Binlerce adadan oluşan Endonezya’nın en çok tanınan adası Bali, dünyanın cennetten kopmuş köşelerinden biri. Pirinç tarlalarının eşsiz düzeni, doğal güzelliklerinin insanı büyüleyici etkisi, insanlarının oluşturduğu rengârenk dünya, geleneklerin peşinde süre giden yaşamlar ve tabii ki deniz, kum, güneş… Sahip olduğu sayısız özellik Bali’yi farklı kılıyor. Hindular’ın dualarıyla kutsanan bu ada ülkesi, dünyanın dört bir yanından turisti ağırlıyor. Bali’de yaşam; insan, onu çevreleyen doğa ve Tanrı arasındaki barışın yansıması olarak nitelendiriliyor. Bu huzur ve güzellik, Bali’yi dünyanın en meşhur tatil noktalarından biri haline getirmiş durumda.
12 Ekim 2002’de adanın en gözde yerlerinden biri olan Kuta’da patlayan bomba, tüm huzuru bozdu. 202 kişi hayatını kaybetmiş ve 209 kişi de yaralanmıştı. Bu terör eylemi hayatlarının en güzel tatilini geçirmekte olan turistleri ve yerli halkı vurmuştu. Yaşanan cehennemi unutmamak ve hayatlarını kaybeden insanların ismini kuşaklar boyu anmak amacıyla, bombanın patladığı noktaya bir anıt yapıldı. Kuta’ya gelenler için anıt evrensel bir şiddet biçimi olan teröre lanet okuyan, simgesel bir değere sahip.
Okyanus cömert, rüzgar değişken
2002 yılındaki bombalamayla sarsıntıya uğramış olsa da, turizm Bali’yi besleyen ana damar denilebilir. Bu da bölgenin zenginliğini açıklıyor. Dünyaca ünlü markalar, zincir mağazalar ve zengin Rus turistler, Balililer için sıradan. Özellikle gençler için Bali, tatil seçenekleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Bunun en önemli nedeni sörf... Hele Avrupa’daki gri bulutlu ülkelerden gelenler için Bali’nin sıcak iklimi ve sıcak insanları eşsiz bir tatili mümkün kılıyor.
Usta sörfçüler için Bali’de çok seçenek var. Her defasında farklı dalgalar sunan okyanus, cömert. Rüzgar değişken… Bu da denge sporu olan sörfü zorlaştırsa da, usta sörfçüler için bulunmaz bir fırsat yaratıyor. Bir zamanlar tarım ekonomisiyle ayakta kalmaya çalışan Balililer için hayat sadece turizmin etrafında dönüyor. Geçen yıl 1,5 milyon yabancı turist alan 3 milyonluk adaya gelen turist sayısını arttırmak için yeni projeler de geliştirilmekte. Bunlar arasında din turizmi de var.
Suların içinden ayaklanan bir dev: Tanah Lot
Hindular’ın yaşadığı Bali’de Hindu gelenekleri ve törenleri ilgi çekici. Bu da turistler için yepyeni seçenekler oluşturulacağı anlamına geliyor. Henüz din turizmi için çalışmalar bitmemiş olsa da, Bali tapınakları büyük ilgi görmekte. Bunlardan biri olan Tanah Lot, konumuyla ilgi çekiyor. Deniz çekildiğinde yürüyerek ulaşılabilen tapınak, deniz yükseldiğinde adeta suların içinden ayaklanan bir deve benziyor. Hikâyeye göre, 16. yüzyılda Java’dan Bali’ye gelen Nirartha adındaki rahip, bugün tapınağın üzerinde kurulduğu kayalığı görür ve çok etkilenir. Bu ada misali kayalıklardan ayrılmayan Nirartha, bölge halkına buraya tapınak yapmalarını öğütler. Onlar da rahibin öğüdünü tutar. Tanah Lot Tapınağı’nın üzerinde yükseldiği kayaların altındaki mağaralarda, dev bir zehirli yılan olduğuna inanılır. Efsaneye göre bu yılan, Bali’yi denizden gelebilecek kötülüklere karşı korumaktadır. Denizin tüm koruyucu ruhları bu yılana güç verir.
“Tanrılar’ın Adası” olarak adlandırılan Bali’de, 10 binden fazla tapınak bulunuyor. Tüm bu tapınaklar, kötü ruhlara karşı girişilen amansız mücadelenin bir ifadesi. Hemen her gün, Tanrılar’a sunulan hediyeler, onları kötülerle mücadelede daha güçlü kılıyor. Balililer için din, günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası; hatta belki de tüm yaşam, iyiyle kötünün mücadelesinde iyilere destek olmakla geçen renkli bir süreç. Bu nedenle, Bali’deki tapınaklar her gün dolu.
Batur Gölü’nün hemen kıyısındaki Ulun Danu Tapınağı da, tıpkı diğerleri gibi ziyaretçi akınına uğruyor. 17. yüzyılda suyun tanrıçası Dewi Danu adına inşa edilmiş olan tapınak, ziyaretçilerine klasik Bali görüntülerinden birini sunmakta. Üst üste yığılmış gibi görünen çatılar ve onların ardında yükselen, gölle aynı adı taşıyan Batur Yanardağı… 1917 yılındaki patlamada, dağın eteklerinde bulunan bu tapınak, tamamen yok oldu. Ulun Danu Tapınağı, 1927 yılında yeniden inşa edilmeye başlandı ancak bu defa, patlama ihtimali düşünülerek, bugün bulunduğu yer seçildi. Söylenceye göre, tapınak 10. yüzyılda yapılmış. 1917’deki patlamaya kadar Batur Yanardağı’nın kuzeydoğu eteklerinde bulunuyordu. Lavların küle çevirdiği bölge, bugün tamamen ormanlık alan haline dönüşmüş durumda. Dağdaki ilk patlama, 1804 olarak kaydedilmiş. O tarihten beri Batur Yanardağı hâlâ canlı.
Bali El Sanatları
Hindu-Java kökenli Bali sanatının kaynağı, 13. yüzyılda Malay takımadalarında hüküm sürmüş Majapahit krallığının zanaatkârlarına kadar uzanmakta. O günlerden bugüne Bali’nin sanat merkezi olan Ubud ve çevresi, adanın en çok ziyaretçi alan bölgesi. Resimleri ve ahşap işçiliğiyle ünlü Ubud, adeta kültürlerin buluştuğu bir merkez halini almış durumda. Atölyelerde çalışan zanaatkârların, yaratıcılıklarını kullanarak ortaya koydukları ürünler, yok satıyor. Dünyanın her yerine mobilya gönderebilen bu atölyelere, internet üzerinden bile sipariş vermek mümkün. Üstelik fiyatlar dünya ortalamasının çok altında. 250 Dolar’lık nakliye ücretini ödediğinizde, evinizi Bali’nin benzersiz ürünleriyle döşemeniz mümkün.