız araçların son dönemlerde Türkiye'nin katıldığı operasyonlardaki başarısının çok net bir şekilde görüldüğünü kaydeden Alanç, "Bu ayın sonunda denize inecek. Uzaktan komuta ve otonom sistemlerin deneylerine, tecrübelerine başlayacağız. Mart ayında Roketsan güdümlü mermileri ile atış testlerini gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Öncelikli isteğimiz TSK'nın hizmetine girmesi. Uygun görüldüğü takdirde bunu sağlamaya hazırız. Üretim kapasitesi anlamında yüksek sayılarda da bunu sağlayabiliriz." diye konuştu.
"DÜNYADA BUNUN BİR ÖRNEĞİ YOK"
Öncelikle silahlı insansız deniz aracıyla başladıklarını anlatan Alanç, şunları söyledi:
"Dünyada bunun bir örneği yok. Ülkemizi dünya savunma arenasında daha iyi temsil etmesi için bu ürünle çıktık. En zoruyla çıktık. Bundan sonra ürünü çeşitlendireceğiz. Elektronik harp kabiliyetli, keşif karakol gözetleme istihbarat toplama kabiliyetli, insani yardım amaçlı, yangın söndürme, tahliye, kazazedeleri kurtarmak için uzaktan komutalı, mayın tarama deniz altı savunma harbi kabiliyetli gibi botların da tasarımını tamamladık."
Meteksan Savunma Genel Müdür Yardımcısı Erdal Torun, şirketleri bünyesinde insansız hava araçları ve füze sistemlerinde kullanılan birçok alt yapı sistemleri üretildiğini belirtti.
"ÜLKEMİZE BÜYÜK BİR GÜÇ KATACAKTIR"
Türkiye'de bu sistemlerin kullanılmasından gurur duyduklarını kaydeden Torun, "Bugünün asimetrik harplerinde görünmeden görmek, vurulmadan vurmak esastır. Bu da otonom sistemlerin genel özelliklerinden bir tanesidir. Otonom sistemler yalnızca uzaktan kumanda edilen sistemler değildir. Bunlar tamamen yapay zeka ile taçlandırılmış, akıllı hale getirilmiş muharebe sahasında, savaş ortamında kendisini otomatik olarak sevk ve idare edecek sistemlerdir." değerlendirmesi yaptı.
Bu projede deniz aracının bütün hareketlerini kontrol altına tutabilecek uzaktan sevk ve idare edebilecek komuta kontrol sisteminin mevcut olduğuna değinen Torun, "Bu sistemleri otonom olarak kullanabilmek için yazılımlara ve ürettiğiniz donanımlara sahip olmanız, kullanıcının isteklerini bunun üzerine inşa etmeniz gerekmektedir. Milliliğin ana unsurlarından bir tanesi sizin düşman tarafından karıştırılmaya karşı dayanıklı sistemleriniz olmasıdır. SİDA elektronik harbe dayanıklı olarak inşa edilmiştir. GPS karıştırmalara karşı sistemleri bu platformda yer alacak. Kendimize özgü, kendimizin kontrol edebildiği bir sistem. Milli olarak inşa ettik. Türkiye'nin ilk insansız silahlı deniz aracı ülkemize büyük bir güç katacaktır." ifadesini kullandı.
Vira Haber