Quattro Yatçılık, Avrupa'da uygulanmakta olan 'denizde devremülk' sistemini Türkiye'de de başlatıyor. Personel, bakım ve vergi gibi masrafları ödemek istemeyenlere yatlar devremülk sistemiyle satılıyor. Beş yıllık satın almanın fiyatının 75-150 bin Euro arasında değiştiğini belirten firmanın sahibi Sedat Aktaş, "Hedefimiz 200 aile. 40 aileye ulaştık." dedi.
Tüm mürettebatın kadın olduğu teknelerle bayanlara ve ailelere özel turlar düzenleyen Quattro Yatçılık'ın sahibi Sedat Aktaş bu yıl denizde devremülk dönemini başlattı. 40 ailenin şimdiden kiraladığı tekneler mayıs ayında Göcek Limanı'ndan denize açılacak. Avrupa'da yaygın şekilde uygulanan denizde devremülk sistemi neden Türkiye'de olmasın düşüncesiyle yola çıktığını anlatan Aktaş, "Bir işadamı tatile yılda en fazla 1 ay ayırabiliyor. Bu bir ayın da ancak 1-2 haftasını denizde geçirebiliyor. Tekne ise minimum 500 bin dolarlık bir yatırım. Senede 1-2 haftayı denizde geçirmek için 500 bin doları tekneye yatırmak çok mantıklı değil. Üstelik, olay 500 bini yatırmakla da bitmiyor. Personel bulmak ve onun masraflarını üstlenmek gerekiyor. Tabii bir de bakım olayı var. Ki bu da minimum 15-20 bin Euro. Yani, personeli, vergisi, bakımı derken bir teknenin yıllık masrafı durduğu yerde 50 bin Euro'ya geliyor." diye anlatıyor. Turizme, 'kadın kaptanlı mavi tur' konseptini getiren Quattro firması, tekne için para harcamak istemeyenlere, tekneleri devremülk sistemi ile satıyor. 5 yıllık fiyat 75 bin ile 150 bin Euro arasında değişiyor. Firmanın bünyesinde 3 tekne bulunuyor. 3 kamarası olan tekneyi bir hafta 5 yıllık kiralamanın fiyatı 40 bin-60 bin Euro, 4 kabinli 25 metrelik teknenin yıllık fiyatı 75-90 bin Euro arasında değişiyor. Personel hizmetleri ücretin içinde. Havaalanı transferi ise ücretsiz. Aktaş, "Hedefimiz 200 aile. Bu yaz için yüzde 40'lık bir ön rezervasyonumuz var. Ayrıca devremülk satın alıp, daha sonra işi çıktığı için gelemeyecek misafirlerimizi de mağdur durumda bırakmak istemedik. Geliştirdiğimiz sistemle o sene, kiraladıkları tarihler arasında gelemeyecek olan misafirler de zarar etmeyecek, aksine kârlı çıkacaklar. Çünkü biz onların yerine tekneyi kiralayıp, parayı da kendilerine takdim edeceğiz." diyor. Teknelerin personeli hakında da bilgi veren Sedat Aktaş, aşçıların İzmir'de gurme okuluna gittiğini, özellikle zeytinyağlılar ve Akdeniz yemekleri konusunda uzman olduklarını söylüyor. "Kaptanlar, yüksekokul mezunu. Her birisi alanında başarılı ve gerektiğinde bozulan tekneyi tamir edecek kadar da yetenekli. Daha da önemlisi tecrübeliler. Kadın kaptan ve kadın personel tercih edenler için çok ideal isimler. Bayan personelimiz çocuklarla yakından ilgileniyor. Güneşlenirken soğuk havlu servisi yapılıyor. Balık bıçağından kahve takımına kadar her şey bulunuyor. DVD, internet, uydu ve tüm TV kanalları yine teknemizde mevcut." diye konuşuyor. Yüzme bilmeyenler için yine personel tarafından dersler veriliyor. Tekne çalışanları ile müşteriler arasında sıkı dostluk bağlarının kurulduğunu, çok müşterinin ağlayarak ayrıldığını anlatan Aktaş, Kaptan Aybike'nin dalış uzmanı olduğunu, isteyenlere dalış dersleri verdiğini kaydediyor ve ekliyor: "Müşterilerin tamamı bayan olduğu zaman teknemiz tam bir kızlar teknesi oluyor. Özellikle hayatında hiç denize girmemiş kişilerin ilgisi çok fazla. Hatta 60-70 yaşlarındaki teyzelerimiz bile denize girme şansı buluyor. İşin güzel tarafı ise sonunda tekneden ayrılırken bizlere hayır dualar ediyorlar."
Kadın kaptanın anonsuna Yunanlı görevliler inanmadı
Sektörde daha çok Yunanlıların ve Hollandalıların yaptığı bir iş olarak bilinen tekne gezilerinde herkesin hayrete düştüğü şey kadın kaptanlar. Sedat Aktaş, bu konuyla ilgili yaşadığı bir anısını şöyle anlatıyor: "Bir gün yine bayan kaptanla hanımlar Göcek sahilinden ayrılarak Yunan adalarına tura çıktılar. Keyifli bir gezintinin ardından kaptanımız sahile yanaşmak için Yunan görevlilerden izin istiyor. Fakat anonsu yapan kişinin kadın olması karşı tarafı çok şaşırtıyor ve inanmak istemiyorlar. Bayan kaptan, 'Sen kimsin? Teknede kaptan yok mu? Asıl kaptanı telsize ver.' şeklinde sözlerle karşılaşıyor. Nihayet ikna olan Yunan görevliler sahile yanaşma iznini veriyor. Tekne kıyıya doğru yaklaştığında tüm yetkililerin sahile indiğini görüyorlar. Asıl merak ettikleri kadın kaptandı ve denizlerde çok da sık rastlanan bir olay değildi."
Zaman