Kasımpaşa’daki 234 yıllık Cezayirli Gazi Hasan Paşa Kışlası’nın, Yıldız Teknik Üniversitesi’nin verdiği “Can güvenliği performans düzeyini sağlayamıyor” raporu üzerine yıkıldığı ortaya çıktı. Yıkıma İstanbul 2 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun da onay verdiği belirtildi
İstanbul Kasımpaşa’da bulunan ve Kalyoncular Kışlası ya da Cezayirli Gazi Hasan Paşa Kışlası olarak adlandırılan binaların sessizce yıkılması geçtiğimiz ay ortaya çıktı. 234 yıl önce yapılan kışla, Osmanlı İmparatorluğu’nun modern kışla mimarisinin ilk örneği olduğu için büyük önem taşıyordu. Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kuzey Deniz Saha Komutanlığı bünyesindeki kışla, değişik tarihlerde onarımlar görmüştü. İlk tamir ve bakımı 31 yıl sonra 1813’te gerçekleşen kışla, ikinci tamirini 1882’de gördü. Tam 100 yıl sonra gerçekleşen bakım ve onarım çalışmalarında birinci ve ikinci kat odaları arasındaki tuğla duvarlar yıkılarak genişletme çalışması yapıldı. Böylece 100’er kişilik koğuşlar oluşturuldu. 1950’deki onarımda ise döşemeler betonarmeye dönüştürüldü, kapı ve pencereler değiştirildi. 1966’daki onarım ve restorasyon çalışmalarıyla Barok mimari özelliğini kaybeden kışlanın 25 Kasım 2009’da İstanbul Valiliği İl Özel İdaresi tarafından son restorasyonuna başlandı.
Sadece cami yıkılmadı
İstanbul Valiliği tarafından cami ve kışla restorasyonunun birleştirilmesiyle işe başlayan Erbu İnşaat, 17 Temmuz 2012’de dilekçe ile Yıldız Teknik Üniversitesi’ne (YTÜ) başvurarak Cezayirli Gazi Hasanpaşa Kışlası’nın taşıyıcı sistemi hakkında detaylı rapor istedi. YTÜ, kışlanın mevcut durumuyla can güvenliği performans düzeyini sağlayamadığı, Cumhuriyet döneminde betonarme olarak yeniden inşa edildiği için özgün olmadığı, 1966’da taşıyıcı sistemin betonarmeye çevrildiğini belirtti. YTÜ, raporunda, binaların yıkılarak özgün yapı malzemeleri ya da betonarme olarak yeniden inşa edilmesinin en doğru yol olacağını belirtirken, İstanbul 2 No’lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu da yıkıma izin verdi. Toplam kapalı alanı 7 bin 200 metrekare olan kışla ve etrafındaki binalar tamamen yıkılırken, sadece restorasyonu süren cami ayakta kaldı.
İlk modern mimari örneği
Halen Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Karargahı olarak kullanılan binaların arkasında yer alan kışlayı 1782’de Kaptan-ı Derya Cezayirli Gazi Hasan Paşa tamamen kendi imkanlarıyla yaptırdı. Zemin ve iki kattan oluşan, avlusunda bir de cami bulunan Cezayirli Gazi Hasan Paşa Kışlası’nın toplam 99 odası vardı. Deniz erlerinin eğitimi için Barok üslubunda yapılan kışla 100 yıldan fazla bu amaçla kullanıldı. Sanayi-i Bahriye Alayı, Kanun Dairesi, Bahriye Silahendaz Taburu, Divan-ı Harp, Bahriye İtfaiye Taburları gibi bazı kuruluşları içinde barındırdı. II. Meşrutiyet’ten sonra Evsad-ı Cedide Mektebi isminde acemi deniz erlerinin eğitimi için kullanıldı. Daha sonra da Deniz Talim Taburu ve Deniz Talim Alayı konuşlandı.
Modern anlayış ürünü
Kışlanın yapıldığı dönemde Hasan Paşa eğitim reformu üzerine çalışıyordu. Donanma asker ve subayları modern yöntemlerle eğitilirken, tersanede yabancı danışmanlardan faydalanılmaya başlandı. Cezayirli Gazi Hasan Paşa Kışlası, Türk bahriyesinin yeni ve modern anlayışının ilk ürünüydü. Bu nedenle deniz subaylarının yetiştirilmesi için Mühendishaneyi Bahri Hümayun adıyla bugünkü Deniz Harp Okulu ortaya çıktı. Kışlanın ortasındaki Kalyoncular Kışlası Camii’ni yaptıran da Cezayirli Gazi Hasan Paşa’ydı. Kışladan bazı eserler halen İstanbul Deniz Müzesi Komutanlığı’nda bulunuyor.
Aslanla dolaşan büyük komutan
Tekirdağ’da 1713’te doğan Osmanlı devlet adamı ve Donanma Komutanı Cezayirli Gazi Hasan Paşa, evcilleştirdiği bir aslan ile birlikte dolaşmasıyla bilinir. Cezayir ocaklarında yetiştiği için bu lakabı alan Hasan Paşa, pek çok savaşta gösterdiği kahramanlıkla hızla yükseldi. Kalyon kaptanı olarak Osmanlı Donanması’na 48 yaşında giren Hasan Paşa, gösterdiği başarılarla vezirlik rütbesiyle Kaptan-ı Derya ilan edildi. III. Mustafa döneminde 1773’te Türkiye’nin ilk askeri denizcilik okulunu kurdu. Pek çok iç ayaklanmayı bastırdı, Ruslarla savaştı. Hayatı sürekli savaşmakla ve Türk denizciliğine katkı sağlamakla geçen Hasan Paşa, 1790’da öldüğünde çok az servet bırakabildi. İyi bir devlet adamı ve sözüne güvenilir bir kişi olan Cezayirli Gazi Hasan Paşa, malvarlığının büyük bölümünü kamu binalarının yapımına ayırmıştı. Hatta Osmanlı-Rus savaşı sırasında da devlete 12 bin kese altın bağışlayacak kadar alçak gönüllüydü. Hasan Paşa’nın mezarının yeri tam bilinmiyor. Bazı kaynaklar, mezar yerini Kasımpaşa, bazıları Bulgaristan Şumnu olarak gösteriyor.
Kaynak: Gökhan Karakaş / Milliyet Gazetesi
ViraHaber.com