Türkiye, 3 tarafı denizlerle çevrili bir yarımada ancak denizlerinden yeterli ölçüde faydalanamıyor. 1985 yılında tekne başına balık üretimi 61 ton iken günümüzde bu miktar 27 tona kadar düştü. Bunu tekne sayısındaki artışa bağlayan uzmanlar, ayrıca denizlerin kirletilmesi ve bilinçsiz avcılığın da balık sayısını azalttığını savunuyor. Avrupa ülkeleri arasında balıkçı filosu en büyük ülke 17 bin 168 tekne ile Yunanistan olurken Türkiye 16 bin 650 tekne ile ikinci sırada. Balıkçılık ülkesi olarak bilinen Norveç'in ise balıkçı tekne sayısı sadece 6 bin 309.
Avrupa ile kıyaslandığında Türkiye en büyük balık av filosuna sahip ülkelerden biri. Özellikle 1970 sonrası sağlanan devlet teşviki ile filo büyüdü ancak tutulan balık miktarında artış sağlanamadı. Bunun üzerine 1991 yılından itibaren yeni balıkçı teknesi ruhsatı verilmesi işlemi durduruldu. Ancak daha sonra getirilen aflarla filo bugünkü sayıya ulaşıldı. 2002 yılından itibaren de yeni ruhsat verilmiyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından, tekne teşviki kapsamında, geçen yıl 68 milyon 636 bin 750 lira teknelerini bakanlığa teslim eden balıkçılara dağıtıldı. Bu yıl da alımlar devam ediyor.
Karadeniz Teknik Üniversite-si’nden Prof. Dr. Ertuğ Düzgüneş, balık miktarının azalmasının sebeplerini şöyle sıralıyor: “İklim değişikliği ve buna bağlı olarak işgalci cinslerin denizlerimize gelmesi. Karadeniz’deki HES projeleri de önemli etken. Sonar cihazları da stoklarındaki düşüşün başlıca sebebi. Bu gelişmeler sonucunda balıklar strese giriyor, toplu ölümler yaşanıyor.” Özellikle gırgırcıların açık deniz yerine kıyıda avlandıklarını belirten Düzgüneş, bunun da küçük balıkları avlamak anlamına geldiğini ifade ediyor. Çözüm olarak da belirli bölgelerin av alanı ilan edilmesini öneriyor: “Av tekneleri balıkları bir oraya bir buraya sürekli kovalıyor. Bilinçsiz avcılık, balıkların üreme boyuna gelmeden yakalanmalarına neden oluyor.”
virahaber.com