Türk Deniz Araştırmaları Vakfı, Karadeniz'de düşüşe geçen hamsi popülasyonunu artırmak için yunusların kontrollü bir şekilde avlanması önerisine sert çıktı. Yunusların hedef gösterilmesinin kabul edilemez bir yanlış olduğunu belirten TÜDAV, asıl sorunun aşırı avcılık, kirlilik ve hatalı balıkçılık politikaları olduğunu vurguladı.
TÜDAV'ın açıklaması şu şekilde:
Karadeniz’de saygın bir üniversitenin bir öğretim üyesinin, uzmanlık alanı olmamasına rağmen, balık popülasyonlarını azalttığı iddiasıyla birlikte yine dile getirdiği yunusların çok arttığı ve toplu avlanması gerekliliğine dair söylemleri hiçbir bilimsel temeli olmayan, dahil olduğu kurum açısından da talihsiz ve etik olmayan bir açıklamadır.
Türk Deniz Araştırmaları Vakfı’nın (TÜDAV) bu söylemlere karşı yayınladığı “Yunus yoksa balık da yok*” başlıklı basın bülteninde belirtildiği üzere; “Yunuslar balık değil, bizler gibi memeli oldukları için balıklar gibi binlerce yumurta bırakarak üremezler. Dolayısıyla yunusların denizlerimizde ‘anormal artmaları’ mümkün değildir”. Türüne göre değişmekle birlikte bir yunus bir günde kendi ağırlığının ortalama %2 ila 5’i kadar balık avlar. Balıkların sonunu getiren ve balıkçıya asıl zarar veren aşırı avlanma, hatalı balıkçılık politikaları ve kirlilik iken cezayı yunusa kesmeye çalışmak en hafif tabiriyle ‘cambaza bak oyunu’dur. 40m’lik bir gırgır teknesi bir seferde 50-60 ton hamsi avlarken, yunusun midesindeki balığa göz dikmek ise akla ve sağduyuya aykırıdır.
Karadeniz’de yaşayan üç yunus türünün popülasyon büyüklükleri ve dağılımları ile ilgili çalışmalar, yunusların bir günde kat edebildikleri mesafe göz önüne alındığında oldukça zordur. Ancak Avrupa Birliği tarafından finanse edilen CeNoBS projesi kapsamında Romanya, Bulgaristan, Ukrayna, Türkiye ve Gürcistan’da 2019 yazında uçaktan gerçekleştirilen saha çalışmalarının bilimsel analizlerinin sonuçları bu yıl içinde açıklanacak ve sonunda Karadeniz’deki yunus türlerinin popülasyon büyüklüklerini öğrenebileceğiz.
Yunus türlerinin avlanması 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu’na göre yasaktır. Ülkemiz Barcelona, Bern, CITES, ACCOBAMS gibi uluslararası sözleşmelere taraf olmuş, bu anlaşmalara göre yunus türleri “kesinlikle korunan türler (strictly protected species)” olarak tanımlanmış, Karadeniz popülasyonları IUCN kırmızı listesinde (mutur ve afalina nesli tehlike altında EN, tırtak hassas olarak VU) yer almaktadırlar. Yunusların avlanmasının önünün açılması yasal ve bilimsel olarak mümkün değildir. Halen Karadeniz’de yunus popülasyonlarını tehdit eden faktörler; tesadüfi ağa yakalanma (bycatch), habitat kaybının neden olduğu besin azalması, deniz kirliliği ve salgın hastalık sonucu kitlesel ölümlerdir. Tesadüfi ağa yakalanma, deniz memelilerinin birçok türü için en önemli insan kaynaklı ölüm nedenidir.
Medya mensuplarının konunun uzmanlarına mikrofon uzatacakları, bilim insanlarımızın bilim etiğine uygun olarak kendi uzmanlık alanları üzerine açıklama yapacakları, Balıkçılık Kooperatifi başkanlarının balıkçılığımızın esas sorunları olan aşırı avcılık, av yasaklarına uyulmaması, üreme boyuna gelmemiş yavru balık avcılığı ve kirlilik gibi konular üzerine açıklamalar yapacakları ve Karadeniz’de halen mevcut olmayan Deniz Koruma Alanları talep edecekleri günleri hep beraber görme ümidiyle, Türk Deniz Araştırmaları Vakfı olarak konunun her zaman takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyururuz.
Vira Haber