Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı, Türkiye ve Rusya arasındaki uçak düşürme krizinin olası ekonomik sonuçlarına ilişkin bir rapor yayınladı. Rapora göre, krizin Türkiye’ye olası yıllık maliyeti, büyük oranda gıda, turizm, inşaat, konut ve perakende sektörlerinden kaynaklı olarak, 11 milyar doların üzerinde olacak.
Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı (TÜSES), Türkiye ve Rusya arasında uçak düşürme olayıyla başlayan krizin olası ekonomik sonuçlarına ilişkin bir rapor yayınladı. Rapora göre, uçak krizi büyük oranda gıda, turizm, inşaat, konut ve perakende sektörlerinden kaynaklı olarak, Türkiye’ye yılda 11 milyar dolardan fazla gelir kaybettirecek.
Tarihi, sosyal ve kültürel ilişkilere sahip iki ülke arasında yaşanan krizin ekonomik etkilerini objektif bir şekilde ortaya koymak ve krizin iki ülke açısından da doğuracağı zararlı etkiye dikkat çekmek amacıyla hazırlanan TÜSES Rusya Raporu’nda, krizin ekonomik sonuçları özet olarak şöyle sıralandı:
“Trademap verilerinde, Türkiye ve Rusya Federasyonu’nun 2014 dış ticaret rakamlarına göre, Türkiye 84,5 milyar dolar dış ticaret açığı verirken, Rusya Federasyonu, ABD ve Avrupa Birliği’nin ekonomik ambargosuna rağmen 211 milyar dolar dış ticaret fazlası vermektedir.
İkili ticari ilişkiler açısından bakıldığında, Türkiye aleyhine aşağı yukarı 20 milyar dolarlık bir dış ticaret açığı bulunmaktadır. Yani Türkiye’nin Rusya Federasyonu ile olan dış ticaret açığı toplam dış ticaret açığının aşağı yukarı yüzde 23’ünü oluşturmaktadır. Toplam ticaret açığı 2011-2014 aralığında 18-20 milyar dolar seviyesine oturmuştur. Türkiye’nin Rusya Federasyonu’na olan ihracatı, Rusya’nın toplam ithalatı içinde yüzde 2 civarında iken, Rusya’nın Türkiye’ye ihracatı Türkiye’nin toplam ithalatının içinde yüzde 10,5 paya sahip.
Rusya Federasyonu, 30 Kasım 2015′te aldığı karar ile beyaz et ve çeşitli yaş meyve sebze ve narenciye ürünlerinin Türkiye’den ithalatına kısıtlama getirmiştir. Bu ürünlerde Türkiye’nin toplam ihracatı 3 milyar 270 milyon dolar iken, Rusya Federasyonu’na olan kısmı 932 milyon dolar olup, ilgili kalemlerde Türk dış ticaretinin yüzde 28,5’luk bir kayba uğrayacağı görülmektedir.
Rusya Federasyonu’nun Türkiye’den ithalatını yasakladığı beyaz et ihracatı ise Rusya Federasyonu’nun AB ambargosu öncesi aylık 50 tonlardan 2014 sonunda yıllık 6 bin tona çıkmıştı. Yine Akdeniz İhracatçı Birlikleri’nin Rusya Federasyonu’nun AB ülkelerine uygulayacağı ambargo kararı sonrası yaptığı duyuruda Türkiye’nin 46,7 milyon ton yaş meyve sebze üretiminin sadece 3,4 milyon tonunu ihraç ettiği belirtilmektedir. Bu durum yaş meyve, sebzede ihracat potansiyeli çok daha yüksek olan Türkiye’nin ciddi anlamda ekonomik kayba uğrayacağı anlamına gelmektedir.
Rusya Federasyonu Türkiye’nin en önemli ticaret ortağı ve toplam doğal gaz ithalatının yaklaşık yüzde 54’ünü Rusya Federasyonundan gerçekleştiriyor. Hali hazırda dondurulduğu bildirilen Akkuyu nükleer santrali, mavi akım projesi gibi projeler enerji başlığı altında iki ülke arasında görüşülmekteydi. Botaş, Gasprom ile doğal gaz fiyatı konusundaki anlaşmaya varılmış olan yüzde 10,25 indirimin, Gasprom tarafından çeşitli bahanelerle uygulamaya alınmaması nedeniyle, konuyu Uluslararası Ticaret Odasına götüreceğini açıkladı. İki ülke arasındaki gerginlik nedeniyle bu indirimin uygulamaya sokulması zor gözüküyor ve ekonomik boyutu 328 milyon dolar mertebesinde.
2014′te Türkiye’yi ziyaret eden Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) vatandaşı 9 milyona yakındı. Yani toplam turist sayısının neredeyse dörtte birini Rusya ve BDT vatandaşları oluşturuyordu. Uçak düşürme kriziyle birlikte olumsuz senaryoda 2016 yılında yüzde 40’lık bir kayıp yaşanacağı öngörülmektedir. TUIK verilerine göre yabancıların (yurtdışında ikamet eden Türk vatandaşları dışındaki turistlerin) 2014 ortalama harcaması 775 dolar olarak gerçekleşmiştir. Yüzde 40’lık bir kayıp, ortalama 3 milyon kişiye tekabül etmektedir. Bu bağlamda turizm gelirlerinde 2,3 milyar dolarlık bir gelir kaybı öngörülmelidir.
TUIK verilerine göre 2015 Ocak-Ekim ayları arasında 1750 konut ile Türkiye’de yabancılara yapılan konut satışının yaklaşık yüzde 10’u Rusya Federasyonu vatandaşlarına yapılmıştır. Azerbaycan, Ukrayna, Kazakistan gibi Rus vatandaşlarının yoğun yaşadığı veya politik olarak Rusya ile ilişkili ülke vatandaşlarına yapılan satışlar da göz önüne alındığında bu oranın yüzde 18’i geçtiği görülmektedir. Türkiye Konut Fiyat Endeksi (TKFE) verileri baz alındığında minimum 40 milyon dolarlık bir kayıp söz konusu olacaktır.
Ekonomi Bakanlığı ve TCMB verilerine göre Rusya’dan Türkiye’ye gerçekleşen yabancı sermaye girişi özellikle 2012’den sonra çok ciddi oranda artmış ve 2015 yılı ilk 9 ayında 2014 yılı seviyesini yakalamıştı. İspanya, ABD ve Hollanda’dan sonra Rusya sermaye girişinde dördüncü ülkedir.
Institute of International Finance’e göre 2015 yılında gelişmekte olan ülkelerden 735 milyar dolar sermaye çıkışı gerçekleşti. ABD Merkez Bankası FED’in faiz arttırım kararı sonrasında 2016 yılında da bu olumsuz trendin devam etmesi bekleniyor. TCMB Ödemeler Dengesi rakamlarına göre, Türkiye’den 2015 yılının ilk 11 ayında yabancı sermaye çıkışı 11 milyar dolar civarındadır. FED faiz artırımının Türkiye üzerindeki etkisinin 15-20 milyar dolar arasında olması beklendiği için, Rusya ile olan yabancı sermaye girişinde yaşanacak olası düşüşün, özellikle cari açığın finansmanı anlamında etkisi yüksek olacaktır.
Mal ticareti, enerji, turizm, inşaat, konut, yabancı sermaye girişleri dışında; deri, tekstil, otomotiv, gıda vb. sektörlerle, taşımacılık, seyahat endüstrileri, istihdam ve vergi gelirleri üzerinde de olumsuz etkileri dikkate alındığında, Rusya krizinin kötü senaryoda GSMH ödemeler dengesi ve yabancı sermaye girişi üzerindeki toplam olumsuz etkisinin yıllık 11 milyar dolardan fazla oluşması beklenmektedir.”
ViraHaber.com