1929 İktisadi buhranından sonra ikinci büyük küresel iktisadi krizi yaşıyoruz. Bu kriz 2008-2009 krizinden de ağır geçmektedir. Çünkü yaşadığımız kriz 3 başlıdır. Talep şoku, arz şoku ve petrol şoku. Hem aşırı bir işsizlik , hem de bazı alanlarda işçi bulma sorunu.
Bazı malların nedreti nedeni ile fiyat artışları bazı malların fiyatlarında ise düşme yaşamaktayız. Talep satın alma gücü zafiyetinden dolayı değil, satın alma arzu ve imkansızlığı yüzünden düşük kalmaktadır. Ekonominin şalterleri indirilmiş ve insanlar izole edilmiştir. Farklı bir ekonomik kriz yaşanmaktadır. Çok vektörlü ve çok katmanlı bir kriz. Altında kronik ve yapısal ekonomik kriz bunun üstüne krema olan COVID-19 salgının yarattığı ekonomik sıkıntılar.
Dünya ekonomisi şu an ağır bir resesyon yaşamaktadır; bu yıl dünya ekonomisinin %3 (IMF)(Bazı kaynaklarda %3.3) ,dünya ticaretinin hem mal hem hizmetler olarak %11 küçülmesi (IMF),Dünya Ticaret Örgütüne göre ise mal ticareti bakımından %13-32 arası daralması beklenmektedir. Küresel işsizlik tahmini ise %17 dir. Bu bazı ülkelerde daha fazla olacaktır.
Dünya ekonomisinde %3 küçülmenin parasal maliyetinin 9 Trilyon olacağından söz edilmektedir. Dünya ticaretinde %15 küçülme ise dünya ticaretinde 3.5 Trilyon usd lik daralma yaratacaktır. Bu krizin maliyeti ise 3-4 Trilyon usd civarında olacaktır. Küresel ve bölgesel iflas riskinin 2020 de %20 artması ve bir çok iflasın olacağı beklenmektedir.
Yazının devamını okumak için https://www.virahaber.com/suclu-ayaga-kalk-9005yy.htm tıklayın