Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de balıkçı filosunun büyük çoğunluğunu; geleneksel av araçları ve metotları ile avcılık yapan, düşük teknoloji ve makine gücü kullanan, yaptığı avcılık faaliyeti tarihsel bilgi ve kol gücüne dayanan ve av sahası deniz ekosisteminin en dinamik alanı olan kıyı ve yakın kıyıda olan küçük ölçekli geleneksel kıyı balıkçıları oluşturur.
Tarih boyunca kıyı topluluklarının ekonomik demografik ve kültürel olarak sürdürülebilirliğinin temel güvencesi denize dayalı gıda ve bu alanda yapılan faaliyetler olmuştur. Bu üretim ve paylaşım ilişkileri çerçevesinde oluşan sosyo ekonomik yapı ve bu yapının ortaya çıkardığı kıyı kültürünü besleyen ise geleneksel kıyı balıkçılığı olmuştur. Kabaca kıyı ekosistemine bağlı bir üretim faaliyeti ve bu faaliyetin etrafında oluşan ekonomik alt yapı ve bu altyapıyı tamamlayan bir kültürden bahsediyoruz.
Geleneksel Kültürler insanlık tarihinin ürettiği değerler sisteminin taşıyıcı unsurları, geçmişin hafızası ve geleceğin işaretçileridir. Geleneksel balıkçılık kültürü de, bütün geleneksel kültürler gibi koruma, kollama ve sürdürülebilirliği konularında özel desteklere ihtiyaç duyarlar. Tüm dünyada tehdit altında olan “Geleneksel Balıkçılık ve Kültürü” bizim ülkemizde yeni yeni fark edilmeye başlansa da, ekonomik önemi ve kültürel değeri konularında ise ne yazık ki henüz gereken adımlar atılamamıştır.
Geleneksel balıkçılığın içinde bulunduğu bu durumdan çıkarabilmek ve gelecekte de varlığını sürdürülebilmesini sağlamak için önce bir acil durum paketi ve rehabilitasyon süreci, peşinden de varlığının güvenceye alındığı sürdürülebilir bir geleneksel balıkçılık yönetimi inşa etmek gerekmektedir.
Bu yazının temel konusu olmamasına rağmen biraz açarak devam edelim.
Geleneksel balıkçılık varlığını ancak kıyı ekosisteminin ve yaşayan türlerin korunması ile sürdürülebilir. Bu nedenle birinci olarak acil yapılması gereken kıyı ekosisteminin korunması ve bu sahada ki her türlü zararlı avcılık yöntemlerinin yasaklanması gerekir. Zararlı av araçları derken kast ettiğimiz deniz tabanına zarar veren ve seçici özellikleri olmayan av araçlarından bahsediyoruz. Bu tür av araçlarının bu sahalardan uzaklaştırılması ve bu yasak kapsamında etkin denetim gerekmektedir.
Bu sahalarda yapılan amatör avcılığın tekne, avcı, av ve av araçları kapsamında kayıt altına alınması gerekmektedir. Amatör avcılığın etkin bir yönetimin sağlanabilmesi için istatistiki bilginin oluşturulması en acil ihtiyaçlarımızdan birisidir.
Bu sahalarda yapılan her türden yasa dışı avcılığa karşı etkin önlemler alınması, denetimde etkinlik ve cezalarda caydırıcılığın sağlanması gerekir.
Balıkçı barınakları mevzuatının Geleneksel Balıkçılığın korunması ihtiyacına göre yeniden düzenlenmesi barınak alt yapılarının bu ihtiyaca göre güncellenmesi gerekir.
Küçük ölçekli balıkçılık balık ticareti içindeki haksız rekabete karşı korunması, geleneksel balık ürünlerinin işlenerek satışının yapılması ve avladığı deniz canlılarında her türlü katma değer artışının sağlanabilmesi için mevzuat ve alt yapı ihtiyaçları kapsamında desteklenmesi gerekmektedir.
Bu söylediklerimiz Geleneksel balıkçılığın korunması açısından işin alfabesidir ve bütün dünyada bu alfabe geçerlidir.
GELENEKSEL BALIKÇILIK TURİZMİ
Yukarıda bahsettiğimiz rehabilitasyon ve koruma sürecinin sahiciliği bu sürecin mali alt yapısının oluşturulması ile mümkündür. Dünyanın bir çok ülkesinde gerek kısıtlamalar gerekse koruma kapsamın Geleneksel Balıkçılık desteklenmektedir. Bizim ülkemizde ise bu konularda ne bir girişim ne de bu gibi bir tartışma henüz yoktur.
İşte “Geleneksel Balıkçılık Turizmi” bu noktada önem kazanıyor. Kıyıları ve Geleneksel balıkçılığımızın rehabilitasyonu sürecinde, küçük ölçekli geleneksel balıkçılarımız için alternatif bir gelir kaynağı yaratabilir ve bu sürecin mali alt yapısına bir kaynak yaratabiliriz.
Her ne kadar dünya turizmi ağırlıklı olarak eğlence ve dinlence hedefli turizm paketlerin satıldığı bir pazar olsa da son yıllarda kültür turizmi ve eko turizm pazarda kendisine önemli bir yer açmaya başlamıştır. Bu pazarın yeni ürünlerinden birisi ”Geleneksel Balıkçılık Turizmidir” bir çok AB ülkesinde gereken kanun gerekse yönetmelikler düzeyinde alt yapısı tamamlanan bu yeni uygulama küçük ölçekli geleneksel balıkçılar için alternatif bir gelir kaynağı yaratacağı kesindir.
Ege’nin paragatçılığı, Marmara ve Karadeniz’in yakamoz balıkçılığı, Dalyan ve Çökertme avcılığı, Lagünler ve kuzuluklar, oltacılık, Karadeniz’de Palamut çapariciliği gibi bir çok geleneksel av arcılık metodumuz tarihsel bir değerdir ve bu değerleri görmek isteyen bir çok turist potansiyel konuktur.
Avcılık hedefli balıkçılık turizmi paketlerinden farklı olarak, yıllardır balıkçılık yapanlarla bir gün geçirmeyi onların yaptıkları işi ve yaşam tarzlarını tanımayı/tanıtmayı amaçlayan bu turizm paketinin hukuki olarak tanımlanması, tekne ve tur standartlarının belirlenmesi ve faaliyetin nasıl yürütüleceği konusunda bir çerçevenin belirlenmesi gerekmektedir.
Geleneksel balıkçılık turizminin ihtiyaç duyduğu bir başka düzenleme ise balıkçı barınakları yönetmeliğinin bu kapsamda yeniden düzenlenmesidir. Bir gün veya günün belirli bölümünü tekne ve barınakta geçirecek insanların yemek, sıcak ve soğuk içecekler, duş ve dinlenme gibi ihtiyaçlarının karşılanması mevcut yönetmelikle mümkün değildir.
Tarihsel geçmişi olan değerli bir balıkçılık kültürümüz vardır ve bu kültürü sosyo ekonomik alt yapısı ile birlikte korumamız Geleneksel Balıkçılığımıza karşı bir görev ve gelecek kuşaklara karşı bir borçtur
Kenan KEDİKLİ
virahaber.com