İMEAK Deniz Ticaret Odası ve İstanbul Gedik Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nce düzenlenen “20. Kuruluş Yıldönümünde Türk Uluslararası Gemi Sicili (TUGS) ve Yabancı Gemi Sicilleri” konulu sempozyum Hilton İstanbul Bosphorus Hotel’de, 19 Aralık Perşembe günü düzenlendi.
Deniz hukuku alanında uzman isimlerin katıldığı sempozyumda, gemi sicillerinin temelleri, Panama, Malta ve Liberya gibi yabancı gemi sicilleri, TUGS teşkilatı ve hukuksal ilkeler, mali hükümler ve rekabet gücünü artıracak çözüm önerileri masaya yatırıldı.
İstanbul Gedik Üniversitesi İnsan Hakları Uygulama Araştırma Merkezi (İHUAM) Müdürü Prof. Dr. Berin Ergin, 3 ay önce Hukuk Fakültesi’nin açıldığını söyleyerek ilk etkinliklerini düzenlediklerini kaydetti.
Gemi sicilinin çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ergin, birçok Türk gemisinin başka ülkelerin bayraklarını taşımaları sebebiyle devletin bütçesine girdi olmadığını ve sorunlar yaşandığını dile getirdi.
Bu sorunları çözmek adına TUGS’un çıktığını söyleyen Prof. Dr. Ergin, “Maalesef gemi sahipleri hala yurt dışındaki birçok ülkenin bayrağını taşıyarak ticaretlerini yürütüyorlar. Bunun sebebi de diğer ülkelerde kurulmuş gemi sicilleri, gemi sahiplerine çok daha iyi imkanlar veriyor ve daha az ücret alıyorlar, vergi oranları düşük. O yüzden bu ülkelerle yarışamıyoruz, yarışamamamızın sebeplerini masaya yatırmak, devletin de bu konuda önlem almasını sağlamak, gemi sahiplerini ülkemize çekmek için diğer ülkelere göre daha cazip bir yönetmelik hazırlanmasına katkı sağlamak hedefiyle bu sempozyumu düzenledik” dedi.
Limanlarımızda yabancı bayraklı birçok gemi var aslında sahipleri Türk işte bu kişileri Türkiye’ye çekmek, yasada birtakım değişiklikleri gerçekleştirmek için bu sempozyumu yaptık.
“TUGS türk denizciliğinin gelişmesi için önemli bir adım”
TUGS’un 20 yıl önce kurulduğunu söyleyen İstanbul Gedik Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerim Atamer ise, “TUGS, Türk denizciliği için milat sayılabilecek bir adımdır. Dünya çapında ‘elverişli bayrak sicilleri’ olarak isimlendirilen sicillere kaçış söz konusuydu. Maliyetler düşük olduğu için Türk armatörler Panama, Liberya, Malta gibi sicilleri tercih ediyordu. 20 yıl önce TUGS’u yürürlüğe koyup bu durumun önünü almak istedik. Türkiye’de aynı niteliklerde sicil imkânı sunmak istendi ve büyük başarı sağlandı” diye konuştu.
Türkiye’deki armatörlerin artık yabancı siciller yerine doğrudan Türk bayrağı altında faaliyetlerini yürütebildiğini aktaran Prof. Dr. Atamer, “Bu ülke açısından istihdam, döviz girdisi ve eşit rekabet koşullarının sağlanması demek. Türk denizciliğinin gelişmesi için son derece önemli bir adım niteliğindedir” dedi.
“Yeni gemi sicili yönetmeliğine ihtiyaç var”
TUGS’un eksiklerine de dikkat çeken Prof. Dr. Atamer, “TUGS’u düzenleyen kanun ve yönetmelik mevcut. Tamamlayıcı hususlarda uygulanması gereken bir gemi sicili yönetmeliğine ihtiyacımız var. Şu anda 1957 yılından kalmış olan eski gemi sicili tüzüğüyle idare edilmeye çalışılıyor. Fakat gemi sicili tüzüğünün mutlaka yenilenmesi lazım. Daha çağdaş bir yönetmeliğin kabul edilmesi gerekiyor. Bu adımın Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından atılmasını bekliyoruz” diye konuştu.
Yabancı bayrak maliyet ve rekabet için tercih ediliyor
Mali hükümlerin yumuşatılması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Atamer, “Türk armatörler diğer şirketlerle rekabet etmek için yabancı bayrağa geçmek zorunda kalıyor. Böylece maliyetleri düşürüp, rekabet edebiliyorlar. TUGS tamamen maliyetlerin düşürülmesi için oluşturuldu. Atılan adım iyi ve doğru bir adım fakat yeterli değil. Çünkü TUGS’un da tabi olduğu mali yükümlülükler var. Yabancı bayraklarla rekabette bu yükümlülükler ağır o yüzden hala yabancı bayrak tercih ediliyor. Mali hükümlerin yumuşatılmasına ihtiyaç var. Elverişli bayrakların sunduğu avantajların TUGS’ta da geçerli olması lazım” ifadelerini kullandı.
İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, sempozyumun, “TUGS’un Mali Hükümleri ve Rekabet” konulu oturumunda yaptığı konuşmada, Türk denizciliğinin önünü açan kanun, uygulama ve gelişmeleri tarihsel bir süreç içinde anlattı.
Türk Uluslararası Gemi Sicili (TUGS) Kanunu’nun, 1999 yılının sonunda TBMM’den geçtiğini belirten Tamer Kıran, kanunun ardından Türk armatörlerinin uluslararası rekabette elinin rahatladığını söyledi.
İlerleyen yıllarda kanunun çıkış ruhuna uygun olmayan, mevzuat kaynaklı bazı sıkıntıların ortaya çıktığını anlatan Tamer Kıran, şunları söyledi:
“Bugün Türk sahipli filo 28,5 milyon DWT civarında. Ancak bunun maalesef aşağı doğru gitme potansiyeli var. Rekabet gücümüzü artırmak istiyorsak TUGS’ta karşılaştığımız sorunları çözmek ve bunların üzerine yeni sıkıntılar getirmemek zorundayız. TUGS olmasına rağmen 21.5 milyon DWT’un neden yabancı bayrağa gittiğini önyargısız bir şekilde irdelemek gerekir. ‘Kolay bayrağın sağladığı imkanları buraya getirebilir miyiz?’ diye düşünmemiz lazım. Bunu yaparken bürokrasinin bize destek vermesi şart".
“Hükümetimizle fevkalade iyi çalışıyoruz. Sorunların çözüm noktasında mükemmel bir işbirliği içindeyiz” diyen Tamer Kıran, “TUGS’umuz çok önemli, sahip çıkmalıyız. Bizim her platformda denizciliğimizin faydalarını anlatmak gibi bir görevimiz var. Bıkmadan, usanmadan anlatacağız ondan sonra neticesini alacağız. TUGS’u, yabancı sicillere karşı ayakta tutmaya, hatta tercih edilebilir olmaya çalışacağız” ifadelerini kullandı.
Aynı oturumda, İMEAK DTO Mali İşler Danışmanı Murat Erişti de, “TUGS’un Mali Hükümleri” konulu bir sunum yaptı.
Sempozyumun sonunda, İstanbul Gedik Üniversitesi İnsan Hakları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Berin Ergin, Tamer Kıran’a plaket sundu.
Gün boyu süren sempozyumda, “Gemi Sicillerinin Temelleri”, Yabancı Gemi Sicilleri” ve “TUGS Teşkilatı ve Hukuksal İlkeler” oturumları gerçekleştirildi, toplantı tüm konuşmacıların katıldığı soru-cevap bölümü ile sona erdi.
Vira Haber