Kafası ayıklanmış, dövülmüş ahtapot bol suyla yıkanır, üzerine kimyon sıvanır. Çelik bir tencerede (sakın düdüklü tencerede denemeyin) hiç su konmadan kapağı kapatılarak kısık ateşte 40 dakika kadar kendi buharında pişirilir. Esasında pişme süresi, ahtapotun iriliğine bağlıdır. 35’inci dakikada tencerenin kapağını açıp ahtapotun bacağının en kalın yerine çatalı batırın. Çatal kolay çıkıyorsa, pişmiş demektir. Ahtapot piştiğinde tencerede üç parmak kadar kızıl kahverengi su salacaktır. Ahtapot kendi buharı ile piştiğinden üçte ikiye yakın fire verir. Ben 2,5 kilo bir ahtapotu tencereden 850 gram olarak çıkardım. Sirkeli su ya da şaraplı su ile haşlanan ahtapotla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Piştikten sonra, ahtapotu soğumaya bırakın. Kollarının iç kısmında ince bir zar vardır. Onu temizleyin ama üzerindeki vantuzlar kalsın. Ahtapotları yarım parmak uzunluğunda doğrayın. Daha sonra da iki sıra vantuzun ortasından ikiye bölerek kesin. İçi pamuk gibi beyaz, dışı vantuzlu kızıl kahverengi kalsın. Gelelim sosuna... Bir tatlı kaşığı hardal, üzerine azar azar limon suyu dökülerek eritilir. Zeytinyağı konur. Tuz, karabiber, arzuya göre kırmızı pul biber karıştırılır. Ahtapotun saldığı kendi suyundan da üç-dört yemek kaşığı eklenir. Maydanozla süslenip servis edilir
(Sadun Boro'nun Vira Demir isimli kitabından alınmıştır)
virahaber.com