“Sualtı Kültür Mirası Araştırmaları Projesi” kapsamında yürütülen Türkiye Kıyıları Batık Envanteri çalışmalarında özellikle Osmanlı Dönemi batıkları üzerinde yoğunlaşıldı. İlk etabı Bodrum’dan Finike’ye kadar olan bölgede gerçekleştirilen çalışmada 35 farklı alanda yapılan 100’ün üzerinde dalışta 10 adet yeni batık bulundu. Kalkınma Bakanlığı tarafından desteklenen ve STS Bodrum Okul Gemisi’yle gerçekleştirilen çalışmaların ikinci bölümünde ise, günümüzden yaklaşık 4000 - 4500 yıl öncesine ait Tunç Çağı’na tarihlenen bir batığın izlerine ulaşıldı. Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri Teknoloji Enstitüsü ile Ege Bölgesi Araştırma ve Uygulama Merkezi (EBAMER) müdür yardımcılıkları görevini de üstlenen Doç. Dr. Harun Özdaş başkanlığında yürütülen çalışmada, Tunç Çağı Batığı’na ait kalıntılar arasında çok ender görülen amphora formunun yanı sıra, gaga ağızlı testiler ve değişik formlarda seramik kaplara rastlandı.
Türkiye kıyılarında bulunan en eski batık
Doç. Dr. Harun Özdaş, Hisarönü Körfezi’nde yapılan çalışmalarda daha önce 5-6 atık tespit edildiğini belirtirken şunları söyledi: “Yaptığımız çalışmalarda bize göre daha dogrusu bölgemızin, Türkiye’nin en eskı batıklarından bir tanesini keşfettik. Batık, Hisarönü Körfezi’nde karşımıza çıktı. Çalışmalarımız bu bölgede yoğunlaşmıştı. Bunun nedeni de daha önceki yıllarda bulduğumuz 5-6 tane batık vardı. Bu batıkların bulunduğu coğrafyada daha ayrıntılı çalışma gereksinimi hissettik. Bu çalışmaya bağlı olarak da bölgedeki incelemelerimizi yoğunlaştırdık ve bir Tunç Çağı batığıyla karşılaştık. Batık günümüzden yaklaşık 4000 yıl öncesine tarihleniyor. İlk Tunç Çağı’nın sonu Orta Tunç gibi görünmekte. Yani MÖ 1700-1900 yılları arasına tarihliyoruz. Türkiye kıyılarında bulunmuş olan en eski batık. Batıkta amforalar ve değişik formda kaplara rastladık. Bütün bunların en önemli özelliği Hisarönü çevresinde yanı Rodos Kanalı’nı geçtikten hemen sonra, Anadolu’nun kıyılarındaki ilk denizcilerle karşılaşmış olduk”.
Buluntuyla büyük bir heyecan da yaşadıklarını belirten Doç. Dr. Özdaş, buluntuların özelliklerini de şöyle anlattı. “Bulduğumuz amfora formları gövdeden kulplu birde gaga ağızlı testiler çıktı. Özellikle gaga ağızlı testiler Tunç Çağı’nın tipik malzemeleri olduğundan aynı zamanda amforalarda Anadolu’da üretilen ilk amfora tipleri. Daha önceki yıllarda yapılan çalışmalarda bunların biraz daha farklı formlarının tespiti yapılmış. Onlar MÖ 16. yüzyıla tarihlenmiş. Fakat bizim bulduğumuz gaga ağızlı testilere baktığımız zaman bu bahsettiğim tarih karşımıza çıkıyor. Amforlardan bir tanesini çıkarttık ve Bodrum Sualtı ve Arkeoloji Müzesi’ne teslim ettik. Bunun içerisindeki çamuru da eleyerek içinde bazı organik materyale ulaşma şansımız oldu. Bunu da karbon 14 ile tarihlemesini yapmayı planlıyoruz. Bunu yaptıktan sonra da kesin bir tarihleme ya da kesine yakın bir tarihleme elde etmeyi umuyoruz.”
Ticari bir tekne olduğu düşünülüyor
Özdaş, teknenin bir ticari araç olduğunu düşündüklerini de söyledi. Özdaş, “Büyük olasılıkla ticari bir tekne. Amforalar içerisinde bir tür kargo taşıdığını düşünüyoruz. Ama ne olduğu hakkında bizim de çok net fikrimiz yok. Bu ancak kazı sonrası belli olacak. Girit ve Minos bölgede baskın bir medeniyet. Genellikle kabul edilen görüş Girit’in bölgede ticari faaliyette bulunduğu yönünde. Biz de böyle olduğunu düşünüyoruz. Giritli denizcilerin kullandığı gemilerden biri olduğu muhtemel. Ne taşıdığı kazı sonrası ortaya çıkacak. Bunlar büyük gemiler değil, ancak insanlık tarihine denizcilik açısından ilk verileri sunması açısından çok önemli. Çünkü bugüne kadar böyle bir gemi henüz tespit edilemedi. Bulunduğu ortam açısından önem arz ediyor. Çünkü o belgede toplam 9 tane batık tespiti yaptık. İlk örnek bahsettiğim Tunç Çağı ve daha sonra Bizans’a kadar giden örnekler” dedi.
Ülkemiz kıyılarında şimdiye dek bulunan en eski batık, Kaş Uluburun Batığı idi ve MÖ 1400’lere tarihlenmişti. Bununla birlikte, son 50 yılda Tunç Çağı’na tarihlenen toplam 3 adet batık bulundu. Gaga ağızlı testi örneklerine ise sualtında bu çalışmayla ilk kez rastlandı. Batıktan çıkarılan eserler konservasyon ve analiz için Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’ne teslim edildi. Bu eserlerin içinde bulunan organik buluntuların tarihleme çalışmaları devam ediyor. Bölgedeki sualtı arkeolojik çalışmalarına ise 2015’te başlanması planlanıyor.
Milliyet-virahaber.com