Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa tekrar seçimi yaşadı. Burada partilerin ne kadar oy aldığını değil, denizcilik sektörünün bu seçim sonrasında neler beklediğini irdelemekte fayda var.
Öncelikle denizcilik sektörünü çok iyi bilen Binali Yıldırım ve İsmet Yılmaz’ın kabinede yer alması sonucu, "denizcilik sektörü bu seçimin galibi" dersek yanlış söylememiş oluruz. Her iki isim de denizcilik sektörünün önünü açmak için elinden gelen her türlü gayreti gösterdiler. Yüzlerce yasa değişikliği ve mevzuat değişiklikleri yapılarak sektör evrensel boyutta rekabet etme şansını yakaladı.
1 Kasım seçimleri sonrasında büyük fotoğrafa baktığımızda denizcilik sektörü için yeni bir süreç başlıyor. 2008 krizinden sonra sektörün istimi düşmüş, gemi su almaya başlamıştı. Özellikle krizin gemi inşaya yansıması ağır olmuştu. Sadece iş kaybı değil, tersaneler kapanmış, kalifiye eleman başka sektörlere kaymış, dünya ile rekabet eden tersanelerimiz bu küresel rekabetten kopma noktasına gelmişlerdi.
2008 yılından bu yana sektörün yaşadığı olumsuzlukların bu yeni süreçte aşılabileceğine ve sektörün yaşadığı zararın telafi edilecek bir süreç olacağına inanıyoruz. Burada özellikle altını çizmemiz gereken bir konu daha var. Sektörün; Deniz Ticaret Odası'nın seçim döneminde yaşadığı kırgınlıkların ve bölünmüşlüğün ortadan kalkması gerekiyor. Gerçi bunu ayrı bir yazı konusunda ele alacağız ama ortak sinerji yaratılmazsa denizcilik sektörü bu fırsatı kaçırmış olacak.
Öncelikle Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı'mız Binali Yıldırım ve Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ı kutluyor, başarılarının devamını diliyoruz. Bakanlarımızın idaredeki denizci sayısını artırarak atamaların bir an önce yapılması gerekiyor. Denizcilik sektörünün de sorunların çözümüne ilişkin önceliklerini hazırlayıp bu sorunlar üzerinden idare ile yakın çalışmalar yapması gerekiyor. İkinci bir adım ve öncelik ise Denicilik Bakanlığı'nın kurulması olmalıdır.
Denizcilik sektöründe faaliyet yürüten bütün sivil toplum kuruluşları, Üniversiteler, sektör temsilcileri ve idarenin katılımıyla "Nasıl bir Denizcilik Bakanlığı?" sorusuyla ilgili bir çalıştayın yapılması gerekiyor. Tabii burada beni en çok ürküten soru şu; Bakanlık istiyorsunuz da, bu sektörün yarattığı katma değeri nedir? İşte afalladığımız an o an olacak. Geç kalmış bir çalışma ama artık denizcilik sektörünün bir an önce bir sektör envanteri hazırlanması lazım. Envantersiz sektör, silahsız askere benzer. Umarız yeni dönem, sektör için bütün olumsuzlukların geride bırakılacağı bir dönem olacaktır.