Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir, Türkiye'nin kendi insansız hava araçlarını, helikopterini, tankını, gemisini tasarlayarak üretebilen bir ülke haline geldiğini belirterek, "Kara, deniz ve hava platformlarının yanı sıra bu platformlardan fonksiyonel olarak daha fazla faydalanabilmek için görev ve silah sistemlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu anlamda ülkemizin kazanacağı yetkinlikler, sahada önemli avantaj sağlayacaktır." dedi.
Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir, Türkiye'nin kendi insansız hava araçlarını, helikopterini, tankını, gemisini tasarlayarak üretebilen bir ülke haline geldiğini belirterek, "Kara, deniz ve hava platformlarının yanı sıra bu platformlardan fonksiyonel olarak daha fazla faydalanabilmek için görev ve silah sistemlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu anlamda ülkemizin kazanacağı yetkinlikler, sahada önemli avantaj sağlayacaktır." dedi.
Demir, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunda (TÜBİTAK) düzenlenen ve Savunma ve Güvenlik Teknolojileri Araştırma Destek Grubunca (SAVTAG) "Kamu Kurumları Araştırma ve Geliştirme Projelerini Destekleme Programı (1007)" kapsamında desteklenen savunma ve güvenlik teknolojileri alanındaki 4 Ar-Ge projesinin imza törenine katıldı.
İleri teknolojinin, ülkelerin bilgi üstünlüğü konusunda anahtar rol oynadığına işaret eden Demir, Savunma Sanayii Müsteşarlığının (SSM) özgün tasarım ve ileri teknoloji yetenekleriyle savunma ve güvenlik alanında Türkiye'yi küresel bir oyuncu haline getirmek vizyonuyla çalıştığını söyledi.
Demir, SSM'nin 2017-2021 Stratejik Planı'nda yer alan ana faaliyet alanlarından birinin, "Stratejik alanlarda yetenek kazanmak üzere geliştirilen Ar-Ge projelerini gerçekleştirmek ve savunma sanayisinde inovasyonu desteklemek" olarak belirlendiğine dikkati çekerek, teknoloji odaklı Ar-Ge, Ür-Ge ve inovasyon stratejilerinin belirlenmesiyle teknoloji projelerinin yönetilmesinin SSM için stratejik öneme sahip olduğunu bildirdi.
"Paydaşlar beraber çalışmalı"
Türkiye'nin kendi insansız hava araçlarını, helikopterini, tankını, gemisini tasarlayarak üretebilen bir ülke haline geldiğini anımsatan Demir, "Kara, deniz ve hava platformlarının yanı sıra bu platformlardan fonksiyonel olarak daha fazla faydalanabilmek için görev ve silah sistemlerine ihtiyaç duyulmaktadır. SSM, geleceğin muharebe çeşitleri ve ortamlarına hazırlık açısından, ülkemizdeki yetkinlikleri harekete geçirmek, koordinasyonunu sağlamak, etkin kaynak kullanımı, temini ve seferberliğiyle sonuç odaklı çalışmak durumundadır. Bu bağlamda katkı sağlayabilecek tüm paydaşların beraber çalışması gerektiğine yürekten inanıyoruz." diye konuştu.
İmzalanan Ar-Ge projeleri hakkında bilgi veren Demir, şöyle konuştu:"GRP Keysli Dip Mayınları Geliştirilmesi (MALAMAN) Projesi ile milli ve yerli olarak geliştirilecek mayınlarımız, firkateyn, tanker, denizaltı gibi hedefleri hareketsiz bırakabilme kabiliyetinde, mayın karşı tedbirlerine dirençli, akıllı ve duyarsız olacaktır. Kıyılarımızın güvenliği mayınlarımızın envantere girmesiyle bir kat daha arttırılmış olacaktır. Aynı zamanda, söz konusu mayınlarımızın farklı platformlardan denize yerleşim kabiliyeti de edinileceğinden Deniz Kuvvetlerimizin operasyonel kabiliyetlerini artırma yönünde bir artı daha eklemiş olacağız. Gemi Muharebe Etkinlik Değerlendirme Projesi (GEMED) ile de bir yüzer platformun ve alt sistemlerinin muharebe etkinliğinin değerlendirilmesi, mevcut ya da muhtemel sistem ve yetenek ihtiyaçlarının analizi, platformun fiziksel karakteristikleri ve çevre/ortam etkileşiminin modellenmesi gerçekleştirilecek ve bu sayede Deniz Kuvvetleri Komutanlığımızın, analiz, tedarik, sistem geliştirme ve taktik geliştirme yeteneği iyileştirilecektir."
Demir, G1 ve D1 olarak adlandırılan özel projelere ilişkin de "Elektronik harp kısaca, savaş sahasında düşman gücünü etkisiz hale getirmek ve müttefik unsurların etkisini artırmak amacıyla elektromanyetik spektrumun kontrolü ve kullanımı olarak tanımlanabilir. Bu anlamda ülkemizin kazanacağı yetkinlikler, sahada önemli avantaj sağlayacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
"TÜBİTAK teknolojideki aktörlüğünü sürdürecek"
TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal da Türkiye'nin 2023 hedefleri doğrultusunda dünyadaki 10 büyük ekonomiden biri olmayı hedeflediğini hatırlattı. Bunun ekonomik göstergeler ve kritik teknolojilerle mümkün olacağına işaret eden Mandal, imzalanan 4 proje kapsamındaki sürecin, ülkenin 2023 hedeflerine önemli katkı sağlayacağını vurguladı.
Mandal, nitelikli bilgi ve nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesinin önemine dikkati çekerek, bu iki unsurun başarıya ulaşmadaki anahtar kavramlar olduğunu dile getirdi.
İmzalanan 4 projenin de tasarımdan prototip ürün geliştirilmesine kadar tüm süreçleri kapsadığının altını çizen Mandal, buradan elde edilecek deneyimlerin, gelecekteki benzer programlara önemli katkılar sağlayacağını anlattı.
Mandal, 4 proje için bağımsız değerlendirme sürecinin işlediğini ve TÜBİTAK olarak bu sürecin içinde olmaktan memnun olduklarını söyledi.
TÜBİTAK'ın, teknoloji geliştirme sürecinde en önemli aktör olmaya devam edeceğini vurgulayan Mandal, kurumun enstitüleriyle benzer projeler için çalışmaya hazır olduğunu bildirdi.
Demir ve Mandal'ın konuşmalarının ardından, 4 Ar-Ge projesinin imza töreni gerçekleştirildi. İmzalar Demir ve Mandal'ın nezaretinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı, Genelkurmay Başkanlığı Genel Plan Prensipler Başkanı adına Kaynak Üretim Daire Başkanı Tümgeneral Reha Ufuk Er, Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Korgeneral Metin Gürak, Hava Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral İsmail Güneykaya, Jandarma Genel Komutanlığı adına Jandarma Asayiş Başkanı Tümgeneral Fuat Güney, TÜBİTAK BİLGEM Başkanı Hacı Ali Mantar, TÜBİTAK SAGE Müdürü Erdal Çakmak, ASELSAN AŞ Yönetim Kurulu Başkan Vekili Mustafa Şeker, Koç Bilgi ve Savunma Sistemleri AŞ Yönetici Direktörü Yaşar Hakan Başaran, STM AŞ Genel Müdür Yardımcısı Murat İkinci tarafından atıldı.
Vira Haber