Pandeminin etkisiyle 2020’de depo kapasiteleri yüzde 100 doluluğa ulaştı. Talebin bu yıl da artarak devam etmesini bekleyen lojistikçiler, yatırımda rotayı depolamaya çevirdi. 2021’in depolamada yatırım ve teknolojik dönüşüm yılı olacağı öngörülüyor.
Dünya gazetesinden Aysel Yücel'in haberine göre salgınla birlikte tedarik zincirinde yaşanan aksamalar ve hammadde fiyatlarındaki hızlı yükseliş tedarik zincirinde stoklama ihtiyacını artırdı. E- ticarette yaşanan rekor büyüme de depo talebini artırınca yüzlerce tesis tam kapasiteye ulaştı. Online alışveriş harcamaları 2019’a oranla yüzde 85 büyüdü, yaklaşık 250 milyar TL büyüklüğe ulaştı. Online depolamada kapasitesini ikiye, hatta üçe katlayan firmalar oldu. E-ticaret sektörünün bu yıl 2021’de 400 milyar TL’ye ulaşması hedefleniyor. Bu da e-ticaret alanında depolama ihtiyacının artacağı anlamına geliyor. Lojistik devi Amazon'un da Türkiye'de depo yatırımı için yer aradığı konuşuluyor.
Sektör temsilcileri, artan hacimler ve en kısa sürede talepleri karşılama ihtiyacının depolarda teknolojik yatırımları da zorunlu hale getirdiğini vurguluyor. Son teknolojiye sahip depolar, firmaları rekabette de bir adım öne taşıyor. Depolama alanında 2021’de otomasyon yatırımlarında önemli oranda artış bekleniyor. Ürün kabulden başlayarak, depolama ve araca yükleme süreçlerinde insan gücünün en aza indirildiği, tam otomasyonun devrede olduğu sistemler ön plana çıkacak. Böylece operasyonların hızlanması, hata oranları minimuma indirilmesi hedefleniyor. Depolarda robot ve drone kullanımı da yaygınlaşacak.
E-ticarette, kapasite 3 kattan fazla artabilir
O2 Lojistik Yönetim Danışmanlık Kurucusu ve Lojistik Yönetim Danışmanı Oruç Kaya, e-ticaretin normal perakende mağazacılığına göre üç kat daha fazla depolama alanına ihtiyaç duyabileceğini belirtti. Kaya, "GYODER verisine göre, 2020 yılının 3'üncü çeyreği itibariyle İstanbul ve Kocaeli illerinde mevcut stopk 10.4 milyon m2 olup bunun yaklaşık yüzde 63'ü ticari alan. Türkiye geneli için bugün n az 15 milyon m2 depolama alanı olduğu tahmin edilebilir. Özellikle 2008 yılındaki global ekonomik krizden sonra daha fazla ivme kazanan 'en az stok' hatta 'sıfır stok' eğilimi tersi yönde değişiyor" dedi.
Vira Haber