Öncelikle sizin ve Bulutlu Marine’nin yol hikayesini kısaca öğrenebilir miyiz?
1998 yılında İTÜ Denizcilik Fakültesi Gemi Makineleri İşletme Mühendisliği’nden mezun oldum. Daha Sonra Southampton Solent Üniversitesi’nde “Münhasır Ekonomi” üzerine master yaptım. Döndükten sonra sektörde çeşitli kademelerde çalıştım. Sörvey, tersane, satın alma gibi tecrübelerim oldu. Yardımcı ve Med Marine’de çalıştım. Kimyasal tanker ve römorkör inşalarında tecrübe kazandım. Kendi şirketimi açmadan beş yıl İsveçli bir firmada satış departmanında çalıştım. Bu firma daha sonra Caterpillar tarafından satın alındı. Mayıs 2014’te de Bulutlu Marine’i açtık. Bir senedir faaliyet gösteriyoruz.
Bulutlu Marine nasıl bir şirket?
Faaliyetlerimizi iki kola ayırabiliriz. Birinci kol olarak, yurt dışındaki uluslararası firmaların Türkiye temsilciliğini yapıyoruz. Şu anda bu alanda iki firmayla çalışıyoruz. Pervane şaftı, kilitleme, döndürme, frenleme üzerine hizmet veren İsveçli bir firma. Bu ürünlerin Avrupa temsilcileriyiz. İkinci temsilciliğimiz de güç iletkenleri üreten Alman bir firma. Bunların da hem marine, hem de endüstriyel satışlarını gerçekleştiriyoruz. Direk olarak şanzıman ve şaft üreticilerine hizmet sunuyoruz.
Şirketin ikinci kolu ise; danışmanlık, brokerlik ve gözetmenlik hizmetleri. Danışmanlık olarak şu anda Cemre Tersanesi’nde dört tane balıkçı gemisi yapılıyor, bu konuda Samherji Firması’nın Türkiye temsilcisiyiz. Kendilerine Cemre Tersanesi’nde danışmanlık ve gözetmenlik hizmeti veriyoruz. Brokerlik için de üzerine çalıştığımız çok sıcak projelerimiz var, ancak şu anda henüz gerçekleşen bir şey yok. Yeni kurulan bir firma olduğumuz için yeni yeni büyümekteyiz.
Gelecek planlarınızdan bahseder misiniz?
Şu anda şirket büyüme içerisinde. Temsilcilik üzerine çok fazla yönelmeyi düşünmüyoruz. Teknik satışa daha fazla önem veriyoruz. Teklifi alıp müşteriye iletmekten ziyade, onlara bir değer katmak istiyoruz. Bu değerin de teknik çözüm olacağına inanıyoruz. Piyasada da böyle bir ihtiyaç söz konusu. Biz kendi katma değerimizi işe katarak, tersaneye dönüş sağlamak istiyoruz. Tersanelerin projelerine değer katma amacındayız. Çünkü bütçesel olarak da armatörlere verdiğiniz teklifler yüksek olduğu zaman onlar da otomatik olarak yurt dışına yöneliyorlar.
Şuan gemi inşada bir daralma var, neredeyse sadece spesifik gemiler üretiliyor. Tankerlerde de bir yükselme var. Tuzla ve Yalova’da yeni siparişler alınıyor. Yakıt fiyatlarının dip olması nedeniyle off-shore sektöründe yeni sipariş alınamıyor. Eylül- Ekim’den sonra Rusya’da bir ilerleme olacağını düşünüyorum. Rusya gemi inşada armatöre yüzde 30 oranında destek paketinden bahsediyor. Buradaki destek sadece Rusya’daki tersanelerde gerçekleşecek. Rus tersaneleri bizim imalatçı firmalarımızla yakın ilişki içindeler. Çin’de de armatörlere destek veriliyor, İspanya’da da öyle. Yakıt fiyatlarındaki düşüşten dolayı Kuzey Avrupa’daki tersaneler, balıkçı gemilerine yönelmekteler. Şuan bazı armatörler Türkiye’den teklif almadan yurt dışıyla kontrat yapıyorlar. Bu noktada devlet desteğinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Koster filosunun yenilenmesiyle ilgili olacak gelişmeler çok yavaş ilerliyor. Sektör bundan etkileniyor. Bizim amacımız birkaç temsilcilik alıp, teknik çözüm ve katma değer yaratarak ilerlemek. Sadece Türkiye’de değil, Karadeniz ve Akdeniz’de yapılacak gemi inşalarda gözetmenlik hizmeti verebiliyoruz. Bu konulara ağırlık vermeyi düşünüyoruz.
Yeni bir firmasınız, kriz sizi de etkiledi mi?
Yeni bir firma olduğumuz için fazla etkilenmedik. 2015 yılında daha yavaş seyrediyor. Global ticaret ve devletlerin duruşu da çok önemli. Dünya ticaretinin yüzde 95’i deniz yoluyla yapılıyor. 2016’nın ikinci çeyreğinden sonra yükseliş bekliyorum. Özellikle LNG gemilerinde. Yakıt fiyatlarının da 2016’nın ikinci çeyreğinde 80 dolar civarında yükseleceğini düşünüyorum. Dünya filosundaki fazlalık hala devam ediyor. Spesifik gemiye her zaman ihtiyaç var.
Son olarak sektörde eksik gördüğünüz noktalar neler?
Öncelikle yetişmiş kalifiye personel açığımız bulunuyor. Birçok okul açıldı. 2008 krizinden sonra mühendislerin bir bölümü farklı iş kollarına yöneldiler. Onları tekrar geri kazanmak gerekiyor. Devletin sigorta primlerinde teşvik vermesi gerektiğini düşünüyorum. Tersanelerin en büyük eksikliği pazarlama yapmamaları. Yurt dışında birçok tersane fuarlara katılıyor. Ama pasif ağırlıklı ilerliyorlar. Benim her hafta seyahatim oluyor, çünkü gezmeden olmuyor. Müşteri sizin ayağınıza gelmiyor. Türk gemi inşa sanayi belli bir noktaya kadar iyi durumda. Özellikle konumumuz çok iyi. Uzakdoğu’ya göre fazla fiyat farkı olmadığı sürece bizi tercih ediyorlar. Belli tonaja kadar kalitemiz iyi. Lojistik olarak daha yakınız, kalitemiz de Çin’den daha iyi. Uzakdoğu’ya göre dil avantajımız da söz konusu. Dil ve vize problemi devam ediyor. Gemi inşa olarak orta seviyede olduğumuzu söyleyebilirim.
virahaber.com