4 ay boyunca İznik Gölü havzasında tahliller yapan akademisyenlerin 5 mevsim sürecek araştırması gölün geleceğine ışık tutuyor.
Marmara Bölgesi’nin en büyük gölü olan İznik Gölü mercek altına alınıyor. İznik Gölü Sulak Alan Yönetim Planı Projesi başlatıldı. Proje, 1984 yılında Avrupa'nın Yaban Hayatı ve Yaşam Ortamlarının Korunması (BERN) Sözleşmesi, Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, 1994 yılında taraf olunan RAMSAR (Sulak Alanların Korunması) Sözleşmesi ve AB Habitat ve kuş direktiflerinden doğan uluslararası yükümlülükler dolayısıyla start aldı. Projenin yürütücülüğünü yapan ÇEDFEM Mühendisliğin Genel Müdürü Emsal Çoban, projede Orman ve Su İşleri II. Bölge Müdürlüğü ve Bursa Şube Müdürlüğü temsilcileri, Hacettepe, Ankara ve Gazi üniversitelerinin yanı sıra Uludağ Üniversitesi Biyoloji Bölümü öğretim üyelerinin de önemli katkılarının olduğunu anlattı. Çalışma programı doğrultusunda 2012 yılı sonbahar mevsimi arazi çalışmalarını ekim ayı içerisinde gerçekleştirdiklerini anlatan Emsal Çoban, “Arazi çalışmaları, proje ekibimizde yer alan uzmanlarımızın iştirakiyle gerçekleşti. Proje alanında yer alan karasal ve sucul bitki türleri, balık türleri, fitoplankton ve zoo plankton türleri, kuş türleri, memeli türleri tespit edilerek, yoğunlukları belirlendi ve değerlendirildi” dedi.
“PROJE 5 MEVSİM SÜRECEK”
Projenin 4. ayını tamamlandığını ifade eden Çoban, 5 mevsim boyunca yapılan analiz ve tetkiklerin ardından bir sonuca ulaşacaklarını kaydetti. Türkiye’nin önemli gölleri arasında yer alan İznik Gölü’nün ilk önce havza tespitini yaptıklarını anlatan Çoban, süreç hakkında şu bilgileri verdi:
“Bu proje 5 mevsim sürecek. Daha 1 yılımız var. Her mevsim arazi çalışmaları ve analizler yapacağız. İlk mevsim sonuçlarına göre İznik Gölü’nde havza sınırının tespitini yaptık. Analiz sonuçlarını değerlendirdik. 5 mevsimin sonuçlarına göre kesin bir tespit ortaya çıkacak. İznik Gölü kesinlikle Türkiye’de en önemli göller arasında yer alıyor. Bu sebeple de bölge müdürlüğümüz bu konunu üzerinde hassasiyetle duruyor.”
Proje kapsamında titiz bir çalışmanın yürütüldüğüne dikkat çeken Çoban, atık su alt yapısının olmamasının göle zarar verdiğini belirtti. Çoban, “En gerçekçi sonuçlarla İznik Gölü’nün mevcut durumu ortaya çıkacak. Hem de orada yaşayan canlıların tamamen listeleri çıkartılacak. Mevcut kirliliğinin yanı sıra, gölü besleyen derelerin de durumu ortaya çıkacak. Kesinlikle atık su alt yapısının olmaması göle zarar veriyor. İznik gölünü besleyen derelerden kirliliğin göle ulaşması analiz sonuçlarında ortaya çıkıyor. Bu kirlilik sebebiyle gölün kalitesi 3. ve 4. sınıfa kadar düştü” ifadelerini kullandı.
İznik Gölü’nün eski haline kavuşabileceğini belirten Çoban, “İznik Gölü eski haline kavuşup birinci sınıf göl olabilir. Türkiye’de birçok gölde vahim tablolar var. Ama İznik gölü kesinlikle böyle değil. Birkaç önlemler sonucu kirlilik azaltılır, göl kendi kendini temizler” açıklamalarında bulundu.
“NUMUNELER LABORATUVARDA İNCELENİYOR”
İznik Gölü’nün su kalitesini belirlemek için göl içinden ve gölü besleyen derelerden numunelerin alındığını ifade eden Çoban, yer altı suyu kirlilik haritasının çıkartıldığını açıkladı. Çoban, “Gölü besleyen derelerin atık su tahlilleri yapıldı. Göl içindeki suyun ve derelerin değer tespiti kontrol edildi. Kirliliğin sebepleri araştırıldı. Her mevsimde alınan numuneler, ÇEDFEM Çevre Laboratuvarı’nda, ölçüm ve tahlilleri yapılacak” dedi.
Çoban, proje sonuçlarının önümüzdeki yılın mayıs ayında kamuoyuna duyurulacağını da sözlerine ekledi.
virahaber.com