Teoman Mustafa Akyol, Türkiye’de denizcilik sektörünün istikbalinin daha fazla profesyonelleşmede olduğuna inanmış bir isim. Akyol bu profesyonelleşmeyi kesinlikle insani değerlerden uzak sadece çıkar eksenli bir profesyonelleşme olarak görmüyor aksine “Tüm denizcilik faaliyetlerimizin özü insandır. Her şey insan için her şey insana göre” diyerek Vento’nun insan odaklı bir stratejisinin olduğunun altını çiziyor. Ayrıca sektördeki ekonomik bulanıklık konusunda da çok umutlu olan Akyol ekonomik iyileşme için 2015 yılını işaret ediyor. Vira’nın bu ay ki sayısında Vento Denizcilik firmasının genel müdürü Teoman Mustafa Akyol’la şirketinin denizcilik konusundaki vizyonunu ve Türkiye denizcilik sektörünün istikbalini konuştuk.
Teoman Bey, öncelikle bize kendinizi tanıtır mısınız?
1973 yılında İstanbul / Ortaköy’de doğdum. İlkokul, ortaokul, lise ve yüksek lisans eğitimimi İstanbul da tamamladım. 1995 yılında yüksek öğretimi bitirdikten hemen sonra; askerlik görevimi İzmir’de TCG SİVRİHİSAR gemisinde icra ettim. 1996 – 2002 yılları arasın da özel sektör armatör firmalarına ait gemilerde; vardiya mühendisliği, 2.Mühendis ve Başmühendis olarak görev yaptım. 2002-2012 yılları arasında yine çeşitli denizcilik şirketlerinde yönetici ve üst düzey yönetici olarak görev aldım. Evli ve iki kız çocuğu sahibi bir baba olarak halen İstanbul ‘ un denizle iç içe olan kıyı semti Çengelköy’de ikamet etmekteyim. 2012 Nisan ayında meslektaşım olan Kaptan Seçkin YILMAZ ile kurmuş olduğumuz Vento Deniz İşletmeleri ve Tic.Ltd.Şti’de Genel Müdür ve Teknik Müdür olarak denize ve denizciliğe hizmet etmeye devam ediyorum.
Denizcilik sektörüyle tanışmanız nasıl gerçekleşti?
Ailemde fazlasıyla subay ve denizde çalışmış olan akrabalarım mevcuttu. Ortaokul dönemim de tüm hayalim deniz subayı olmaktı. Siz de takdir edersiniz ki tüm yaşamı deniz kenarın da geçmiş ve deniz ile iç içe büyümüş biri olarak denizle tanışmamış olmak mümkün değil. Küçük bir çocukken yapmış olduğum haylazlık nedeniyle sol kolumda oluşan bir yara izinden dolayı maalesef askeri liseye giremedim. Fakat daha sonra tüm öğrenim yaşantım denizcilik ve denizciliğe bağlı olan mühendislik okullarında geçti. 1996 yılında ilk gemim olan MV Mina Çebi gemisinde 4.Mühendis olarak denizcilik sektörüne ilk adımımı attım.
Denizcilik kariyerinizden bahseder misiniz?
1996 – 2001 yılları arasında sırasıyla Kaptan Çebi Metal ve Yardımcı Denizcilik firmalarında; vardiya mühendisliği, 2.mühendislik ve son olarak başmühendislik yaptım. Hali hazırda uzak yol başmühendis yeterliliğine sahibim. Bu işe başlarken tüm hayalim Baş Mühendislik görevinden sonra karada yönetici pozisyonunda çalışmaktı. Bu doğrultuda 2002-2008 yılları arasında YILMAR Denizcilikte Personel Müdürlüğü, Makine Enspektörlüğü ve DPA yardımcılığı görevlerinde bulundum.2008 – 2010 yılları arasında kuruluşun da bulunduğum Orca Denizcilikte Teknik Müdür ve DPA olarak görev yaptım. 2010-2012 yılları arasında da yine denizcilik bölümünün kuruluşun da bulunduğum SAFİ Denizcilik’te İşletme Müdürü / Teknik Müdür / DPA ve Yeni İnşa proje koordinatörlüğü görevlerinde bulundum. Son olarak ta 2012 Nisan ayında meslektaşım olan ortağım Kaptan Seçkin Yılmaz ile VENTO Denizciliği kurduk.
Vento Denizcilik olarak hangi alanlarda ne tür hizmetler veriyorsunuz?
Çok genel anlamda danışmanlık hizmetleri verdiğimizi söyleyebilirim. Denizcilik sektörü, diğer tüm sektörlerden çok daha uluslararası bir sektördür. Bu nedenle teknoloji, iletişim ve bilgiye diğer tüm sektörlerden fazla gereksinim duyar. Ama denizciliği, diğer sektörlerden ayıran temel özellik deneyime de aynı şekilde gereksinim duymasıdır. Tüm bu gerçekler doğrultusunda örgütlenmiş şirketimizde denizcilik, işletme ve teknik bilgi birikimi ile deneyimi aynı oranda önemsenerek harmanlamıştır. Bu bağlamda; denizcilik sektörüne yatırım yapmak isteyen müteşebbislere uygun gemi seçimi, seçilen geminin yeni inşa şartları ya da ikinci elden alımı, gemi alımı öncesi teknik ve kondüsyon sörveyleri, yatırımın geri dönüş sürecini de kapsayan mali ve navlun piyasası analizleri, bayrak çekimi ve tescil işlemleri, sörvey, sertifikalandırma ve sefere hazırlama gibi işlerde danışmanlık ya da bu işlemlerin yatırımcı adına yapılması gibi hizmetler veriyoruz.
Teknik olarak da danışmanlık hizmeti veriyor musunuz?
Deniz ticaretinin en önemli kısmı ve şirketimizin faaliyet alanları içinde ön sıralarda yer alan bölümü deniz taşımacılığıdır. Taşımacılığın da birinci öğesi gemidir. Tek başına geminin varlığı taşımacılık açısından bir şey ifade etmez. Var olan geminin, klasik deyimle pervanesinin dönmesi, tüm uluslararası ve ulusal kurallara uygun donatılması, denize, yola ve yüke elverişli tutulması işin olmazsa olmazlarıdır. Bu gerçekten hareketle, şirketimiz teknik departmanı, tüm bu işlerin ve denizde karşılaşılması muhtemel diğer teknik sorunların üstesinden gelecek bilgi birikimi ve deniz deneyimine sahip kişilerden oluşmuştur. Bu alanda; gemi yönetimi, gemilerin tekne, makine tamir ve bakımları ile gemilerin havuzlanması hizmetleri vermekteyiz. Ayrıca, gemilerin satın alınması öncesi, teknik inceleme ve sörvey hizmetleri ile Türkiye'de tamir bakım hizmetlerini yapacak armatörlerle tersaneler arasında karşılıklı hak ve menfaatleri koruyacak şekilde aracılık hizmetleri de yapmaktayız. Yine yeni inşa gemi danışmanlığı da verdiğimiz hizmetler arasında. Bu kapsamda idari sözleşme kapsamı hizmetler, dizayn incelemesi, inşa ve teslim sürecindeki tüm hizmetler ile garanti süresinin izlenmesi de yaptığımız işler arasında yer alıyor. Şirketimizde gemi işletmeciliği de önemli çalışma alanlarımızdan biridir. Özellikle, dökme yük gemi işletmeciliği ihtisas alanımız olup, bu konuda oldukça iddialı şirketlerden biriyiz. İşletmeciliğin teknik ve ticari boyutunu aynı anda, uluslararası ve ulusal konvansiyonların ve uluslararası ticari rekabet şartlarının gerektirdiği ilkelerle yapmaktayız. Temel felsefemiz, “denizde can ve mal güvenliği ve deniz çevresinin korunması” ile ticari kazancın aynı şekilde önemsenmesidir. Bu anlayışla, amacımız, işletmeciliğini yaptığımız gemilerin ekonomik ömrünü maksimize ederken, liman ve bayrak devleti kontrollerinde sorun yaşamamak, bu şekilde ticari kayba uğramamak ve tüm bunları vaktinde yapılmış planlı bakımla minimum giderlerle sağlamaktır. Ayrıca gemi kiralama ve brokerlik konularında da hizmet veriyoruz.
Vento Denizcilik'i müşterileri için özel kılan nedir?
Bizler denizi yaşam alanı olarak görüyor ve şirket olarak, gemi işletmeciliği, brokerlik ve yeni gemi inşa danışmanlığı başta olmak üzere denizcilik sektörünün her alanında üstün kalite hizmet sunuyoruz. Ancak bize göre deniz, ticaret ve taşımacılıktan öte bir anlam ifade ediyor. Şirketimiz için denizcilik faaliyetleri; asla günü birlik ve sadece ticari hedefler içeren faaliyetler değildir. Tüm denizcilik faaliyetlerimizin özü insandır. Her şey insan için her şey insana göre.
Denizcilik faaliyetlerimiz, istikrar içinde büyümeyi, ancak bu hedefe ulaşırken insana, emeğe, hizmet sunduğumuz ve hizmet aldığımız her kesime saygı ilkesiyle, “denizin normal rizikoları” dışında herhangi bir risk almadan, can ve mal güvenliğini koruyan, deniz ve çevre bilincini yükselten, denizleri ve tüm çevreyi gelecek kuşaklara temiz olarak sunabilmeyi hedefleyen bir anlayış içinde sürdürülmektedir. Genel olarak bilim ve teknolojideki gelişmeleri, özel olarak denizcilik alanındaki tüm yeni gelişmeleri yakından izlemek, şirket çalışmalarımızda ve gemilerimizde bu teknolojiden yararlanmak, gençliğin enerjisi ve dinamizmini ile deneyimleri bir potada eriterek geleceğe istikrar ve güvenle bakmayı hedeflemekteyiz. Bu kapsamda, şirketimiz denizcilik sektörünün her alanında, bugün olduğu gibi, gelecekte de hizmet sunacaktır.
VENTO olarak, şirketimiz her zaman “ilk”leri gerçekleştiren, gençler için teorik bilgi ve pratiğin birleşeceği ikinci bir okul, ofis ve deniz personeli için ise "ilk müdürlük", "ilk zabitlik", hatta "ilk kaptanlık” ve “başmühendislik" görevlerini üstlenen bir rehber olmaktan vazgeçmeyecek ve bunlardan insanî/meslekî uyum yakaladıklarımızla yola hep birlikte devam edeceğiz.
Deniz kültürünü Türkiye’de geliştirmek için neler yapılabilir?
Deniz kültürünü geliştirmek, şüphesiz ki denizci yetiştiren kurumların geliştirilmesiyle olacaktır. Bunun için de öncelikle lise, üniversite ve özel kurslarda verilen eğitimlerde işin bilgi kısmının yanında, denizcilik örf ve adetlerinin öğrencilere en iyi şekilde benimsetilmesi amaçlanmalıdır. Günümüzde bu mesleğin eğitimini veren kurumların sayısı fazla olsa da, bu kurumlarda eğitim verecek yeterli sayıda branş öğretmeni ne yazık ki bulunmamaktadır. Ayrıca açılan tüm okul ve kursların belirli bir çatı altın da toplanması ve uluslararası standartlarda denetimlerinin yapılması kaliteyi yükseltmek ve gelişim de bir adım daha ileri gitmemize yol açacaktır. Yine bu alanda yapılacak iyileştirmeler ve yatırımlar, deniz kültürüne büyük katkı sağlayacaktır.
Aynı zamanda sektörün ne gibi eksiklikleri var?
Genel olarak denizcilik sektöründeki en büyük sorun arz ve talep miktarlarının aynı oranda olmamasıdır. Gemi sayısının fazla olması navlun fiyatlarını düşürmekte bu da armatörün maddi açıdan sıkıntı yaşamasına sebep olmaktadır. Yaşanan maddi sıkıntılar, gemilerin bakım-tutumu, teknik ekipmanlar ve personel donanımı açısından ne yazık ki kaliteyi düşürmektedir. Bu gibi sorunların yaşanmaması için firmaların sağlam adımlarla büyümeye gitmesi ve ‘ günü kurtarma ’ odaklı değil, geleceğe yönelik ve kalite odaklı planlamalar yapması gerekmektedir.
Sektörün gemi inşa kısmına geldiğimizde ise hala pastadan yeterli payın alınamadığını söyleyebiliriz. 2008 yılının son zamanlarındaki kriz sonrası talepler her geçen yıl düşmüş ve önümüzdeki dönemlerde de düşeceği öngörülmektedir. Azalan talepten pay alınmak isteniyorsa Çin, Güney Kore, Almanya gibi gemi inşa piyasasında önde gelen ülkelerle rekabet edebilecek seviyeye ulaşılmalıdır. Bunun için de tersanelerdeki maliyetler mümkün olduğunca aza indirilmeli, işgücü verimli kullanılmalı ancak bunlar yapılırken çalışma koşulları ve iş güvenliği hususlarına yeteri kadar önem verilmelidir. Özellikle iş güvenliği konusunda geçmişten ders alınmalı ve aynı hatalar tekrarlanmamalıdır. Tabii tüm bunların yanında ilgili bakanlıkların ve devlet büyüklerimizin bu sektör için teşvik ve destekleri de ayrı bir önem taşımaktadır. Öte yandan Türk deniz ticaret filosunun yaşlı olması da sektör için bir eksiklik olarak görülebilir…
Denizcilik Federasyonu Başkanı Bülend Temur yakın zamanda, “Herkes sektördeki ekonomik bulanıklığın yakın zamanda iyiye gideceğini söylüyor, ama her geçen yıl daha kötüye gidiyor. Bence yakın zamanda da iyiye gitmeyecek” şeklinde bir açıklama yaptı. Peki, siz denizcilik sektörünün geleceği için neler düşünüyorsunuz?
Öncelikle Sn.Bülend Temur ağabeyimizin sektör içerisinde ki saygın büyüklerimizden birisi olduğunu söylemek isterim. Görüşlerine saygı duymakla birlikte üzülerek katılmadığımı belirtmek isterim. Dünya piyasalarında ki ticaret hacminin küçüldüğü ve bu küçülmenin denizciliğe olumsuz yansıdığı doğrudur. Fakat son zamanlar da yapılan özelleştirme ihalelerine bakıldığın da ülkemiz de ve dünya da birçok limanın yatırım amaçlı olarak yeniden yapılandırılması ve geliştirilmesi amaçlı satışları yapılmaktadır. Limancılık kısa sürede popüler yatırım olmaya başladı. Limanların yenilenmesi bile geleceğe olumlu bakmamıza sebep olacaktır. Eski gemilerin elden çıkması, yeni kural ve prosedürlerin eksiksiz karşılanması ile işletilecek olan belirli yaş üstü bakımlı gemilerin ticaret hacminin genişlemesi ile tekrar dan dan sektörü iyi hale getireceği kanaatindeyim. 2015 yılının ikinci yarısında sektördeki ekonomik bulanıklığın iyiye gideceğini umut ediyoruz.
Vento’nun ileriye dönük planları nelerdir? Başka alanlarda da yatırımlar yapmayı düşünüyor musunuz?
Vento denizcilik olarak öncelikli planımız gemi işletmeciliğini butik ve popüler tarzda layık olduğu yere taşımak, mevcut işletmedeki gemilerimize yenilerini eklemek. Şirket bünyemize kendimize ait olan gemiler alarak işletmecilikle birlikte armatör olma yolunda adımlar atmak. Sektörün içinde bulunduğu şartlar neticesin de özellikle yurt dışı bankaların ihale yolu ile satışa çıkardığı ellerindeki gemi ihalelerine katılmak. Gemi inşa sektörünün açılmasına müteakip olarak yurt dışı bağlantılarımız yardımıyla çeşitli ekipman distribütörlüğü antlaşmalarımızı imza altına almak ve güncel yenilikleri takip ederek hep bir adım önde olmak.
Yaptığınız işi sevmeniz için ne gibi sebepleriniz var?
Yaşamım boyunca deniz ile iç içe olduğum için. Denizci olmayı her şeyden önce önemli bir kavram olarak gördüğüm için. Adam gibi adam olmayı ve ayakta tek başına dimdik durmayı öğrettiğini için. Zamanla elde ettiğim bilgileri sırası geldiğinde denizde bir tehlike ve sorunla karşılaşanlara yardımcı olmaya ilke edinmemi ve bunun bilincinde olmamı öğrettiği için. Üzerinde yaşadığım doğayı, deniz ve kıyı çevresini sevmek, zarar vermemek ve korumakla yükümlü bir kişi olmak sorumluluğu hissettiğim için. Denizciliği bir kültür ve yaşam tarzı seçtiğim, buna saygı duyduğum, özen gösterdiğim için; Denizi ve denizciliği sevmek için önce denizi iyi tanıdığım için... Çünkü tanımadığımız bir şeyi sevemeyiz. Sevemediğimiz hiçbir şeyi de koruyamayız. Son olarak ta zoru sevdiğim için yaptığım işi seviyorum diyebilirim.
Denizle kişisel olarak aranız nasıl?
Hayatı ve tüm yaşanmışlıkları bir boğaz kıyısında yaşamış biri olarak; yüzmeyi Kuruçeşme ve aşiyan sularında öğrenen birinin deniz ile arasının kötü olması düşünülemez. Şairin de dediği gibi;
Denize soktum elimi,
Denize soktum burnumu, ağzımı...
Denize soktum kalbimi, sevgimi…
Çok istersen bir şeyi,
Hani kırk kere söylersen,
Olurmuş yaaaa! Oldu işte...
Deniz önce kalbime girdi,
Sonra düşlerime…
İçim, deniz oldu…
Kalbim, deniz oldu...
Tuz oldum, soğudum buz oldum...
Ve hala Deniz olunmalı Kızım…
Ve hala Deniz olunmalı Oğlum…
Ve hala Deniz Olunmalı Sevdiceğim...
Denizi Sevdim ben
virahaber.com