Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türkiye-Lübnan İş Konseyi Başkanı Abdülkadir Akkuş, "Geçen ay sonunda Lübnan Ticaret Bakanı Raul Name ile yaptığımız görüşmede patlamayla yıkılan Beyrut limanını yap işlet devret modeli ile yapmaya talip olduğumuzu ilettik. Notlarını aldılar ve bakıp düşüneceklerini söylediler." dedi.
Başkenti Beyrut bir zamanlar Orta Doğu’nun Paris’i olarak anılan Lübnan, uzun süren iç savaş, bölgesel çatışmalar ve siyasi istikrarsızlıkların üzerine 3 yıla yakın süredir yıkıcı bir ekonomik krizle boğuşuyor. Ekim 2019’da başlayan kriz, Ağustos 2020’de Beyrut Limanı’nda gerçekleşen dünya tarihinin en yıkıcı patlamalarından birisi ile daha da derinleşti.
Lübnan'daki güncel ekonomik durumu AA muhabirine değerlendiren DEİK Türkiye-Lübnan İş Konseyi Başkanı Akkuş, yıkılan Beyrut limanının yeniden inşası için Lübnanlı yetkililerle görüştüklerini söyledi.
Akkuş, geçen ay sonunda DEİK olarak ticari görüşmeler için Lübnan'a gittiklerini kaydederek, "Lübnan Ticaret Bakanı Raul Name ile yaptığımız görüşmede patlamayla yıkılan Beyrut limanını yap işlet devret modeli ile yapmaya talip olduğumuzu ilettik. Notlarını aldılar ve bakıp düşüneceklerini söylediler. Türkiye dünya çapında inşaat projelerinde çok başarılı müteahhitlere sahip. Lübnanlılar şu anda limanın inşası için Fransa ve Çin'le de görüşüyorlar. Biz isteriz ki kendimizi ispatladığımız bir alanda bu işi alalım." diye konuştu.
"Acilen hükümet kurulup finansman bulunmalı"
Abdülkadir Akkuş, Lübnan'da 1 doların şu an dövizcilerde 18 bin Lübnan lirasına tekabül ettiğini belirterek, "Merkez Bankası'ndaki limitler şu anda tükenmek üzere olduğu için de akaryakıt ve ilaç sektörüne sübvansiyonu azalttılar. Eskiden 1 litre benzin 15 bin lirayken şu an 30 bin lira, yüzde 100 arttı. Gıda fiyatlarında 1 kilo et 10 bin lirayken şu an 70 bin lira, 1'e 7 oranında arttı. Gıda, akaryakıt ve ilaç sektöründe her yerde kuyruklar var. Elindeki yakıtı Suriye'ye ucuz fiyata satıp halktan alıkoyanlar da var." ifadelerini kullandı.
Elektrikte nerdeyse günde 18 saate yakın kesintiler olduğunu aktaran Akkuş, "Ekim 2019'da başlayan krizin bugüne kadar ki maliyetinin 100 milyar dolara yakın olduğu tahmin ediliyor. Özel bankalar, halktan topladığı mevduatları devlet bankalarına, onlar da devletin farklı projelerine yatırdılar ama battılar. Halk bu yüzden bankalardaki özel mevduatlarına erişemiyor. Herhangi bir ülkeye ticaret de gerçekleştiremiyor. Şu anda ticaret tamamen nakit para üzerinden dönüyor." dedi.
Lübnan'ın şu an tüm dünyanın yardımına ihtiyacı olduğunu söyleyen Akkuş, "Acilen hükümetin kurulması lazım. Sonraki aşamada Dünya Bankası ya da IMF'den krediler alınarak çarkların döndürülmesi gerekiyor. Bunun için hükümetin kurulması şart, aksi takdirde finansman bulunamıyor. 6 milyon nüfusu olan bir ülkede neredeyse 100'ün üzerinde banka vardı ve sigortacılık sistemi de çok gelişmişti. Bu bankalar eski rayına dönerse işler açılabilir." değerlendirmesinde bulundu.
"Zaruri ihtiyaçların karşılanmasına gerek duyuluyor"
DEİK Türkiye-Lübnan İş Konseyi Başkanı Akkuş, yenisi yapılacak limandan Türk iş insanlarının faydalanmasını istediklerini belirterek, "Kardeş ülke olarak biz yapalım diye ilettik kendilerine gerekli notlarını aldılar ve düşüneceklerini bildirdiler. Lübnan'da şu an Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında oraya göçmüş ve bugün nüfusu 200 bine yakın olan Mardinli var. Türkiye bize vatandaşlık versin biz gelip yatırım yapalım çünkü burada ekonomik kriz var ve elimizdeki birikimlerimizi kaybetmek istemiyoruz diyorlar. Türkiye'ye hevesli ve sıcak bakan iş insanları var." şeklinde konuştu.
Türkiye'nin Lübnan'a yılın ilk 2 ayında 200 milyon dolara yakın ihracat gerçekleştirdiğini bildiren Akkuş, şunları söyledi:
"Bu yıl belki 1 milyar dolara yakın ihracat yapabiliriz. İskenderun ve Mersin limanlarının Lübnan'a yakınlığı nedeniyle Tripoli ve Beyrut limanlarına seferler hızlı oluyor. Eskiden Lübnan, ürünlerini daha çok Fransa ve diğer Avrupa ülkelerinden alırdı ama Türkiye'nin fiyatları daha uygun ve aynı kalitede. Üretim çarklarımız hızlı döndüğü için tedarik açısından Türkiye önemli bir konumda. En çok zaruri ihtiyaçların karşılanmasına gerek duyuluyor şu anda, gıda maddeleri gibi. Biz de bu ürünlerde çok iyiyiz. Türkiye tekstil ve kimya ürünlerinde de tercih ediliyor."
Akkuş, ticari diplomasinin karşılıklı adımlarla gelişeceğini belirterek, "Bize Lübnan'da fabrika açın yatırım yapın taleplerinde bulunanlar var. Türkiye'de herhangi bir fabrika sahibi Suudi Arabistan'a, Katar'a, Bahreyn'e ihracat yapsa gümrük yüksek ama Lübnan'ın Arap ülkeleriyle Serbest Ticaret Anlaşması (STA) var. Örneğin, orada açılacak bir tekstil fabrikasının gümrüksüz şekilde Orta Doğu ülkelerine mal satması daha karlıya geliyor. Neticede orada kazanılacak döviz de Türkiye'ye gelecek. İstiyoruz ki Lübnan ile de STA yapılsın." ifadelerini kullandı.
Dünya Bankası’nın verilerine göre Lübnan’daki ekonomik kriz 19. yüzyılın ortalarından bu yana tüm dünyada yaşanan en şiddetli ilk 3 krizin içinde yer alabilir. Beyrut Limanı'nda yaşanan patlamada ise yaklaşık 15 milyar dolarlık maddi zararın meydana geldiği tahmin ediliyor. Öte yandan, daha önce çeşitli Alman ve Fransız firmaları limanın yeniden inşası için teklifte bulunmuş, fakat Lübnan'daki siyasi krizin sürecin ilerlemesine engel teşkil ettiği basına yansımıştı.
Vira Haber