TMMOB Gemi Makineleri İşletme Mühendisleri Odası yönetim kurulu, Irini operasyonu tarafından Türk gemisi MV Roseline A'nın aranmasını protesto eden bir açıklama yayımladı. Oda yönetim kurulu yaşanan olayı haydutluk olarak niteledi.
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
Kadim bir mesleği icra eden denizciler, doğa ile mücadelelerinin yanı sıra son 20 yıldır deniz haydutları ile uğraşırken, 2020 yılında da Covid 19 kısıtlamalarıyla mücadeleye başlamıştır. Tüm bu güçlüklere rağmen, pandemi sürecinde insanlığın ihtiyacı olan yüklerin %85’ini kesintisiz olarak büyük özveri ile taşımaya devam eden denizciler 2020 yılında IMO tarafından dünyanın anahtar çalışanları olarak ilan edilmiştir. Öte yandan denizcilerin önemi ve hakkettikleri ayrıcalıklar hala tam olarak anlaşılamamaktadır. Her yeni güne yeni kural, düzenleme ve kısıtlamalarla gözlerini açarken, onları gemilere mahkûm eden pandemi uygulamaları, vize kısıtlamaları ve evlerine dönüş zorlukları ile baş başa ve yalnız bırakıyoruz. Tek özgürlük alanı açık denizler olan, aklı ve tecrübeleri dışında hiçbir savunması olmayan bu denizciler şimdi de Birleşmiş Milletler kararlarının arkasına saklanan resmi silahlı haydutların tehdidi ile karşı karşıyadır.
22 Kasım 2020 tarihinde Akdeniz’in özgür sularında profesyonel olarak mesleğini icra eden denizciler meslek hayatları boyunca anlatacakları, nesilden nesillere aktarılacak bir zorbalıkla karşılaşmışlardır. Kendisini EU WARSHIP olarak tanıtan Hamburg isimli Alman savaş gemisi bir ticaret gemisini durdurup silahlı komandolarıyla gemiye çıkıp mürettebatı esir almış, gemide ticari konteynerleri açtırtarak aramalar yapmış, 16 saat boyunca gemide terör estirmiştir. Bu gemideki denizciler, bunların aileleri, arkadaşları ve denizcilik camiası tüm olup bitenleri büyük bir infial ile izlemiştir.
Bu dünya hepimizin ve güvenliğinden elbette ki hepimiz sorumluyuz. Akdeniz ülkelerindeki iç karışıklıklar tüm Akdeniz’e komşu ülkeleri tehdit ettiği fikrine de katılmamak mümkün değildir. Bu nedenledir ki Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi BMGK 2292 (2016) sayılı kararı şüphelenilen gemilerin aranabileceğini ifade etmektedir. Bu tedbirler tüm denizciler tarafından da kabul edilebilir ve makul tedbirler olarak düşünülmektedir. Ancak, BMGK 2292 (2016) sayılı kararına göre bir gemide arama yapılabilmesi için belirli şartların oluşması gerekmektedir. Bu şartların en önemlileri “makul bir gerekçe” olması ve “bayrak devletinin izninin” olmasıdır. 22 Kasım 2020 tarihinde AB'ye bağlı EUNAVFOR karargâhı talimatıyla ticari bir geminin aranması olayı, BMGK 2292 (2016) şartlarının oluşmadan gerçekleştirilmiş olmasından dolayı tam bir “haydutluk” olayı olarak değerlendirilmektedir.
Öte yandan bu kararı uygulama konusuna görevlendirilen unsurların ve tarafların sorumsuzca, keyfi ve iyi niyetli olmayan davranışlarının sorgulanması gerektiğine inanıyoruz. Bu haydutluk olayı, EUNAVFOR’un görevini kötüye kullanması olarak ifade edilebileceği gibi bir provokasyon ve Birleşmiş Milletler Kuralları’ nın ihlali anlamına da gelmektedir. Ticari bir geminin özgür geçiş hakkını kullandığı açık denizlerde, BMGK 2292 (2016) sayılı kararındaki arama koşulları oluşmadan, zorla, izinsiz, hukuksuz ve keyfi bir şekilde açık denizde durdurmak, üzerine silahlı güçleri göndererek gemiadamlarının 16 saat boyunca esir alınması kabul edilebilir değildir.
Bu sebeplerden dolayı, TMMOB Gemi Makineleri İşletme Mühendisleri Odası olarak meslektaşlarımızın ticari bir gemide mesleklerini icra ettiği bir sırada durdurulup esir alınmasını, kendilerine yapılan kötü muameleleri, onların çalışma huzurlarının bozulmasını protesto ediyor, temsil ettiğimiz denizcilik mesleği mensupları ve aileleri adına EUNAVFOR’un yetki aşımını ve Irini Operasyon görevinin kötüye kullanımının soruşturulmasını talep ediyoruz.
Vira Haber