Son yıllarda bir sosyal medya rüzgarıdır esiyor ki, sormayın gitsin. Hiç kötü yok, hiç fakir yok. Her kes şiir, edebiyat, sanat sever. Herkes bir yardım sever, bir vatan sever ki akıllara ziyan! Sanki Çanakkale’de 215 kiloluk top mermisini namluya yerleştirmiş Seyit Onbaşı mübarekler. “Değişmeyen tek şey değişimdir,” diyoruz ama değişim de fena halde değişiyor. Hele “sosyal medya”; almış başını gidiyor. Önemli siyasi figürler bile mesajlarını sosyal medya üzerinden kamuoyu ile paylaşıyor.
Peki bu sosyal medya neden bu kadar önemli?
Türkiye’de internet kullanıcılarının sayısı "IAB Türkiye" (İnteraktif Reklamcılık Bürosu) raporuna göre 36 milyonu aştı. 24 saat içerisinde Facebook’ın ”Like” butonu 4.5 milyar kez tıklanıyor. Bir gün içerisinde gönderilen mesaj sayısı 10 milyar adet. Facebook tüm dünyada 1.1 milyar üyeyi geçmiş. Türkiye’de ise mükerrer kayıtlarla birlikte 36 milyon üyesi bulunuyor. Bir kullanıcı ortalama bir ayda 8.3 saat Facebook’ta zaman geçiriyor.
Türkiye nüfusunun yüzde 6’sı Twitter kullanıyor. Twitter’a kayıtlı Türk üye sayısı 11.337.505. Düşünsenize sadce Twitter kullanıcıları parti kursa, ülkenin anamualefet partisisi kuruluyor.
Bunları niye mi yazıyorum?
Her şeyi doğru kullanırsanız bir kıymeti var. Oysa ki bizim sosyal medyayı kullananların şirazesi dağılmış desek yalan olmaz. Evden çıkıp eve dönene kadar her saniye fotoğrafını paylaşanından, yediği yemekten içtiği suya kadar Facebook’a saçanlara kadar. Sahte isimlerle her türlü haltı yiyenden hasta yatağında poz verenine kadar çeşit çeşit adem oğlunu bulmak mümkün bu alemde. Mezarda ölünün altın dişini söken hırsız, hilebaz bile çok namuslu burada. İyi de memleketin soysuzu ipsizi nerede?
Geçen gün kaybettiğimiz, 7 den 70’e kadar herkesin tanıdığı Mustafa Koç’un cenazesi yle sosyal medyada patlama yaşandı. Bu ani ayrılığın hüznüne her renkten, her siyasi görüşten ve her milletten insan katıldı. Bir anlamda Mustafa Koç’un ölümü aslında bütün kesimlerde acıyı ortaklaştırdı. Ama gel gelelim sosyal medya boş durur mu? Bir anda etrafı yüzlerce fotoğraf sardı. Bu acımasız girdaptan insanlığımızı nasıl çıkarıp alacağız bilmiyorum ama; yitip giden birinin ardından ”Bakın haaa ben de oradaydım” anlayışıyla kendilerine sosyal bir statü geliştirmek istiyenlerin düzeysizliği diz boyuydu.
Korkarım ki yarın ölülerle selfie çekip yayınlayanlara hiç şaşırmayacağız ve işte o gün insanlığın karanlık dehlizlerinde çoktan kaybolup gitmiş olacağız.
Denizlerin ve denizcilerin dostu Mustafa Koç’a rahmet ve tüm sevenlerine sabır diliyorum.