Piri Reis Üniversitesi Vekil Rektörü Prof. Dr. Nafiz Arıca'dan Deniz Ticareti Dergisi'ne Özel Değerlendirme

Prof. Dr. Nafiz Arıca, 19 Eylül 2022 tarihinde devraldığı Piri Reis Üniversitesi Rektörlüğü (Vekil Rektör) görevine ve hedeflerine yönelik Deniz Ticareti Dergisi’ne değerlendirmelerde bulundu.

1991 yılında Deniz Harp Okulu’ndan Elektrik-Elektronik lisans derecesi aldıktan sonra Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda dört yıl süreyle muhabere ve harekat subaylığı görevlerini yerine getiren, ardından 1995 yılında hem yüksek lisans, hem de doktora derecesini aldığı ODTÜ (Orta Doğu Teknik Üniversitesi) Bilgisayar Mühendisliği Bölümüne katılan ve 1998 yılında, hazırlamış olduğu tez ile ODTÜ’de yılın tezi olarak ödüllendirilen ve 2006-2008 yılları arasında ABD’de Illinois Üniversitesi, Urbana-Champaign ve Naval Postgraduate School’da araştırmacı ve misafir öğretim üyesi olduktan sonra Deniz Harp Okulunda Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanlığı görevini ve Bahçeşehir Üniversitesinde Enstitü Müdürlüğü ve Dekanlık görevlerini yürütmüş olan Prof. Dr. Nafiz Arıca, 19 Eylül 2022 tarihinde devraldığı Piri Reis Üniversitesi Rektörlüğü (Vekil Rektör) görevine ve hedeflerine yönelik Deniz Ticareti Dergisi’ne değerlendirmelerde bulundu.

2022 – 2023 Eğitim öğretim döneminden başlayarak nasıl bir ön görünüz var. İstediğiniz sayıda öğrenci geldi mi? Doluluk oranınız nedir?

2022 – 2023 dönemi benden önceki dönem olduğu için kayıt dönemi bitmişti; ancak yüzde 96 oranında bir doluluk oranına sahibiz. Diğer üniversitelerle de mukayese ettiğimizde iyi bir durumda olduğumuzu söyleyebiliriz. Muhtemelen ücret artışından dolayı sadece Hukuk Fakültesi’nde eksikliğimiz var. Onun dışında bütün bölümlerimiz ve programlarımızda yüzde 96 oranında doluluk oranına sahibiz. Üniversitemiz 5 fakülte ve 1 Denizcilik Meslek Yüksekokulu’ndan oluşuyor. Bir de lisansüstü eğitim enstitüsü var. Fakülteler bazında karşılaştırdığımızda diğer üniversitelerin burslu öğrencileri ve bizim öğrencilerimizle çok ayrıntılı bir analiz yaptık. Bölgemizdeki ve diğer oda vakıf üniversitelerine giren burslu öğrencilerden en yüksek ve en düşük giren öğrencilerin sıralamalarını karşılaştırdık. Devlet üniversitesinde de, bizde de parasız okuyanların üniversite YKS sıralamalarındaki durumuna göre mukayese ediyoruz. Denizcilik eğitiminde; Deniz Ulaştırma İşletmede İTÜ’den sonra Dokuz Eylül Üniversitesi ile başa baş geldiğimizi söyleyebilirim. Makine İşletmede ise  Yıldız Teknik Üniversitesi devreye giriyor. İTÜ’den sonra Yıldız Teknik Üniversitesi, arkasından da Piri Reis Üniversitesi geliyor. Denizcilik eğitimi açısından vakıf üniversitesi ve henüz 15 yıllık bir üniversite olarak baktığımız zaman gerçekten iyi durumdayız. Ancak tabii iyinin iyisi vardır. Bizim hedefimiz de üniversitemizi çok daha iyi noktalara getirmek.

Konuşmalarınızda Piri Reis Üniversitesi’ni başka bir noktaya taşımak istediğinizden bahsettiniz. Hedeflerinizi paylaşabilir misiniz?

Üniversitelerin genel olarak üç misyonu vardır. Bunlardan biri eğitim-öğretim, diğeri araştırma-geliştirme, diğeri de topluma hizmet. Ben üniversitemizin açılış konuşmasında da ifade ettiğim gibi hedeflerimizi yüksek tutmamız gerektiğine inanıyorum. Eğitim öğretimde denizcilik eğitimi veren dünyanın en iyi üniversitesi olmayı hedefliyoruz. Deniz teknolojilerinin gelişiminde Türkiye’nin öncü üniversitesi olmayı hedefliyoruz. Topluma hizmet alanında da Türk denizciliğine ve denizcilik sektörüne dair her alanda Piri Reis Üniversitesi bayrağını gezdirmek, dalgalandırmak ve Piri Reis Üniversitesi markası yaratmak gayesindeyiz. Bu hedeflerle beraber üniversitemizin uluslararası görünürlüğünün yükselmesi ve 2030 yılında da dünyanın en iyi 1000 üniversitesi arasına girmeyi hedefliyoruz. Bununla birlikte akademisyenlerin, öğretim üyelerinin ve öğretim görevlilerinin de uluslararası olması çok önemli. Uluslararası arenada bayrak göstermesi, tanınır olması gerekiyor. Bu hedeflere ulaşmak amacıyla mütevelli heyetimizin de onayını alarak strateji planımızı hazırlıyoruz. Benim görevim boyunca uyguladığım her karar, her hareket bu hedeflere hizmet edecek şekilde olacak.

Mütevelli heyetimizi de daha fazla yönetimin içinde tutmak istiyorum. Üniversitenin senatosu, yönetim kurulu mevcut, ama üniversitenin bir de özellikle mali desteğini sağlayan İMEAK Deniz Ticaret Odası var ve oda tarafından belirlenen bir mütevelli heyetimiz var. Bu heyetteki insanlar da denizcilik sektörünün içinde yıllarını geçirmiş tecrübeli insanlar. Geleceğini, denizcilik sektörünün ihtiyaçlarını daha iyi öngörebilen, işin içinde olan kişiler… Sadece mali konularda değil, üniversitenin stratejik hedefleri doğrultusunda onların da görüşlerini, onaylarını almak gerektiğini düşünüyorum.

Vizyon ve misyonla ilgili de değişiklikler olacak o zaman…

Üniversitemizin denizcilik odağından bir nebze de olsa uzaklaştığını görüyorum. Bunu da verilerle anlattım Mütevelli Heyetine. Biz denizcilik odaklı bir üniversiteyiz. Vizyonumuzda deniz kelimesi geçmiyor mesela. Başta üniversitemizin vizyonundan başlayarak, bazı değişiklikler yapmamız gerekiyor. Mesela vizyonumuz denizcilik eğitimi ve deniz teknolojilerinin gelişiminde lider, uluslararası tanınır, tematik bir üniversite olmak şeklinde olabilir.

Bu üniversitenin varoluş sebebi denizcilik sektörü. Ben 1994 senesinden beri bilgisayar mühendisliği daha da özelde, yapay zekâ üzerine çalıştım. Deniz lisesi, Deniz Harp Okulu mezunuyum. Dört yıl Akdeniz’de İstanbul’da gemilerde çalıştım. Ama daha sonra akademik dünyaya geçiş yaptım. Yaklaşık 28 senedir bilgisayar mühendisliği bilişim sistemleriyle ilgileniyorum. Şimdi ben bu alanla ilgileniyorum diye Piri Reis Üniversitesi’ni dünyanın mühendislik alanında en iyi üniversitesi yapacağım hedefiyle ortaya çıksam pek mantıklı olmaz. Bu üniversitenin varoluş sebebi denizcilik. O yüzden odağımızı, rotamızı, denize döndürmemiz gerekiyor.

Günümüzde otonom gemiler, ileri teknoloji, sıfır atık, çevreci yakıtları konuşuyoruz. Durmadan değişen, gelişen bir sektörden bahsediyoruz aslında. Üniversitenin de yol haritası bu yönde mi olacak?

Bu sene Dünya Denizcilik Üniversiteleri Örgütü’ne yönetim kurulu üyesi olduk. Orada daha aktif olmak niyetindeyim. Örgütün de; daha akademikleşmesi konusunda bazı inisiyatifler almaya başladım. Örgütün, 2019 yılında başlayan ve 2020 yılında biten bir araştırmaları var. Dünyada farklı yerlerde yapılan anketlerin sonucu bu araştırma. Denizcilik eğitiminin geleceğine dair hangi yetkinliklere sahip olmasını bekliyorsunuz gibi sorular sorulduğunda ve bunun görsel haritası yapıldığında Technological Awareness ve Technical Competencies bir numarada çıkmış. Denizciliğin evrildiği nokta teknolojinin de geliştiği yeşil gemi, otonom gemi, dijitalleşme ve verimlilik; bu konularda öğrencilerimizin teknolojiye daha hakim ve teknolojiyi kullanacak şekilde mezun olmaları gerektiği konusunda önümüzdeki yıllarda bir eğilimden bahsediyoruz. O yüzden bizim eğitim müfredatımızda da benim de gelir gelmez başlattığım bir güncelleme ihtiyacı söz konusu. Güncelleme sürekli olmak zorunda. Denizcilik eğitiminin de güncellenmesi gerektiğine inanıyorum. Piri Reis Üniversitesi ve bir vakıf üniversitesi olarak devlet üniversitelerine göre bazı avantajlarımız var. Biz daha esnek ve dinamik olabiliriz. Örneğin; yurtdışından öğretim üyelerini daha rahat getirebilme, farklı iş birliği anlaşmaları yapabilme veya denizci öğretim üyelerine mesleki gelişimlerini unutturmayacak ve maddi kaygılarına yardmcı olacak şekilde arada izinler vererek denize çıkmasına olanak sağlayabilme gibi imkanlarımız var. Bu esneklikleri kullanırsak, devlet üniversitelerinden daha avantajlı bir duruma gelebileceğimizi düşünüyorum. Benim hedefim sürekli daha ileriye bakmak olacak… Piri Reis Üniversitesi olarak İTÜ’den, Yıldız Teknik’den Dokuz Eylül Üniversitesi’nden daha iyi olmaya çalışacağız, tabii onlar da bizden iyi olmaya çalışacaklardır. Tatlı rekabet güzeldir ...

Üniversite - sanayi iş birliği her iki taraf için de çok önemli. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz, iş birlikleri devam edip gelişecek mi?

Rektörlük görevimde öncelikli alanlarım; sektörel iş birliği, uluslararası alanlarda görünür olma, kurumsal iletişim, öğrenci memnuniyeti, araştırma geliştirme ve verimlilik. Bu altı başlık altında topladım önceliklerimi. Sektörle iş birliği anlamında bütün sektörle ara yüzü olan birimleri tek bir birim altında toplayarak, bunların koordineli bir şekilde çalışması ve daha agresif olması için bir çalışma içerisindeyiz. Şu ana kadar 2014-2015 yıllarında imzalanmış 11 firma ile iş birliği anlaşmamız var. Bunun sayısını yüzlere ulaştırmak niyetindeyim. Farklı boyutlarda olacak bu işbirliği. Firma yetkililerinin üniversitemizde seminer vermesi, çalıştaylar düzenlemesi, bir dersin bir gününde misafir öğretim elemanı olarak gelip öğrencilerle bir araya gelmesi. Bir dersin tamamını markalı olarak dizayn edip, bu dersin tamamının firma yetkilileri tarafından verilmesi ve seçmeli ders havuzunda yer alması. Tabii bu, bir hocamız ile koordineli olarak yapılacak. Öğrenciler hem bu vesile ile sektörle ara yüze sahip olacak. Sektörde amiri pozisyonunda olacak kişilerle bir arada olacak ve sektörün ağzından öğrenecek her şeyi. Sektör açısından bakıldığında da, iyi öğrenciyi seçip iş teklifinde bulunacak. Bu eğitim öğretim anlamında çok önemli… Tabi araştırma geliştirme de önemli. Bunun bir ayağı da sektörün ihtiyaç duyduğu AR-GE faaliyetlerini yürütmek. Hep sektör okula verecek diye bir şey yok, bu karşılıklı iş birliği. Üniversite olarak da bizim sektörün personeline yüksek lisans kapılarını açıp, doktora eğitiminde burslar vermemiz söz konusu olacak. Yani bizim elimizdeki imkanlar; okulun mevcut fiziki ve teknolojik altyapısı ve vereceğimiz eğitimler... Biz bunları sektörle paylaşacağız, sektör de bizle kendi elindekileri paylaşacak. Bu şekilde bir işbirliği yapmak niyetindeyim. Açıkçası bunun içinde rektör yardımcısı düzeyinde bütün o birimleri bir araya getirip koordinasyon içerisinde çalışmalarını istiyorum. Zaten rektör yardımcısı düzeyinde de olmazsa, ben bizzat buna yoğunlaşacağım. Sektör üniversitesi olarak sektörle işbirliğini beceremezsek hangi üniversite becerebilir...  

Başka ne gibi yenilikler planlıyorsunuz?

Öğrenci memnuniyeti anlamında da bir dekanlık kurduk. Öğrencinin eğitim-öğretim faaliyetleri dışındaki bütün faaliyetlerinden sorumlu bir birim olacak. Başına da çok değerli bir hocamızı görevlendirdik. Öğrenci Dekanlığı, öğrenci kulüpleri, öğrenci spor kulüpleri, PDR, kültürel hizmetler vb., yani öğrencinin bütün akademik faaliyetlerini dışındaki faaliyetlerden sorumlu bir birim olacak.

Uluslararasılaşma konusuna da değinirsek, üniversitemizde sadece 9 tane uluslararası öğrenci var. Uluslararasılaşma, birçok anlamda önemli. Hem hedeflerimize ulaşmak için hem de mali açıdan önemli… Aynı zamanda da İngilizce eğitimi açısından da önemli. Biz İngilizce eğitim veriyoruz esasında, ama sınıftaki tüm öğrenciler Türk olunca dersin belli bölümlerinde Türkçe konuşulabiliyor. Bir tane uluslararası öğrenci olsa olay çok farklılaşıyor. Öğrencilerimizin İngilizcelerinin gelişmesi anlamında uluslararası öğrenci sayımızı arttırmamız gerekiyor.

Strateji ve Gelişim Müdürlüğü kurduk. Okul içi ve dışından toplanan her türlü verinin işlendiği, analiz edildiği bir birim. Tüm bu kararlarımızı veriye bakarak veriyoruz...

Tabii bu arada üniversitemizde dijital dönüşüm projesi başlattık. Üniversitemizde Bilişim Teknolojilerinin en üst düzeyde kullanmasını hedefliyoruz

“Bu üniversitenin kapısı sektöre açıktır” demiştiniz. Sosyal sorumluluk projelerine de önem veriyorsunuz… Nasıl bir çağrıda bulunacaksınız?

Piri Reis Üniversitesi denizcilik sektörünün göz bebeği, bir milli servet… Burası kullanmayınca da eskiyor. O yüzden başta denizcilik sektörü olmak üzere üniversitenizin kapısını herkese açıyoruz. Üniversitenin 24 saat işleyen bir yer olmasını istiyoruz. İnşallah bu hedeflerimize ulaşırız. Zira ben Piri Reis Üniversitesi’nin Türk denizciliğinin ve denizcilik sektörünün gelişiminde önemli bir misyonu olduğuna inanıyorum. Ülkemizde bir sektöre ait olan ilk ve tek üniversiteyiz.

O yüzden Piri Reis Üniversitesi Rektörü’nün normal bir üniversite rektörünün üzerindeki sorumluluktan daha ağır bir sorumluluğu var. Çünkü sektörün de beklentileri var. Bu benim açımdan ayrı bir sorumluluk getiriyor. Tabii ki bu arada Cumhuriyetimizin 100. yılında görevi devralmak ayrı bir anlam yüklüyor. Son söz olarak şunu söyleyebilirim. Rektörlük göreviyle birlikte yıllar sonra özüme, denize dönmüş oldum…

Vira Haber

EĞİTİM Haberleri

Naci Alkoç Eğitim Vakfı’ndan Öğrencilere Burs İmkanı
Doç. Dr. Günseli Naymansoy’dan “Meslek Kültürü ve Etiği” Semineri
Sabancı Üniversitesi IICEC’ten Sürdürülebilir Bilgi Teknolojileri Webinarı
Karadeniz için Yenilikçi Mavi Ekonomi: Kapasite Geliştirme Çalıştayı İTÜ'de Gerçekleşecek
Çevreci Okullara "Yeşil Bayrak"