Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından alınan bilgiye göre, liman devletlerinin yabancı bayraklı gemilere yönelik kontrolleri, imzaladıkları liman devleti kontrolü mutabakat muhtıraları (MoU) kapsamında gerçekleştiriliyor.
Bu kapsamda dünya genelinde Birleşik Devletler Sahil Güvenliği ile 10 liman devleti kontrolü (PSC) rejimi bulunuyor. Paris MoU, bunlar arasında en çok dikkate alınan, prestijli muhtıra olarak kabul ediliyor.
Paris MoU kapsamında gerçekleştirilen liman devleti denetimleri neticesinde, 2002'de kara listede bulunan Türk bayrağı, bakanlıkça yürütülen yoğun çalışmalar sayesinde 2006'da gri Listeye, 2008'de ise beyaz listeye yükseldi ve mevcut durumda beyaz listedeki yerini güçlendirerek korumaya devam ediyor.
Türk bayraklı gemilerin Paris MoU'daki denetim periyotları ve bu denetimler sonucu tespit edilen eksiklikleri gözetilerek liman başkanlıkları ile gerekli koordinasyon sağlanıp gemilere yönelik bayrak devleti denetimleri (ön sörvey) görevli uzmanlarca yapılıyor.
Geçen yıl yaklaşık 1750 ön sörvey gerçekleştirilerek Türk bayraklı gemilerin başta Paris MoU olmak üzere liman devleti kontrollerine hazırlıklı olması sağlandı. Bu çalışmaların sonucunda Türk bayrağı, Paris MoU tarafından yayımlanan listede, en başarılı performans gösteren ilk 10 bayrak devleti arasına girerek 8. sırada kendisine yer buldu.
Geçen yıl sadece tek gemi tutulurken 100'ü bulan tutulma sayılarından bu seviyeye gelinmesinde en önemli etkenlerden biri de gemi donatanlarının işletmecilikte gösterdiği performans ve denizcilerin özverili çalışmaları oldu.
Paris MoU da beyaz listede bulunmak, ülke bayrakları için prestij ve yüksek standart göstergesi olmanın yanında bayrağı taşıyan gemiler için de daha düşük maliyetli sigorta, yük piyasasında daha kolay ve uzun vadeli iş bulabilme, Avrupa limanlarıyla yapılan deniz ticaretinde kolaylık anlamına da geliyor.
Türkiye'nin deniz ticaretinin büyük bölümünün Avrupa limanlarıyla gerçekleştirildiği göz önüne alındığında beyaz listede olmanın önemi daha da artıyor.