Dünyanın lider gözetim, denetim, test ve belgelendirme kuruluşu olan SGS, uluslararası uzmanlardan oluşan ekibi ile müşterilerinin operasyonlarını geliştirmeye, riski azaltmaya ve akıllı çözümler geliştirmeye yardımcı olmaya devam ediyor. Çevre konusundaki hassasiyetiyle de tanıdığımız SGS’nin Türkiye Endüstri ve Çevre Bölüm Müdürü Erhan Aydın, Deniz Ticareti Dergisi’ne özel açıklamalarda bulundu.
Öncelikle SGS hakkında kısa bir bilgi verebilir misiniz?
Dünyada gözetim hizmetini icat eden ve uygulayan ilk kuruluş olan SGS, bu alandaki yenilikçi faaliyetleriyle Avrupa tahıl ticaretinin yeni baştan şekillenmesine yol açtı. Kurumsal yolculuğuna 1878’de İsviçre’de başlayan SGS, gözetim, denetim, test ve belgelendirme alanında dünyanın lider kuruluşlarından biri. Kalite ve doğruluk konusunda küresel bir referans konumunda olan SGS, 96 bini aşkın çalışan sayısı ile dünya geneline yayılmış 2 bin 600’den fazla ofis ve laboratuvar ağına sahip. SGS 89 yıldır bulunduğu Türkiye’de ise 20’den fazla ofis ve laboratuvarında bin 200’ü aşkın çalışanı ile hizmet veriyor. Türk ekonomisinin kalite, güvenlik ve bütünlüğünü desteklemek adına tüketici ürünleri ve perakende, tarım, gıda ve yaşam, maden, endüstriyel, çevre, sağlık ve güvenlik, hükümetler ve kurumlar, ulaştırma, belgelendirme ve iş geliştirme, petrol, gaz ve kimyasallar, lojistik gibi çok farklı alanlarda geniş bir hizmet yelpazesine sahibiz.
SGS dünyanın dört bir yanında Enerji Yönetim Sistemi ve Sürdürülebilirlik ile ilgili çok çeşitli yelpazede hizmet sunuyor. Bu kapsamda karbon ayak izi envanter ve doğrulama, su ayak izi envanter ve doğrulama, Ürün Yaşam Döngüsü (LCA) çalışmaları ile sürdürülebilirlik raporlaması çalışmaları yürüttüğünüzü biliyoruz. Bu başlıklarda yaptığınız çalışmalardan kısa kısa bahsedebilir misiniz?
Kesinlikle, Sürdürülebilirlik kapsamında geniş bir yelpazede hizmet vermekteyiz. Hizmetlerimizin bir kısmını lokal ekibimiz bir kısmını ise global ofislerimizle birlikte yürüterek küresel gelişimleri daima takip etme yolundayız. Karbon ve su ayakizi envanter çalışmalarında firmaların temel faaliyetlerinden kaynaklı oluşturdukları çevresel etkiyi ISO 14064 ve ISO 14046 yönergelerine uygun olarak sırasıyla CO2 ve H2O birimlerinde hesaplamaktayız. Akabinde hazırlanan envanteri global SGS ofisleri tarafından doğrulanması konusunda da destek vermekteyiz.
Ürün Yaşam Döngüsü Analizi (LCA) ile ürünlerinizin veya hizmetlerinizin hammadde ekstraksiyonundan atık aşamasına kadar çevresel etkisini belirleyebilirsiniz. Zincirdeki belirli tüm anlarda hangi çevresel etkilerin meydana geldiğini tam olarak öğrenebilirsiniz. Enerji ve malzeme tüketimi, hammadde çıkarma, üretimden nakliyeye ve geri dönüşüme kadar her aşama envantere dahil edilir. Çalışmayı ISO 14040/44 Standartlarına uygun olarak SimaPro yazılımı ile yapmaktayız. Ve unutulmamalıdır ki: Bir LCA'nın sonuçları, ürününüzün karbon ayakizi hakkında piyasada şeffaf bir iletişim için de temel oluşturur.
Tüm bu çalışmaların sonucunda aslında bir sürdürülebilirlik raporu hazırlayarak firmanın güncel durumunu ve gelecek planlarını arz etmektir. SGS ekibi olarak, bu konuda geniş çalışma ağımız ve uzmanlarımızla sürdürülebilirlik raporunun baştan uca hazırlanması için değerli müşterilerimize hizmet vermekteyiz. Sürdürülebilirlik raporu hazırlanmasının firmalara birçok faydası bulunmaktadır. Bunlardan bazılarını şu şekilde özetleyebilirim.
• Üretim süreçlerinde verimlilik ve sürdürülebilirlik
• Ürün yaşam döngüsünde etki yönetimi
• Şirket değeri, çalışan ilişkileri ve itibarda güçlenme
• Gelişen paydaş, müşteri ve yatırımcı ilişkileri
• Pazarda farklılaşma, rekabet avantajı ve finansmana erişim
Rapor çalışmaları boyunca tüm stratejilerin belirlenmesi, risk yönetimlerinin yapılması, gerekli eğitimlerin verilmesi konusunda tümüyle hizmet anlayışımız bulunmaktadır. Bu çalışmadan bir tedarikçiden ziyade paydaşlık düşüncesiyle hizmet vererek firmalarımızda sürdürülebilirlik anlayışının benimsenmesini amaçlamaktayız.
Bununla birlikte sera gazı ve yaşam döngüsü değerlendirme hizmetleriniz ile şirketlerin ürün geliştirmesini teşvik ediyor ve rekabette söz konusu markaların öne çıkmasını sağlıyorsunuz. Konu ile ilgili değerlendirme yapmak gerekirse, bu çalışmanız hakkında neler söylersiniz?
Bu çalışmalarda kısaca firmaların ya da ürünlerin temel faaliyetlerinden kaynaklı oluşturdukları CO2 miktarının hesaplanmasıdır. İlgili çalışmalar ile müşterilerimizin paydaşlarına iklim değişikliği için sağlamış oldukları iyileştirmeleri göstermelerini ve artan çevresel verimlilik faydaları konusunda bilgilendirmelerini sağlamaktayız. Ayrıca çalışmalar firmaların çevreye verdikleri olumlu/olumsuz tüm etkilerin analiz edilmesini sağlamakla birlikte çevresel farkındalık yaratmakta da oldukça etkilidir.
Malumunuz küresel ısınma kaynaklı yaşanan olaylarla birlikte Avrupa Yeşil Mutabakatı sık sık dile getirilen bir konu haline geldi. SGS olarak sizin bu konudaki düşünceleriniz, ön görüleriniz ne olur?
Avrupa Yeşil Mutabakatı, Avrupa'yı 2050'de iklimi nötr hale getirmeyi amaçlayan Avrupa Komisyonu tarafından yürütülen bir dizi politika girişimidir. Avrupa Yeşil Mutabakatı; temiz, döngüsel bir ekonomiye geçerek ve iklim değişikliğini durdurarak, biyolojik çeşitlilik kaybını geri döndürerek ve kirliliği azaltarak kaynakların verimli kullanımını artırmayı amaçlamaktadır. Açıklanan mutabakat ile birlikte 2023 yılı itibarıyla bir geçiş dönemi yaşanacak ve iklim değişikliği, döngüsel ekonomi gibi konular daha büyük önem kazanacaktır. Bu konuda Avrupa Birliği’nin hedeflerinin oldukça büyük olmasından dolayı enerji, sanayi ve taşımacılık gibi sektörlerde yeni bir küresel iklim rejimine yol açacağını öngörmekteyiz. Karbon maliyetleri şu an için ton başına yaklaşık 60 €’dur. Ancak geçiş dönemi ile bu fiyatların artması öngörülmektedir. Bu fiyatlardan tasarruf etmek isteyen birçok endüstiyel kuruluş biran önce sera gazı çalışmalarına başlamalı ve ürün başına ortaya çıkan sera gazı miktarlarını takip etmeli ve raporlamalıdır. Bu duruma önceden hazırlanan kurumlar geçiş dönemi ve sonrasında maliyet avantajı sağlayacaklardır.
Uluslararası taşımacılık sektörünün en önemli ayağı olan deniz taşımacılığı, uluslararası ticaretin neredeyse %90’ından sorumlu. Pandemi sürecinde de zaten bunu resmen görmüş olduk. Limanlarda sunduğunuz kapsamlı saha hizmetleri, laboratuvar analizleri ve uzman öneri hizmetleri hakkında bilgi verebilir misiniz? Bu anlamda SGS’nin denizcilik hizmetleri neden tercih edilmeli desek, neler söylersiniz?
2004 yılında bir yolcu gemisinin talebi üzerine, atık su numunelerinin analizi için kurulan SGS Global Denizcilik Hizmetleri, kuruluşundan bu yana büyük oranda genişleyen denizcilik ve çevre düzenlemeleri sonucunda sağlam, güvenilir ve doğru numune alma ve analiz ihtiyacını benzersiz bir şekilde karşılıyor. Dünyanın lider gözetim, denetim, test ve belgelendirme kuruluşu olarak SGS, 96 binden fazla çalışanı, dünya çapında 2 bin 600’den fazla ofisi ve dünyanın en büyük limanlarını da kapsayan 300’den fazla limanda faaliyet gösteriyor. Müşterilerin US VGP 2013 ve 2006’da yürürlüğe giren Denizcilik Çalışma Sözleşmesi’nde belirtilen standartlara uymalarına yardımcı olmak ve ortaya çıkan mikroplastikler gibi sorunları ele almak için su testleri sunuyoruz. Hava emisyonları ile ilgili olarak, müşterilerimizin kükürt emisyonlarına yönelik değişen düzenlemelere uyum sağlamalarına yardımcı olmak için testler yapıyoruz ve sera gazı emisyonlarını sınırlandırmaya yönelik önlemler almaya hazırız.
Girişimci ruhumuz, SGS’yi sektörünün ön saflarında konumlandıran IMO Balast Suyu Sözleşmesi’nin yaklaşan D-2 Standardını karşılayacak bir numune alma cihazı icat etmemiz ve geliştirmemiz için rehberlik etti. Ayrıca tüm dünya limanlarında aynı kalite ve aynı fiyat listesi üzerinden hizmet vermekteyiz. Global, geniş çaplı ve tecrübeli ekibimiz siz değerli denizcilik sektörü paydaşlarına hizmet vermek için daima hazırdır.
Tutkumuz, dürüstlüğümüz, girişimciliğimiz ve yenilikçi ruhumuzla örnek olmaya çalışıyoruz. Kuruluşumuzun üzerine inşa edilen bu temel değerler her adımımızda bize rehberlik etmektedir.
Sunduğunuz denizcilik hizmetleri arasında Ballast Water VGP testing ve IMO D-2 sampling konusuna da değinmek istiyorum. Bundan detaylıca bahsedebilir misiniz?
VGP analizleri kapsamında gemilerden balast suyu, sintine suyu, gri su ve scrubber suyu örnekleri alma ve analizini yapma hizmetlerimiz bulunmaktadır. Bu analizler gemilerin USA sularına giriş yapabilmeleri için yılda yaklaşık 2 kez yaptırmaları gereken analizlerdir. SGS ekibi olarak, bu örneklemeyi standarda uygun numune alım metodu, uygun bekleme süreleri ve analiz metotları ile Global SGS ekibi olarak tüm Türkiye ve neredeyse tüm Dünya limanlarında profesyonel olarak sağlamaktayız.
IMO Balast Suyu Sözleşmesi’nin yaklaşan D-2 Standardını karşılayacak bir numune alma cihazı ile indikatif örnekleme yaparak gemilerin balast sularından numune alımı konusunda hizmet vermekteyiz. İlgili test bir devreye alma testidir ve balast suyu arıtma sistemi devreye alındıktan sonra sistemin ömrü boyunca 1 kez yapılan bir analizdir. SGS’nin global ekibinin icat ettiği bu cihazla balast sistemi çıkış suyundaki tüm mikroorganizmaların tutulmasını sağlamaktadır. SGS ekibi olarak yaptığımız bu devreye alma testinin birçok klas kuruluşundan onayı bulunmaktadır.
Sektörde yeni teknolojiler, yeni yakıtlar konuşuluyor. Önümüzdeki dönemde üzerinde en çok konuşacağımız konular hangileri olacak? Bunlarla ilgili planlarınız var mı?
Dünya bir yeşil dönüşün yaşıyor ve bu dönüşümden en çok etkilenecek alan şüphesiz fosil kaynaklı yakıtlar ile elektrik üreten santraller olacak. Kömür, doğalgaz ve fueloil kullanarak elektrik üreten tesislerin yavaş yavaş kapanacağına şahitlik edeceğiz. Dalga enerjisi, küçük nükleer üniteler, karbon yakalama teknolojileri vs. gibi birçok yeni teknoloji hayatımıza girecek fakat önümüzdeki 50 yıla damgasını vuracak olan ana gelişme güneş enerjisi sektöründe yaşanacağı öngörülüyor.
Son olarak dilek ve temennilerinizi öğrenebilir miyiz?
Küresel ısınma sağlığımızı, ekonomimizi, doğal kaynaklarımızı ve çocuklarımızın geleceğini tehdit ediyor. Harekete geçmemiz gerektiği açık. Dolayısıyla tüm dünya vatandaşlarının bu farkındalığa sahip olduğu, gereken aksiyonları tereddüt etmeden alacakları, gelecek nesillerimiz için sürdürülebilir bir yaşam inşa edebileceğimiz bir dünya diliyorum.
Kaynak: Deniz Ticareti Dergisi
Vira Haber