Yunanistan’ın en güzel adalarından biri olan Rodos, yaz tatilleri için adeta kaçırılmaz bir fırsat niteliğinde. On iki adaların en büyüğü konumunda olan Rodos, deniz, kum ve güneş üçlüsünü bir arada yaşayabilmek için mükemmel bir tatil cenneti. Yaz tatilinde çok uzaklara gitmeden, hatta günübirlik bile gidilip gelinebilen Rodos’u tercih etmeden önce bu cennet ada ile ilgili aklınızda hiçbir soru işareti kalmamalı. Rodos turları ile keyifli bir tatilin tadını çıkarmak istiyorsanız ihtiyacınız olan tüm bilgiler yazımızın devamında sizleri bekliyor.
1. Rodos’a Gitmeden Önce Bunları Bilmekte Fayda Var!
Türkiye’ye en yakın Yunan adalarından olan Rodos, zengin tarihi ve görülmeye değer doğası ile birlikte adından sıkça söz ettiren yerlerden. Öyle ki UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’nde yer alıyor. Geçmişi dolayısıyla “Şövalyeler Adası” olarak da tanınan Rodos’ta gezerken kendinizi tarihte yolculuk yapıyormuş gibi hissedebilirsiniz. Osmanlı İmparatorluğu’nun izlerini de görebileceğiniz Rodos turları için kapıda vizesi almanın yeterli olması da bu eşsiz adanın cazibesini artırmakta. Kapsamlı bir Rodos tatili için ortalama 2-3 günlük süre yeterli olarak kabul edilebilir. Programınız daha uzun ise şanslısınız. Ancak daha kısa bir zamanınız varsa endişelenmeyin! Rodos, günübirlik turlar için de tam anlamıyla bir cennet. Hatta şunu da ekleyelim tatil için zamanınız fazlaysa Rodos - Simi Adası turu gibi farklı rotaları da değerlendirebilirsiniz.
2. Ada Gecelerine Hazır Olun: Eğlencenin Adresi Rodos
Rodos turu sırasında gündüz tarihi yapıları veya doğal güzellikleri gezerken enerjinizi tam olarak tüketmeyin! Çünkü akşam olduğunda meşhur Yunan tavernalarının sıralandığı sokaklarda dibine kadar eğleneceksiniz. Güneşin batmasına yakın saatlerde tavernaya oturup caciki, dolmaki gibi lezzetlerin tadına bakarken arka planda çalan Yunan müziğiyle kendinizi bir anda rüyadaymış gibi hissedebilirsiniz. Saatler ilerlediğinde ise tavernalarda canlı müzik faslı başlıyor. Bu fasıllarda tabak kırmalardan sirtakilere kadar pek çok aktiviteye gözlerinizle tanıklık edebilir ve hatta dahil olabilirsiniz. Bana bu kadarı da yetmez diyenlerdenseniz Mikonos - Rodos - Santorini turu ile Yunanistan gece hayatının tadını daha çok çıkarabilirsiniz.
Gelelim tekrar Rodos’a… Burada gece hayatı tabi ki tavernalar ile sınırlı değil. Adanın liman bölgesinde pek çok gece kulübü, bar ve çeşit çeşit meyhaneler bulunmakta. Lindian House Bar ve Memories Cocktail Bar gibi mekânlar, adanın en iyilerinden. Zevkinize hitap eden mekânı bulduğunuzda geriye tek şey kalıyor: Doyasıya eğlenmek!
3. Plaj Severlere Müjde: Rodos’ta Plajlar Ücretsiz!
Normalde tatil yerlerinde pek alışkın olmadığınız bir duruma Rodos’ta tanıklık edebilirsiniz. Çünkü burada plajlara giriş ücreti alınmıyor. Plajlara ücretsiz bir şekilde giriş yaptıktan sonra isteğe bağlı olarak şezlong ya da şemsiye kiralaması yapabilirsiniz. Eğer kendi plaj malzemelerinizi getirirseniz de dilediğiniz yere havlunuzu sererek denize girebilirsiniz. Onun dışında Rodos turu sırasında plajlarda şezlong kiralamak isterseniz de ortalama 5 ile 10 euro arası bir ücret ödemeniz gerekebilir. Elli Beach, Kallithea Beach ve Ladiko Beach adanın en güzel plajları arasında gösteriliyor. Gerçi Ladiko Beach, aynı zamanda Anthony Quinn Koyu adıyla da biliniyor. Buranın adının da ünlü oyuncu Anthony Quinn’in Rodos’a film çekimi için gelip burayı çok beğenmesinden geldiği rivayet edilmekte.
4. Rodos’ta Orta Çağ’ın İzlerine Tanıklık Edin!
Rodos’un Old Town yani Eski Şehir olarak bilinen bölgesini mutlaka görmeniz gerek. Orta Çağ’dan kalma yapıların yanı sıra birçok farklı kültüre ilişkin eserlerin bulunduğu bölge, surlarla çevrili. UNESCO’nun Rodos’u onurlandırdığı bölge olan Old Town’ın merkezi ise Hipokrat Meydanı. Gezilerinize buradan keyifle başlayabilirsiniz. Yakınlarında bulunan Şövalyeler Sokağı’nı mutlaka görmeniz gerek. Devasa bir sarayın bulunduğu sokakta aynı zamanda birbirinden önemli eserlerin bulunduğu arkeoloji müzesini de gezebilirsiniz. Tabii Osmanlı’dan miras kalan Süleymaniye Cami’yi görmemek olmaz Rodos’a kadar gelmişken. Kanuni Sultan Süleyman’ın eşi tarafından yaptırılan camiyi de gördükten sonra kendinizi Eski Şehir bölgesinin dar sokaklarına atabilir ve otantik atmosferin tadını doyasıya çıkarabilirsiniz.