Tören Dokuz Eylül’de yapıldı

Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi 2011 Dünya Denizcilik Günü Kutlama Toplantısı’na ev sahipliği yaptı.

Denizcilik Fakültesi’nin geleneksel olarak her akademik yılın ilk haftasında düzenlediği Dünya Denizcilik Günü kutlamalarına bu yıl Nemtaş A.Ş. Genel Müdürü Kaptan Tufan SÜSLÜER, Dr. Nur Jale ECE ve Türkiye’yi ziyaret etmekte olan Arab Academy for Science, Technology and Maritime Transport Eğitim Gemisi AIDA IV adına Sea Training Institute (Deniz Eğitimi Enstitüsü) Dekanı Abdel Hamid Al KADY konuşmacı olarak katıldı.

Törende açılış konuşmasını Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Güldem CERİT yaptı. Prof. Dr. CERİT konuşmasında Dünya Denizcilik Günü kutlamalarının 1978 yılında başladığını, Türkiye’deki kutlamaların ilk kez 1994 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz İşletmeciliği ve Yönetimi Yüksekokulu tarafından gerçekleştirildiğini ve her sene tekrarlandığını ve bu yıl Londra ile aynı gün kutlandığını açıkladı. Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün bu seneki temasını oluşturan deniz haydutluğu konusuna değinen Prof. Dr. CERİT konuya ilişkin IMO verilerini sundu ve deniz haydutluğunun dünya ekonomisine 7 milyar dolar ile 12 milyar dolar arasında yıllık maliyete yol açtığını sözlerine ekledi.

Prof. Dr. CERİT, daha sonra 27 Eylül tarihinin önemini vurgulayarak bu tarihin Preveze Deniz Zaferi’nin yıldönümü olduğunu ve aynı zamanda Türk Deniz Kuvvetleri Günü olarak kutlandığını belirtti. Dokuz Eylül Üniversitesi bünyesinde bulunan Koca Piri Reis gemisinin Doğu Akdeniz’de araştırma faaliyetlerini sürdüren Prof. Dr. CERİT, Piri Reis’in kaptanı Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi mezunu Umut YENİCE ve diğer gemi personeline “Allah selamet versin” dileklerini iletti.

Türkiye’nin Afrika ve Orta Doğu ülkeleri ile olan sıcak bağlarına vurgu yapan Prof. Dr. CERİT Mısır’dan gelen Arab Academy for Science, Technology and Maritime Transport’un öğretim kadrosu ve öğrencilerine iyi dileklerini ileterek sözlerini noktaladı.

Daha sonra söz alan Arab Academy for Science, Technology and Maritime Transport Sea Training Institute (Deniz Eğitimi Enstitüsü) Dekanı Kaptan Abdel Hamid Al KADY; İzmir’i ve Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi’ni ziyaret etmekten büyük bir mutluluk duyduklarını, Türkiye ile Mısır’ın denizcilik eğitimi alanında bir kardeşlik geliştirdiğini, bu kardeşliğin Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN’ın ziyareti ile pekiştiğini vurguladı.

Daha sonra söz alan Dokuz Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliği Bölümü 4. sınıf öğrencisi Deniz UZ, Uluslararası Denizcilik Örgütü Genel Sekreteri Efthimios E.Mitropoulos’un “Deniz Haydutluğu: Tepkiyi Yönetmek” temalı 2011 Dünya Denizcilik Günü mesajını okudu.

Ardından söz alan Dr. Nur Jale ECE, “Uluslararası Güvenliğin Denizcilik Boyutu: Deniz Haydutluğu” başlıklı sunumunda, dünya ticaret rotalarının giderek değişim gösterdiğini belirtti. Sunumunun ilerleyen safhalarında deniz ticaretine etki eden unsurları sıralayarak bunlardan biri olan deniz haydutluğuna dikkat çekti. Daha sonra Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesinde yer alan Deniz Haydutluğu’nun tanımını yaparak Deniz Haydutluğu türleri hakkında bilgi verdi. Deniz haydutluğunun yoğun olarak gerçekleştiği bölgeleri belirten ECE, 2009‘dan 2010 yılına geçildiğinde haydutluk vakalarının 306’dan 405’e yükseldiğini vurguladı. Dr. ECE Haydutluğun en çok gerçekleştiği yerler olarak Aden Körfezi, Malezya, Endonezya, Filipinler, Hindistan ve Bangladeş’i sıraladı.

Deniz haydutlarının büyük terör örgütleri ile işbirliği yaparak hareket ettiğini vurgulayan ve haydutluğun çevresel boyutta verdiği zararlardan da söz eden ECE, haydutların en çok tanker tipi gemilere saldırı düzenlediğini belirterek, bunun nedeni olarak tankerlerin taşıdığı petrol yükünün değerli olmasını gösterdi. ECE, deniz haydutlarının fidye istemek suretiyle gemileri gasp ettiğini de sözlerine ekledi.

Son olarak, deniz haydutluğunu engellemek için alınabilecek önlemlerden bahseden ECE, bunları,etkin fiziksel güvenlik, iyi bir kriz yönetimi,bölgesel işbirliği, ülkelerarası karşılıklı operasyonel yardım, ortak gözetim ve devriye, etkin bir liman ve kıyı denetim ve kontrol mekanizması, yükleme limanından varış limanına kadar özellikle konteynırlar için bir güvenlik zinciri oluşturulması, IMO standartlarının ve sözleşmelerinin uygulanması konusunda teknik işbirliğinin geliştirilmesi,denizcilik şirketlerinde işe alımların ve güvenlik sorgulamasının titizlikle yapılması olarak sıraladı.

Daha sonra söz alan, Nemtaş A.Ş Genel Müdürü Kaptan Tufan SÜSLÜER “Deniz Haydutluğu Saldırılarında Eğitimli Gemi Personelinin Önemi” başlıklı konuşmasına Deniz Haydutluğunun tanımını yaparak başladı ve haydutluk olayının en yoğun yaşandığı ülke olan Somali ile ilgili kısa bilgiler verdi. Yapılan saldırıların türleri ile ilgili istatistiki bilgiler vererek, 2011 yılının ilk 6 ayı için toplam saldırı sayısının 266 olduğunu belirtti.

Konuşmasında haydutluğa karşı alınan caydırıcı önlemlerden de söz eden SÜSLÜER, Bunları; basınçlı su makinesi, lazer ışığı gönderen sistemler, geminin etrafına dikenli tel çekimi, ISAT uydu telefon sistemi, gizli kamera sistemi ve özel güvenlik korumalarının kullanımı ve tabi ki de eğitimli personel olarak sıraladı. SÜSLÜER, Nemtaş A.Ş olarak haydutluğa karşı acil eylem planlarını açıklayarak, şirkete ait gemilerde eğitim doğrultusunda alınan önlemlere değindi. Kpt. SÜSLÜER şirketlerinin “26 Ağustos” adlı gemisinde 2010 Kasım ayında yaşanan deniz haydutluğu olayını anlatarak, bu olayı “Panik Odası” uygulaması ile sorunsuz olarak aştıklarını dile getirdi. Olaya ilişkin kamera görüntülerini de sunan Kpt. SÜSLÜER, haydutların eylemlerine karşı koordineli, disiplinli ve bilimsel yaklaşımın önemini ve haydutluk olaylarında kurallara uymanın vazgeçilmez koşullarını açıkladı.

2011 Dünya Denizcilik Günü Kutlama Toplantısına Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Kaptan Bülent ONURAL ve denizcilik sektörünün temsilcileri katıldılar. Toplantı, katılımcılardan gelen sorulara Dr. Nur Jale ECE ve Kaptan Tufan SÜSLÜER’in verdiği yanıtların ardından konuşmacılara teşekkür belgelerinin ve armağanlarının verilmesiyle son buldu.

Uluslararası Denizcilik Örgütü Genel Sekreteri Efthimios E. Mitropoulos’nın Mesajı:

"Deniz Haydutluğu: Tepkiyi yönetmek"

Deniz haydutluğu ve adam kaçırma, çok uzun süreler deniz topluluğuna zarar vermiş ve bu yükü taşıyan hep denizciler olmuşlardır. Güvenlik konseyinin birçok kararında belirttiği gibi, biz de her türlü haydutluk eylemini kınıyoruz. Bununla beraber, almış olduğumuz bir haber bizi çok üzdü. Bu habere göre, geçtiğimiz ay haydut saldırısına maruz kalan “Beluga Nomination” isimli gemideki bir denizci, haydutlarca soğukkanlılıkla öldürülmüştür. Sonuç olarak, IMO Konseyi, 2011 Dünya Denizcilik Günü temasının “Deniz Haydutluğu: Tepkiyi Yönetmek” olması gerektiğine karar vermiştir.

Kasım 2005’te Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin Somali açıklarındaki haydutluk sorununa dikkat çekmesinden bu yana, Genel Sekreter bu soruna karşı duyarlılığı arttırma ve buna bir çözüm bulma çabalarında öncü olmuştur. Bu sebeple, Bay Ban Ki Moon’a denizcilik topluluğu için ciddi bir sorun oluşturan bu konuya göstermiş ve halen göstermekte olduğu ilgi ve kişisel iştiraki için içten teşekkürlerimizi sunarız. Bu sadece onun Somali’deki Güvenlik Konseyi’nin düzenli raporlarına deniz haydutluğu bölümünü dahil etmesinde değil, aynı zamanda onun Somali açıklarındaki haydutluğa ilişkin bir takım güvenlik konseyi çözümlerinin kabulündeki liderlik rolünde ve haydutlukla ilgili yasal sorunlara yeni Özel Danışman ataması gibi birçok uygulamada kendini göstermektedir.

IMO son otuz yıldır deniz haydutluğu sorunlarıyla mücadele ediyor.1980’lerin başında ilk dikkatimizi çeken Gine Körfezi olurken,1990’ların sonları ve 21. Yüzyılın başlarında odak konumuz Güney Çin Denizi, Malakka Boğazı ve Singapur gibi sıcak noktalar olmuştur. Boğazları ve endüstriyi kullanan kıyı hükümetlerinin de işbirliği ve desteği ile geliştirilen ve yürütülen önlemler yoluyla, bu bölgedeki haydutluğu önemli ölçüde azaltmaya yardımcı olmuş bulunmaktayız.

Ancak, sorun kendini dünyanın farklı yerlerinde özellikle de Somali açıklarında, Aden körfezinde ve Hint Okyanusunun birçok noktasında göstermektedir. Başka yerlerde kazanılan deneyimi ve ulaşılan başarıları mevcut bölgelerdeki haydutluğu önemli derecede azaltma konusunda kullanabileceğimize inanıyoruz, fakat bunu yapmak iyi planlanmış bir müdahaleyi gerektirmektedir.

Küresel bir çaba sergileyecek, haydutluk karşıtı faaliyetleri güçlendirecek bir hareket planı için denizcilik sektörü, denizcilerin temsilcileri ve diğer paydaşlarla sıkı bir işbirliği geliştirdik. 2011 ve sonrasında tüm paydaşlarımızın gerekli olduğunda desteklemesini beklediğimiz altı öncelikli hedef belirledik.

Bunlar;

1. Haydutlarca tutulan bütün rehinelerin serbest bırakılmalarını sağlama amacıyla politik alanda baskıyı artırmak
2. İdarelere ve denizcilere yönelik IMO yönlendirmelerini yeniden gözden geçirip geliştirmek ve gemilerce izlenmesi gereken sektör yönetim uygulamaları ve önleyici, sakınıcı ve korumacı önlemlerle uyumlu hale getirmek
3. Deniz kuvvetleriyle daha iyi koordinasyon ve ordudan daha çok destek elde etme çabalarını ilerletmek
4. Ülkeler, bölgeler, kurumlar ve sektör arası haydutluk karşıtı işbirliği prosedürlerini ve koordinasyonunu geliştirmek
5. Haydutlukla başı dertte olan bölgeler ve diğer yerlerde gemilere karşı haydutluk ve silahlı soygun suçu işleyenleri caydırıcı, yasaklayıcı ve adalete teslim edici çabalarında devletlere kapasite oluşturma yardımında bulunmak
6. Haydutlarca saldırıya uğrayan veya kaçırılan denizcilerle ailelerine travma sonrası destek ve bakım sağlamak

Bu çabalarımızın temelinde, Somali problemine bir çözüm bulmak ve böylece haydutlarca rehin tutulan denizcilerin ve diğerlerinin serbest bırakılmalarını kolaylaştırma ve hızlandırma amacıyla politik düzeyde çalışma yürütme ihtiyacı yatmaktadır.

Somali’nin politik problemini çözme ve ülkede istikrar koşulları oluşturma süreci uzun olabilir ve çözüm hemen yakınımızda bulunmayabilir olsa da bu Birleşmiş Milletlerin izlemesi gereken bir konu olup, ne IMO’nun ne de denizcilik camiasının bu konuda önemli bir rolü bulunmamaktadır. Ancak, haydut saldırılarının masum kurbanlarının kabul edilemez durumlarına dünyanın dikkatini çekmek, bu kurbanların serbest kalmalarını hızlandırmak için eyleme geçilmesi adına gerekli tetiklemenin oluşumunda yardımcı olabilir.

Böylelikle, Uluslararası Emniyetli Yönetim Kodu (ISM) ve Uluslararası Gemi ve Liman Tesisi Güvenlik Kodu (ISPS)’nun gereklerine titizlikle uyarak, IMO’nun ve sektörün en iyi yönetim uygulamalarının rehberliğinde, IMO’nun gelişim ve genişlemesi yoluyla, olası bir haydut saldırısında gemi personeline yakınlarda demirlemiş savaş gemilerine nasıl ulaşacaklarını öğreterek; IMO ve sektör tarafından getirilen önleyici tedbirlerin nasıl uygulanacağını gemi personeline tecrübe ettirerek; bunun dışında, aynı bölgede aynı güzel amaç için bir araya gelmiş pek çok sayıdaki ülkenin savaş gemileri arasındaki işbirliğinin özelliklerinin belirlediği eşgüdüm sağlanarak haydutluk faaliyetlerinin bulunduğu alanlarda insanların, gemilerin ve yüklerin korunmasına ara vermeksizin devam edilmeli, aynı zamanda Aden Körfezi gibi stratejik öneme ve ayrıcalığa sahip deniz ticaret yollarının bütünlüğü de sağlanmalıdır.

2011 yılı içinde, bilgi paylaşımı, askeri ve sivil çabaların koordinasyonu ve IMO’nun yönlendiriciliğinde oluşturulan Djibouti Uygulama Kodu benzeri yerel inisiyatiflerin oluşturulması ve uygulanması yoluyla, gemilere yapılan saldırıların önlenmesi ve azaltılması amaçlı çalışmalarımızda ülkeler, bölgeler ve kurumlar arası işbirliğini daha da geliştirmeyi düşünüyoruz.

Ayrıca, deniz haydutlarının etkisi altındaki bölgelerde yerleşik ülkelere, caydırıcı, önleyici ve haydutluk faaliyetine karışmış olanları yargılayıcı çalışmalarda yapı ve kapasite oluşturmaları, böylece deniz hukukunun işlerliği ve denizde can güvenliğinin sağlanması amaçlı çabalarında yardımcı olacağız. Bu konudaki yardımımız, aynı zamanda, bu ülkelerin kendi deniz hukuku uygulamalarını ve deniz kaynaklarının korunması çabalarını geliştirerek, deniz haydutluğunun temel nedenleri ile de mücadeleye katkı sağlayacaktır.

Somali konusu özelinde, (kıyı denetleme ve yasal yaptırım gücü oluşturma dahil) Afrika’nın her iki kıyı şeridinde zamanla genel haydutluk sorununa olumlu etkilerde bulunarak, istikrarın elde edilmesinde mümkün olan her alanda katkıda bulunma düşüncesindeyiz.

Ve serbest bırakılan denizcilerin ve ailelerinin travma sonrası süreçte de ilgi ve bakım görmelerinin sağlanması için devletlerle ve sektörle işbirliği çabalarımızı sürdüreceğiz.

Halihazırda üzerine eklemelerde bulunulacak güzel gelişmeler bulunmaktadır. Bir güvenlik konseyi kararı çerçevesinde oluşturulan Somali Kıyı Haydutluğu İletişim Grubu, ülkeler, sektör ve kuruluşlar arası geliştirilmiş koordinasyona ilişkin ortak gündemimiz konusunda geliştirici birçok çalışma yapmış bulunmaktadır. Djibouti Uygulama Kodu aracılığıyla Djibouti’de yerel eğitim merkezine ek olarak Yemen’de, Kenya’da ve Birleşik Tanzanya Cumhuriyeti’nde bilgi paylaşım merkezleri oluşturuyoruz. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Bürosu ile ortak çalışmamızda, İletişim Grubunun da amaçlarından biri olan, haydutların yargılanmaları süreçlerinde gerekli yasal çerçevenin geliştirilmesinde bölgedeki devletlere yardımcı oluyoruz. Bölgedeki Devletlere, etkili haydutluk karşıtı operasyonlar düzenlemelerini sağlayacak yeterli altyapı oluşturma ve geliştirmelerinde yardımcı olma amacı doğrultusunda bu inisiyatife en büyük önceliği vermeyi sürdüreceğiz.

Ancak, istatistiklerin acı bir şekilde gösterdiği gibi gemilere yönelik haydutluk ve silahlı soygun bir gerçek olarak ve denizleri barışçıl amaçlarla kullanmak isteyenler karşısında bir tehlike olarak varlığını sürdürmektedir. Haydutluk, deniz taşımacılığını taciz etmeyi sürdürdükçe, Dünya Gıda Programınca kiralanan gemilerde taşınan insani yardın kritik teslimatını tehlikeye atarak ve gemileri ve denizcileri bile kaçırırken, şimdiye dek elde edilen başarılardan mutlu da olamayız gurur da duyamayız. Bu yıl, çabalarımızı ikiye katlamaya, günümüz deniz haydutluğuna karşı daha geniş ve evrensel tepki oluşturmaya kararlıyız. Deniz haydutluğunu ebediyen tarihe gömme nihai hedefine varmak için, kaçırılan gemilerden elde edilen paranın takibi ve işlemlerin engellenmesi dahil yapılması gereken çok şey bulunmaktadır. 2011 teması seçimimizin farklılık yaratabilecek, herkesin çabalarını yoğunlaştırabilecekleri uygun bir ortak nokta oluşturmasını umuyoruz.

Bugün burada bulunmamız, yapmakta olduğumuz ve yapmayı düşündüğümüz çalışmalarda tetikleyici ve destekleyici özellik taşımaktadır. Bunun için sizlere teşekkür ediyorum.

Bu arada, düşüncelerimiz ve dualarımız şu anda haydutların elinde bulunan denizcilerle beraberdir. Dileğimiz tümünün sağ salim serbest bırakılıp en kısa zamanda ailelerine dönmeleridir.

denizhaber.com.tr

GÜNCEL Haberleri

Ege ve Akdeniz'de Balıkçılığı İzleme Çalışmaları Muğla'da Devam Ediyor
Bodrum-Kaş Arası Denizlerde Fırtına Uyarısı
Türkiye’nin En Büyük Balıkçı Barınağının Yüzde 70'i Tamamlandı
Deprem Bölgesinde Görevini Tamamlayan Yaşam Gemisi Yalova'da Bakıma Alındı
Ege Denizi İçin "Sarı" Uyarı