İskenderun Teknik Üniversitesi Denizcilik Meslek Yüksek Okulu Sualtı Teknolojisi Bölümü öğrencileri, "İste-1" Araştırma Gemisi ile denize açılıyor ve yer çekimsiz ortamda eğitimlerini tamamlıyor.
Su altı inşaatları, sudaki gemilerin karaya çekilmeden onarımı, sörvey çalışmaları, su altı arama-kurtarma faaliyetleri, su altı boru ve iletişim hatlarının döşenmesi, su altı boru hatlarının bakım-onarım işleri, basınç odası kullanma, dalış projeleri geliştirme, dalış organizasyonları alanlarında çalışan sanayi dalgıçlarının sayısı giderek artıyor.
Üniversiteden "sanayi dalgıcı" olarak mezun oluyorlar
İskenderun Üniversitesi Sualtı Teknolojileri Bölümü öğrencileri de 2 yıllık eğitimlerinde 4 defa 10 günlük deniz yolculuğuna çıkarak, eğitimlerini tamamladıktan sonra üniversiteden "sanayi dalgıcı" olarak mezun oluyor.
Öğrenciler, 10 günlük eğitim kampında dalış yaparken hem deniz canlılarını tanıyor hem denizcilik meteorolojisini öğreniyor hem de tecrübelerini artırıyor.
Türkiye'deki 6 su altı teknolojileri bölümünden birine sahip olan İskenderun Teknik Üniversitesi, dalış kulesi, su altı mekanik atölyeleri, konsol ve başlık sistemi, kendisine ait teknesi ve her dönem kamp düzenliyor olması nedeniyle öğrencilerin bu alanda özellikle tercih ettiği okulların başında geliyor.
İskenderun Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli, üniversite öğrencilerinin hangi bölüm olduğuna bakılmaksızın teknologluk sertifikasına sahip olabildiğini anlatarak, "Bu vizyonun temel taşlarından olan Denizcilik Meslek Yüksek Okulu Sualtı Teknolojisi Programı, sahip olduğu dalış kulesi, basınç odası, araştırma gemisi ve su altı robotuyla ülkemizdeki ender bölümlerden biri" dedi.
Sanayi dalgıçlarının büyük bir kısmı hizmet gemilerinde görev yapıyor
İskenderun Teknik Üniversitesi Denizcilik Meslek Yüksek Okulu Sualtı Teknolojisi Bölüm Başkanı Necdet Uygur, profesyonel sanayi dalgıçlarının derin ve çoğunlukla bulanık sularda çalıştığını söyledi. Ayrıca bu nedenle 10 günlük eğitim kampında öğrencilere gerçek ortamlarda dalış yaptırdıklarını, öğrencilerin böylece tecrübelerini artırdığını anlattı.
Sanayi dalgıçlarının büyük bir kısmının hizmet gemilerinde görev yaptığını belirten Uygur, öğrencilerin ayrıca gemide nasıl yaşanacağı konusunda da tecrübe edindiğini vurguladı.
Öğrencilerin kamp boyunca yemeklerini kendilerinin yaptığını, balıklarını kendilerinin yakaladığını, gemide yaşama kurallarını da öğrendiklerini söyleyen Uygur, "Mesela biz 'gemici duşu' diye tabir ederiz. Bir duşun, 5 dakikada alınması gerekir. Gemideyken suyun israf edilmemesi gerektiğini de öğreniyorlar. Böylelikle öğrenciler bu kampta gerçek iş alanlarının bir simülasyonunu görmüş oluyorlar" dedi.
Türkiye'deki ilk sivil dalış kulesine sahip üniversite
Öğrencilerin bu programdan mezun olduktan sonra Türkiye'de bakanlık tarafından verilen sanayi dalgıcı belgesini almaya hak kazandığını anlatan Uygur, şöyle konuştu:
"Öğrencilerimiz gemicilikten tutun, dalış teorilerine, karışım gazlardan, deniz biyolojisine, zararlı deniz canlılarından başlık dalışı diye tabir ettiğimiz satıhtan ikmalli dalışlara ve basınç odası gibi konulara kadar çok geniş bir alanda eğitim alıyor. Bölümümüz Türkiye'deki ilk sivil dalış kulesine sahip.
Öğrencilerimiz 6 metre derinliğindeki kulede gerçek iş hayatlarında yapacakları kaynak, kesme, boru montajı gibi işlerin eğitimlerini alıyor."
Eğitimle farklı alanlarda tecrübe kazanıyorlar
Uygur, öğrencilerin eğitimlerine öncelikle dalgıçlık işinin temeli olan skuba ile başladıklarını söyledi.
"Öğrenciler satıhtan ikmalli sistemler dediğimiz başlık dalışı yapıyor. Başlık dalışının skubadan farkı 'umbilical' diye tabir ettiğimiz göbek bağı gibi satıha bağlı yani havası yukarıya bağlı olduğu sistemlerdir. Dalgıç böylelikle sadece işine odaklanır, hava kaynağı, dekompresyon hesaplamalarını ve dalgıcın güvenliğini satıh düşünür. Bu kampta da bu konuların uygulamalarını yaptık. Gerçek iş hayatlarında başlıkla dalarak su altında kaynak, boru montajı, marina ve limanlarda beton dökme uygulamaları için tecrübe kazandılar."
Bu programdan mezun olan öğrencilerin iş imkanlarının sadece sanayi dalgıçlığı ile sınırlı olmadığından bahseden Uygur, "Öğrencilerimiz, dalgıçların vurgun olarak tabir ettiği 'dekompresyon' tedavisinde, şeker hastaları ve iyileşmeyen yaraların tedavilerinde kullanılan hiperbarik oksijen tedavilerinin yapıldığı merkezlerde, basınç odası operatörü olarak da iş imkanı bulabiliyor" dedi.
Vira Haber